Yiyecek bulunur da özgürlüğümüzü kaybedersek onu bir daha geri alamayabiliriz" dediler. | Open Subtitles | ،سنتحصل على ما يكفينا لكننا لو فقدنا حريتنا لعلنا لا نسترجعها أبدًا |
Albay, sadece şunu söyleyin özgürlüğümüzü kazanmak için ne yapmamız gerekiyor? | Open Subtitles | أخبرنى فقط يا كولونيل ما يجب أن نفعله لتمنحنا حريتنا ؟ |
özgürlüğümüzü elimizden almak isteyenlere onu teslim etmeye razı değiller. | Open Subtitles | ليس لديهم رغبة لاعطاء حريتنا لهولاء المتأمرون لان يأخذوها منا |
özgürlüğümüzü ve hayatlarımızı daha güzeli için tehlikeye mi atacaksın? | Open Subtitles | أنت مستعد للمجازفة بحريتنا وحيواتنا لأجل فرصة لإختيار زوجة أجمل؟ |
Küçük Dere'yi ve birlikte özgürlüğümüzü nasıl geri kazandığımızı asla unutmayacağım. | Open Subtitles | فلن أنسى أبدًا هذا الصبىّ وكيف استطعنا معًا أن نستردّ حرّيتنا |
özgürlüğümüzü ve güvenliğimizi korumak için gereken her türlü önlemi alacağız. | Open Subtitles | سنتخذ أي من الإجراءات الضرورية من أجل الدفاع عن حريّتنا وأمننا |
özgürlüğümüzü korumak için hayatını ortaya koymana rağmen, açıklayacak özgürlüğü bulamaman kabul edilemez. | Open Subtitles | إنه غير مبرر أن تعرضي حياتك للخطر لحماية حريتنا ولا تشعرين بالحرية تأتي |
Demokrasi yaratmak için, aynı zamanda özgürlüğümüzü bizden almak isteyenleri protesto etmek için biraraya geldiğimiz toplumsal alanları barındıran buluşma yerlerinden bahsediyoruz. | TED | نحن نتحدث عن الأماكن العامة التي نجتمع فيها لنبدأ الديمقراطية، وفي نفس الوقت نحتج ضد من يريد سلب حريتنا. |
Rahatlık için bağımsızlığımızı ve özgürlüğümüzü takas edeceğimiz bu tarz bir geleceği tahmin eden İngiliz bir yazar vardı. | TED | الأن لقد كان هناك مؤلف بريطاني قد توقع هذا النوع من المستقبل حيث سوف نتخلى عن استقلالنا الذاتي و حريتنا من أجل الراحة. |
Ama en önemli neden bir kitlesel denetim sisteminin her şekilde kendi özgürlüğümüzü baskılaması. | TED | ولكن السبب الأقوى هو أن نظام المراقبة الجماعية يقمع حريتنا بجميع الطرق. |
özgürlüğümüzü kanla alacaksak, bunun bir parçası olmam. | Open Subtitles | اذا كنا سنحصل على حريتنا بالعنف و اراقة الدماء فلا أريد المشاركة في ذلك |
Devrim sırasında özgürlüğümüzü kaybetmiş olabiliriz,ancak hiçkimsenin yarışamayacağı bir sağlık sistemimiz var. | Open Subtitles | ربما خسرنا حريتنا مع الثورة لكن ... ... لدينا نظام صحى فريد |
Onun ve diğerlerinin fedakarlığı düşmanı yendi, topraklarımızı kurtardı ve özgürlüğümüzü temin etti. | Open Subtitles | تضحيته بجانب الآخرين هزمت عدونا، أنقذت أرضنا و حققت حريتنا |
özgürlüğümüzü garanti altına almak ve bu gezegen üstünde kalıcı barışı sağlamak için ne gerekiyorsa yapmaya hazırız. | Open Subtitles | نحن نفل كل ما هو ضروري لضمان حريتنا والسلام الدائم في هذا الكوكب |
Bizim takvimimizde sadece ABD hükümetinin, kalan son anayasal özgürlüğümüzü alacağı güne kadarki günler vardır. | Open Subtitles | فقط لدينا التقويم الذي يصادف الأيام حتى تعطينا الحكومة الأمريكية حريتنا الدستورية |
özgürlüğümüzü kazanmak için herkesten çok çalıştın, buna da minnettarız. | Open Subtitles | فعلت أكثر من الجيع لضمان حريتنا.. ونحن ممتنون لهذا إلى الأبد، ولكن.. |
Yani özgürlüğümüzü kullanarak, bu pagan imparatorluğunu terk etmemiz mi gerekiyor, kaderimize kavuşabilmek için? | Open Subtitles | ألا ننشد حريتنا ونرحل عن تلك الامبراطورية الوثنية ننشد قدرنا؟ |
Oldu demiyorum. Olmadığına dair ortaya özgürlüğümüzü koyacak mıyız? | Open Subtitles | لا أقول أن هذا يحدث , أنا أقول بأننا ننوي المراهنة على حريتنا |
özgürlüğümüzü ve hayatlarımızı daha güzeli için tehlikeye mi atacaksın? | Open Subtitles | أنت مستعد للمجازفة بحريتنا وحيواتنا لأجل فرصة لإختيار زوجة أجمل؟ |
Bugün içeri dönerken askerlerden biri özgürlüğümüzü satın almamız için bir fırsat sundu. | Open Subtitles | لمّا كنتُ أرافَق للداخل اليوم، عرض علينا أحد الحرّاس فرصة لشراء حرّيتنا |
Teklif ettiğim şey tüm finansal özgürlüğümüzü sağlayacak ve milyarder olma hayalimizi gerçekleştirecek. | Open Subtitles | ما أنا على وشك أن أطرحه عليك، سيُعطينا .. مال حريّتنا بأكمله والتستّر على حلم المليونير سيُصبح حقيقة |
Bugün, çocuklarımızı ve özgürlüğümüzü korumak adına büyük adımlar attık. | Open Subtitles | اليوم، لقد حققنا إنجازات عظيمة... لكي نحمي أطفالنا ونحمي حرياتنا. |