Ve 7 aylık tasarlanan ömrü için bu görevi çok iyi yaptı. | TED | وقد فعل ذلك بشكل جيد طوال مدة حياته المقرَّرة وهي سبعة أشهر. |
Bütün ömrü burada geçti Üniversite için bile buralardan ayrılmadı. | Open Subtitles | عاشَ هنا كُلّ حياته. هو لا يُسافرَ حتى إلى الكليَّةِ. |
Bu bomba senin kadar sahte değilse, ikimizin de yarım saat ömrü kaldı. | Open Subtitles | مالم تلك القنبلة كمزيّف بينما أنت، كلانا أصبحنا حول النصف الساعة للعيش. |
Şifrelenmiş bir ses 24 saat ömrü kaldığını söylemiş. | Open Subtitles | مجاهد الصوت الذي يخبره كان عنده 24 ساعة للعيش. |
Bu 28 yıldır izlediğim, ki bir koloni ömrü yaklaşık bu kadardır, hasatçı karınca popülasyonunun bulunduğu çalışma alanının bir haritası. | TED | هذه خريطة موقع الدراسة الذي أتابع فيه هذه المجتمعات من مستعمرات النمل الكادحة من 28 سنة، وهي فترة تقارب عمر المستعمرة. |
Bazı insanlar güneş pillerini üretmek için gereken enerjinin, tüm ömrü boyunca üreteceğinden daha fazla olduğunu söyler. | TED | حتى أن البعض يقول أن الطاقة اللازمة لإنتاج الخلايا الشمسية أكبر من الطاقة التي ستنتجها في حياتها |
Michael'ın da ömrü boyunca komi olmasını istiyorsan hiç durma, hayır de. | Open Subtitles | ومايكل يكون خادم في الفندق لبقية حياته فقط قولي لا فقط ابتعجي |
Evet, ömrü boyunca öldürmek için çalıştığı bir türün canları. | Open Subtitles | أجل، حياة النوع الذي قضى حياته كلها في محاولة قتله |
Demek istediğim, bu çocuk ömrü boyunca evlatlık sisteminde dolandı durdu. | Open Subtitles | أعني أن هذا الطفل دائم الحركه نظام الحضانة هو حياته كلها |
Willy ne kadar ömrü kaldığını öğrenince bir kız olmaya karar vermiş. | Open Subtitles | عندما علم ويلي كم بقي له في حياته قرر أن يصبح فتاة |
Ve salınım olduğunda ise, yarılanma ömrü üç dakika, ve oda sıcaklığında hızla bozuluyor. | TED | وعندما يتم إنتاجه فإن دورة حياته لاتتجاوز الثلاث دقائق ونصف الدقيقة ويندثر بسرعة في درجات الحرارة الطبيعية |
Barney'in 12 saatlik ömrü kaldığını düşünen kızın yalandan evlilik teklif ettiği kızdan çok daha fazla sebebi var. | Open Subtitles | الفتاة التي ظنت أنه متبقي له 12 ساعه للعيش لديها سبب أكبر لتكرهه أكثر من الفتاة التي أصطنع التقدم لطلب يدها |
Eğer, o evde onunla beraber yaşayamayacaksan, ömrü boyunca yaptığı birikimleri senin için bu eve harcamasına izin veremezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك مجرد السماح له بصرف مدخرات حياته في هذا البيت لأجلك, إذا كنتِ ربما لن تكوني هنا للعيش فيه |
Birkaç ay ömrü kalmış kişileri tercih edenler. | Open Subtitles | قاتل يريد أن يأخذ حياة شخص لديه أشهر قليلة للعيش |
Normalde verimlilik hayatidir, çünkü motorun ömrü boyunca yaktığı yakıtın maliyeti motor mailyetinden çok fazladır. | TED | في العادة، الكفاءة أمر مصيري لأن تكلفة الوقود على مدى عمر المحرك أكبلا بكثير من تكلفة المحرك |
Radyoaktiv ömrü ... 100 yıl kadar diye düşünüyorum. | Open Subtitles | نصف عمر الإشعاع أعتقد أن الأحتمالية مائة عام |
Radyoaktif ömrü... 100 yıl kadar diye düşünüyorum. | Open Subtitles | نصف عمر الإشعاع أعتقد أن الأحتمالية مائة عام |
Sonuçta bir rakipten kurtulmak, ömrü boyunca rakibin sevgililerini öldürmekten daha kolay olurdu. | Open Subtitles | وعلى اى حال, فانه كان من الأسهل عليها التخلص من منافستها بدلا من مطاردة اصدقائها وقتلهم كل مرة طول حياتها |
Bu gece... ömrü boyunca ilk ve tek kez çiçek açacak. | Open Subtitles | الليلة للمرة الاولى والوحيدة فى حياتها ستزهر |
Bu gece... ömrü boyunca ilk ve tek kez çiçek açacak. | Open Subtitles | الليلة للمرة الاولى والوحيدة فى حياتها ستزهر |
Doğru koşullarda CD ve DVD'lerin ömrü birkaç on yıl ile birkaç yüzyıl arasında değişir. | Open Subtitles | التخمينات لفترة صلاحية الاسطوانات والدي في دي من بضعة عقود إلى بضعة قرون مع توافر الظروف المناسبة. |
- Fazla ömrü kalmadı. - Ama cesur bir adam. | Open Subtitles | اعتقد انه ليس لديه الكثير ليعيشه ولكنه رجل شجاع |
Ama ömrü yetmedi. | Open Subtitles | لَكنَّه لا يَستطيعُ أَنْ يَعمَلُ بقدر ما أرادَ ان يكون |
Ne kadar ömrü kalmış? | Open Subtitles | كم لديه من الوقت؟ |
Ancak, güneş sistemimizin ömrü boyunca bunlar başımızdan geçecek olaylardır. | Open Subtitles | ولكن خلال فترة حياة النظام الشمسي هذه الإحتمالات قد تحدث |
Metellus ömrü boyunca Marcus Crassus isminden korkacak. | Open Subtitles | خلال أيامه الباقية سيخاف (ميتاليس) من (ماركوس كراسوس) |
Kalp nakli olmadan Poon Dong un kısa bir ömrü kaldığı söyleniyordu | Open Subtitles | بدون عملية نقل قلب له كانت ايامه على قيد الحياة معدودة |
Kim olduğumuzun çok yakından bir parçası olduğu için ömrü dolmuş insan formuna sevgiyle bakmak nasıl olurdu? | TED | ما من شأنه أن يكون مثل النظر في شكل الإنسان المنتهي الصلاحية بحب لأنه بشكل وثيق جدا جزء منا نحن جميعا؟ |
Doğru, ve hızlanmış büyüme süreci, uzmanlaşmayla birleşince kısa bir ömrü olacağını söyleyebiliriz. | Open Subtitles | صح، ونسبة النمو المُتَسارعَ، مندمجَ مع التخصصِ، هذا يَقترحُ دورة حياة قصيرة. |