Ayrıca ustalardan ve usta sayılabileceklerden bol bol övgü aldım. | Open Subtitles | بالاضافة إلى الثناء الذى أتلقاه من العظماء وشِبه العُظماء. |
Bu şehirde eğer The New York Times'dan övgü alamazsan yok olur gidersin. | Open Subtitles | في هذه البلدة إن لم تحصل على المديح من النيويورك تايمز سوف تغلق |
Başkasının işi için övgü görmek isteyen ilk sen değilsin. | Open Subtitles | أتعلم، لستَ أوّل معجب ينال الفضل على عمل أحد آخر |
Ailem, paranı boşa harcamak diyor. Bu övgü bana yeter. | Open Subtitles | والديّ يدعوانه مضيعة لصندوقي الإئتماني، وهو ثناء كافٍ بالنسبة لي. |
Ülkemizi kalkındıran kadınlara bir övgü. | Open Subtitles | إنه تقدير للنساء اللائي جعلن بلادنا عظيمة |
Polis departmanına göre iyi halkla ilişkiler. Hatta patronumdan övgü bile aldım. | Open Subtitles | في حين أن طاقم النهب في منزله. حصلت حتى مجاملة من رئيسي. |
Söyleyenin tutumuna ve ses tonuna bağlı olarak bunlar pekâlâ övgü olabilir. | TED | تبعاً للموقف ونبرة الصوت وراء هذه العبارات، قد تكون عبارات إطراء بالفعل. |
Müdür olarak övgü aldım ben. Belediye başkanından. | Open Subtitles | لقد تلقيت الثناء من رئيس البلدية لأبقى المدير |
Ve bir çeşit canlı yayında övgü tarzı bir şey yapmamız gerekiyor. Aslında bizde Jenna için çoktan bir ölüm ilanı makarası var. | Open Subtitles | .سوف نضع لها نوعاً من الثناء على الهواء .بالحقيقة لدينا نعي لها حقيقي |
Eve, giyinmeye gidiyorum benden bir buçuk saat önce gidip övgü videonu izlemelisin. | Open Subtitles | حسناً، أنا في طريقي للبيت لأرتدي ملابسي ولكن يجب أن تكون هناك قبلي بساعة ونصف لتشاهد فيديو الثناء |
Bu tür bir övgü bütün zahmete değer. Tamam, ben gidiyorum. | Open Subtitles | هذا هو المديح الذي يجعله يستحق العناء حسنا , أنا مغادر |
Emin değilim ama sanırım sözlerinin arasında övgü de vardı. | Open Subtitles | لست متأكدة لكن أعتقد هناك بعض المديح حول ذلك |
övgü okyanusunda... ego köprüsüne tırmanıp... binlerce gözden oluşan semada parlayan bir yıldız olsam. | Open Subtitles | كي يكون نجما ساطعا في سماء الألف عين ويتسلق جسر الأنا ويغوص في بحر المديح |
Asıl övgü, karavanda marihuanayı bulan usta memurlarıma gitmeli. | Open Subtitles | شكرا جزيلا الفضل الحقيقي يذهب إلى ضباطي الماهرين الذين اكتشفوا الماريجوانا |
Bu Süvariler, Kızıl Haç'tan daha çok övgü delisi. | Open Subtitles | الفُرسان الفتيان يُنسب الفضل لهم أكثر من الصليب الأحمر |
Ağustos 2007'de Claron Amsterdam Sanat Ödülü'ne layık görüldü, onun fevkalade mükemmeliği, şaşırtıcı ve çok kapsamlı repertuvarları ve canlı sahne kişiliğine bir övgü olarak. | TED | في أغسطس 2007 ، منحت كلارون جائزة أمستردام للفنون ، الفوز ثناء لعبقريتها لها مراجع واسعة و مدهشة على نطاق واسع وشخصيتها الحية على المسرح |
Hiçbirimiz övgü kazanmak için, birbirimizin boyununu kırmak zorunda değiliz. | Open Subtitles | ليس على احد منا ان يكسر عنق الآخر ليحصل على على نظرة إعجاب أو تقدير |
Tepeden tırnağa sahtekar olduğumu düşündüğünü biliyorum, ama özel bir övgü yapma kabiliyetim var. | Open Subtitles | أعلم أنك تعتقد أنني مخادع لكنني قادر على إعطاء مجاملة صادقة |
Platt'den küçük bir övgü almak kötü bir şey değil. | Open Subtitles | إنه ليس بالشيء السهل أن تحصل على إطراء من بلات |
Ancak kendinizi gerçekten tanıyorsanız bu övgü seline kendinizi kaptırmazsınız. | TED | ولكن إن كنا نعرف أنفسنا حقًا، فلن نسقط ضحية لهذا الإطراء. |
Kaçıran kişiyi tespit etti ve hiç övgü almamakta ısrar etti. | Open Subtitles | ساعدت في تحديد الخاطف وأصرت على عدم أخذ فضل كشفها له |
Merhaba. Size övgü, takdir ve teşekkürün önemi, özgünlüğü ve samimiliğinden bahsetmek için buradayım. | TED | مرحبا، أنا هنا لأتحدث لكم عن أهمية الإشادة، و التقدير والشكر، وأن تكون محددا وصادقا. |
övgü için tesekkür ederiz, ama baska tanidik sanatçi birini alin. | Open Subtitles | شكراً على المديح، لكنه مديح من فنان لآخر |
Daima övünen ve övgü toplaması gereken birisin. | Open Subtitles | أنت شخص يعيش يومياً على تمجيد و مدح المعجبين |
Tanısalardı onu, göz bulutlarından övgü şarkıları yağardı, görüşünü düzeltip, kalbi temizleyerek. | TED | لو كانوا يعرفونها، لتساقطت أغاني المدح من غيوم أعينهم، منيرةً للطريق ومطَهِّرةً للقلب. |
Bence bir övgü katiline bakıyor olabiliriz. | Open Subtitles | أعتقد إنّه من الممكن أنّنا ننظر إلى إشادة قاتل |
Ve tam da övgü alma vakti Harvey'nin ofisine uçtun. | Open Subtitles | و بعدها طرتي بها إلى مكتب هارفي فقد لأخذ الإمتنان |