ويكيبيديا

    "üç şey" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • ثلاثة أشياء
        
    • الأشياء الثلاثة
        
    • بثلاثة أشياء
        
    • ثلاث اشياء
        
    • ثلاثة أمور
        
    • الأمور الثلاثة
        
    • بثلاثة أمور
        
    • ثلاث أشياء
        
    • ثلاثة اشياء
        
    • ثلاثة أشياءِ
        
    Sonraki duraktan önce bana kendinizle ilgili üç şey söyleyin. TED قل لي ثلاثة أشياء عنك قبل الوصول إلى المحطة التالية
    - Müdür Bey, hadi en baştan başlayalım. Her firar üç şey gerektirir. Open Subtitles يا آمر السجن، دعنا نبدأ من البداية، أي عملية هروب تتطلب ثلاثة أشياء
    Tamam anladın -kadınların duymak istediği sadece üç şey vardır. Open Subtitles لقد فعلتها ، إنها الأشياء الثلاثة التي تود المرأة سماعها
    Şey, o benden üç şey istedi ve istedikleri kulağa daha eğlenceli geliyordu. Open Subtitles نعم، حسنا، طلبت مني إلى القيام بثلاثة أشياء وأنها بدت طريقة أكثر متعة.
    Bir gün öğreneceksiniz yüce kralım... insanların saygı duyduğu üç şey vardır: Open Subtitles سوف تتعلم أيها الملك الكبير أن الرجل يحترم ثلاث اشياء فقط
    Bak, buna inanmak istiyorum. Ama hala açıklayamadığımız üç şey var: Open Subtitles حسناً أريد تصديق ذلك لكن ثلاثة أمور لا يمكننا شرحها :
    İnsana cinayetten hüküm giydirebilecek üç şey. Open Subtitles الأمور الثلاثة التي يحتاجها رجل لإدانة جريمة
    Ortak bir gerçeklikte yaşadığımızı kabul edebilmemiz için üç şey yapmamız gerektiğini söylemiştim. TED قلتُ ذلك لأتقبل أننا نعيشُ حقًا في واقع مشترك. علينا القيام بثلاثة أمور.
    Ve bence çatışma sonrası bir durumda üç şey kritik önem arz eder. TED وأريد أن أقترح أنه عادةً في حالات مابعد الحرب هناك ثلاث أشياء حساسة
    Peki, kendin hakkında üç şey söyle ve bunlardan birisi yalan olsun. Open Subtitles حسنا اخبريني عن ثلاثة اشياء عن حياتك واجعلي واحدا منها غير صحيح
    Bu gezegende geçirdiğim vakit dahilinde öğrendiğim üç şey var. Open Subtitles هناكَ ثلاثة أشياء قد تعلمتها خلال حياتي على هذا الكوكب.
    Öyleyse, işim süresince öğrendiğim ve sizinle paylaşmak istediğim üç şey var. TED إذن ، ثلاثة أشياء تعلمتها أريد مشاركتها معكم من خلال عملى.
    Bu soruya geçebilmek için üç şey bilmek istiyordum. TED ولكي أتعمق فى هذا السؤال المهم، يجب علىَّ أن أعلم ثلاثة أشياء.
    Eğer utancı bir Petri kabına koyarsanız, üssel olarak büyümesi için üç şey gerekir: gizlilik, sessizlik ve yargılama. TED إذا وضع العار في صحن الإختبار، فإنه يلزمه ثلاثة أشياء لينمو بشكل متسارع: التكتم، السكوت والحكم المسبق.
    Bunlar yaşadığınız yerde olmasını isteyeceğiniz şeyler ise, işte iğneyi hareket ettirmek için yapabileğiniz üç şey: TED إذا كان كل ذلك يبدو مثل شيء تودون حدوثه حيث تمكثون، فإليكم ثلاثة أشياء يمكنكم القيام بها لتغيير الوضع.
    Şu üç şey - göçmenlerin oyları, sesleri ve bakış açıları - bence demokrasimizin daha güçlü olmasına yardımcı olabilecek. TED وهناك ثلاثة أشياء: تصويت المهاجرين، الأصوات ووجهات النظر التي أعتقد بإمكانها أن تساعد بتعزيز الديموقراطية
    Üstesinden gelmem gereen üç şey kaldı sonrasında çok daha iyi olacağız. Open Subtitles أنا فقط أحتاج أن أهتم بتلك الأشياء الثلاثة , وسوف نكون بخير.
    Bu üç şey, dünyamızda karışıklık olarak görülen, değişik seviyelerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. TED تلك الأشياء الثلاثة تمثل على كل المستويات لما يبدو أنه التعقيد في عالمنا.
    Maggie üç şey yaptı: Dikkat verdi, ne olduğunu hatırladı ve bunu aklında tutup kafasında bir şablon oluşturdu. TED وقامت ماجي بثلاثة أشياء: كانت لابد أن تنتبه، وكانت لابد أن تتذكر ما حدث وكان عليها أن تحفظ مسارًا في رأسها وتحدده.
    Siyah insanların üç şey hakkında gerçeği söylemeleri gerekir. Open Subtitles هناك ثلاث اشياء على الناس السود قول الحقيقة فيها :
    Lesterland'i anlattığıma göre, şimdi görmenizi istediğim üç şey var. TED الآن, هناك ثلاثة أمور أريد منكم ان ترونها بعد وصفي لِلسترلاند.
    Rodrick'ten öğrendiğim üç şey bunlar. Open Subtitles إذن هذه هي الأمور الثلاثة التي قام (رودريك) بتعليمي إياها
    Söylediğim gibi, dışarıdan öyle çok özel görünmüyordu, ama içeri doğru yürüdüğümde, hemen üç şey dikkatimi çekti: Dışarıdaki bunaltıcı sıcağa rağmen, hoş bir şekilde serindi. TED لم يبد هذا المبنى مميزاً من الخارج، كما قلت، ولكن عندما مشينا إلى الداخل، أصبت مباشرة بالصدمة بثلاثة أمور: أولاً، كان بارداً على نحو لطيف على الرغم من الحر الشيدي في الخارج.
    üç şey sayesinde: trend belirleyiciler, katılım toplulukları ve beklenmezlik. TED ثلاث أشياء: صانعوا الأذواق، مجتمعات المشاركة المحلية والفجائية.
    Pekala, şimdi kendinize biraz zaman ayırıp, gerçek olduğunu bildiğiniz üç şey düşünmenizi istiyorum. TED حسناً .. أريدكم أن تتروا قليلاً واريدكم أن تفكروا في ثلاثة اشياء التي تعتقدون انها صحيحة
    Bir adada yalnız kalırsam alacağım üç şey... Open Subtitles هناك ثلاثة أشياءِ وحيدةِ أَحتاجُ للبَقاء.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد