Bu özgüveni için iyi olmuştur. | Open Subtitles | أوه. لابد أن ذلك دعم ثقته بنفسه |
En büyük silahıysa özgüveni. | Open Subtitles | ثقته بنفسه هي أعظم أسلحته |
Hâlbuki Gob bunu bilmesi için çok az şey biliyordu ve özgüveni hiç bu kadar sarsılmamıştı daha önce. | Open Subtitles | عرف (غوب) القليل ليعرف هذا و ثقته لم تهتز أكثر من هذا |
Bu akşam gitmek için çok heyecanlı olduğunu söyledi, ve özgüveni dibe vurdu. | Open Subtitles | إنها تقول بأنها في حالة نفسية صعب لتذهب الليلة و ثقتها معدومة |
Yeni kavuştuğu özgüveni sayesinde ıslak gazete sanatını bile halka açtı. | Open Subtitles | حتى وجود ثقتها الجديدة... جعلها تجد معرض في فن الصحف المبللة في المركز العام |
Sağlıklı ve özgüveni olan biri. Onun duruşundan çıkardığım bu. | Open Subtitles | -لديه ثقة بالنفس بشكل صحي استشف ذلك من طريقة عرضه |
Sesi, özgüveni. | Open Subtitles | صوته و ثقته بنفسه |
En büyük silahıysa özgüveni. | Open Subtitles | ثقته هي أعظم سلاح له. |
Sınır tanımayan özgüveni? | Open Subtitles | ثقته اللا متناهية؟ |
Cody'nin annesinin özgüveni çok düşüktür. | Open Subtitles | أجل أُم كودي ثقتها بنفسها منخفضة جداً |
...daha çok gelir elde etmesinin sonucunda özgüveni her geçen gün artıyordu. | Open Subtitles | وتجلبمالاًأكثر... ونتيجة ذلك ثقتها بنفسها بدأت تكبر كل يوم |
Sağlıklı ve özgüveni olan biri. Onun duruşundan çıkardığım bu. | Open Subtitles | -لديه ثقة بالنفس بشكل صحي استشف ذلك من طريقة عرضه |
Bana mı öyle geliyor yoksa özgüveni gerçekten artıyor mu? | Open Subtitles | هل هذة حماقة او ثقة بالنفس ؟ |