| Burada sabırla durup, Büyük Efendi'nin seni öldürmesini beklemek ya da onu öldürüp Örümcek Ağı Kalesi'nin Efendisi olmak. | Open Subtitles | أن تبقى هنا وتنتظر بصبر أن يذبحك السيد العظيم، أو أن تذبحه أولا وتصبح السيد على قلعة شباك العنكبوت |
| Efendim, Kuzey Garnizonu'nu çevreleyen orman, Örümcek Ağı Kalesi'ndeki silahlı askerler tarafından çevrili. | Open Subtitles | سيدي الغابات المحيطة بالحامية الشمالية مليئة بالجند المسلحين جميعهم من قلعة شباك العنكبوت |
| Sabahın erken saatinde hiç Örümcek Ağı gördünüz mü? | TED | هل سبق لكم أن رأيتم شبكة عنكبوت في الصباح الباكر؟ |
| Burası nasıl kurtulacağımı bilemediğim bir Örümcek Ağı. | Open Subtitles | إنها شبكة عنكبوت لن أعرف يوماً كيف أخرج منها |
| Çünkü Örümcek Ağı beni delirtiyordu. Örümcek ağını koyduğum yerden geri alamıyordum. | TED | لأن خيوط العنكبوت دفعتني إلى الجنون لأني لم أستطع التلاعب بحركتها. |
| Bir dahaki sefere bir Örümcek Ağı gördüğünüzde lütfen durun ve daha yakından bakın. | TED | في المرة القادمة التي تشاهدون فيها شبكة العنكبوت ارجوكم توقفوا وانظروا عن قرب اكثر |
| Bu arada Örümcek Ağı dövmeli mahkumları tarıyorum. | Open Subtitles | أوه, لقد كنت أبحث من قبل عن سجناء يمتلكون وشم نسيج العنكبوت |
| İlk olarak, nöbetçi erleri Örümcek Ağı Ormanı'na gönderin. | Open Subtitles | أولا، نضع الخفر على بوابات غابة شباك العنكبوت |
| Örümcek Ağı Kalesi'nin Efendisi olmayı dilemek saçma. | Open Subtitles | إنه من المنافي للعقل أن أكون سيدا على قلعة شباك العنكبوت |
| Efendim, bir haberim var.Örümcek Ağı Kalesi'nden 300 adam ormanda pusuya yatmış. | Open Subtitles | سيدي اسمح لي بالكلام، 300 من رجال قلعة شباك العنكبوت ينسلون من الغابة |
| Örümcek Ağı Ormanı tuzaklarla doludur. | Open Subtitles | غابة شباك العنكبوت ليست إلا شباك من الآثار |
| Bir zamanlar bir adam tanırdım tüm kolu boyunca Örümcek Ağı dövmesi vardı. | Open Subtitles | أتعلم... عرفت شخصا في وقت سابق كان يملك شبكة عنكبوت على طول دراعه |
| Bir şey fark ettiğimde, Örümcek Ağı içindeydim. | Open Subtitles | عندمـا بدأت أدرك الأمر وجدتُ نفسي في شبكة عنكبوت |
| Sorun yok, sadece biraz Örümcek Ağı var. | Open Subtitles | ،لا مشكلة إنّها مجرّد شبكة عنكبوت |
| Örümcek Ağı! Örümcek Ağı ağzıma girdi! | Open Subtitles | شبكة عنكبوت , شبكة عنكبوت قد دخلت فمي |
| - İçeride olamaz, Örümcek Ağı bozulmamış. | Open Subtitles | لا يمكنهم أن يكونوا هناك إن خيوط العنكبوت سليمة لم تتقطع |
| Toplayabildiğin kadar Örümcek Ağı topla. | Open Subtitles | ترى كم خيوط العنكبوت يمكنك الحصول على هناك. |
| Birçok Örümcek Ağı türü var. | TED | هناك العديد من انواع خيوط العنكبوت |
| Örümcek Ağı, zaman aralığını ifade ediyor. | Open Subtitles | من إبرة الوشم القذرة على مرفقه شبكة العنكبوت ، ثمثّل مضي وقتُ طويل |
| Belli şeyleri tutturmak için Örümcek Ağı kullandım. Bu kısım beni çıldırttı. | TED | فاستعملت نسيج العنكبوت لربط بعض الأشياء مما دفعني للجنون... |
| Bak ne diyeceğim, çok iyi bir Örümcek Ağı temizleme yöntemiymiş bu. | Open Subtitles | سأقول لك بصراحة إني أفضل فعل شيء أقل تعبًا |
| Ülkemizde, mısırı tarladan CAFO'lara taşıyan Örümcek Ağı gibi bir tren ve kara yolu sistemi var. | Open Subtitles | هناك شبكة عنكبوتية من الطرق وسكك الحديد في جميع انحاء الدولة لنقل الذرة |
| Örümcek Ağı gibi. Bunda garip bir şey olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | لم نستطيع اقتحام الخط . انها مثل كرة الأربطة المطاطية |
| Sanki saçımda Örümcek Ağı var gibi. | Open Subtitles | أشعر كأن لدي بيت العنكبوت في رأسي |
| Geriye kalan kısımda sadece Örümcek Ağı toplanır. 4400 Merkezinde kullanılmayan bu potansiyele hafifçe dokunmaya çalışıyoruz. | Open Subtitles | وكل شيء آخر مجرد كتجميع انسجه العنكبوت هنا في مركز الـ 4400 نحن نحاول ان ندخل في تلك الامكانيات الغير مستعمله , |
| Ve bu Örümcek Ağı gökyüzündeki yerel koordinatlara karşılık geliyor. | TED | وهذه الشبكة العنكبوتية تتجاوب مع الإحداثيات المحلية في السماء |
| Ülkemizin düşmanlarının Örümcek Ağı pantolonları kirpi eğerleri sert koşu atları ve sonsuz bir yolculukları olsun. | Open Subtitles | ،نخبَ أعداء دولتنا ،رجاءَ أن يبتلوا بمؤخرةٍ أوهن من بيت العنكبوت ،وسرجٍ شائك |