Sonraki duraktan önce bana kendinizle ilgili üç şey söyleyin. | TED | قل لي ثلاثة أشياء عنك قبل الوصول إلى المحطة التالية |
- Müdür Bey, hadi en baştan başlayalım. Her firar üç şey gerektirir. | Open Subtitles | يا آمر السجن، دعنا نبدأ من البداية، أي عملية هروب تتطلب ثلاثة أشياء |
Tamam anladın -kadınların duymak istediği sadece üç şey vardır. | Open Subtitles | لقد فعلتها ، إنها الأشياء الثلاثة التي تود المرأة سماعها |
Şey, o benden üç şey istedi ve istedikleri kulağa daha eğlenceli geliyordu. | Open Subtitles | نعم، حسنا، طلبت مني إلى القيام بثلاثة أشياء وأنها بدت طريقة أكثر متعة. |
Bir gün öğreneceksiniz yüce kralım... insanların saygı duyduğu üç şey vardır: | Open Subtitles | سوف تتعلم أيها الملك الكبير أن الرجل يحترم ثلاث اشياء فقط |
Bak, buna inanmak istiyorum. Ama hala açıklayamadığımız üç şey var: | Open Subtitles | حسناً أريد تصديق ذلك لكن ثلاثة أمور لا يمكننا شرحها : |
İnsana cinayetten hüküm giydirebilecek üç şey. | Open Subtitles | الأمور الثلاثة التي يحتاجها رجل لإدانة جريمة |
Ortak bir gerçeklikte yaşadığımızı kabul edebilmemiz için üç şey yapmamız gerektiğini söylemiştim. | TED | قلتُ ذلك لأتقبل أننا نعيشُ حقًا في واقع مشترك. علينا القيام بثلاثة أمور. |
Ve bence çatışma sonrası bir durumda üç şey kritik önem arz eder. | TED | وأريد أن أقترح أنه عادةً في حالات مابعد الحرب هناك ثلاث أشياء حساسة |
Peki, kendin hakkında üç şey söyle ve bunlardan birisi yalan olsun. | Open Subtitles | حسنا اخبريني عن ثلاثة اشياء عن حياتك واجعلي واحدا منها غير صحيح |
Bu gezegende geçirdiğim vakit dahilinde öğrendiğim üç şey var. | Open Subtitles | هناكَ ثلاثة أشياء قد تعلمتها خلال حياتي على هذا الكوكب. |
Öyleyse, işim süresince öğrendiğim ve sizinle paylaşmak istediğim üç şey var. | TED | إذن ، ثلاثة أشياء تعلمتها أريد مشاركتها معكم من خلال عملى. |
Bu soruya geçebilmek için üç şey bilmek istiyordum. | TED | ولكي أتعمق فى هذا السؤال المهم، يجب علىَّ أن أعلم ثلاثة أشياء. |
Eğer utancı bir Petri kabına koyarsanız, üssel olarak büyümesi için üç şey gerekir: gizlilik, sessizlik ve yargılama. | TED | إذا وضع العار في صحن الإختبار، فإنه يلزمه ثلاثة أشياء لينمو بشكل متسارع: التكتم، السكوت والحكم المسبق. |
Bunlar yaşadığınız yerde olmasını isteyeceğiniz şeyler ise, işte iğneyi hareket ettirmek için yapabileğiniz üç şey: | TED | إذا كان كل ذلك يبدو مثل شيء تودون حدوثه حيث تمكثون، فإليكم ثلاثة أشياء يمكنكم القيام بها لتغيير الوضع. |
Şu üç şey - göçmenlerin oyları, sesleri ve bakış açıları - bence demokrasimizin daha güçlü olmasına yardımcı olabilecek. | TED | وهناك ثلاثة أشياء: تصويت المهاجرين، الأصوات ووجهات النظر التي أعتقد بإمكانها أن تساعد بتعزيز الديموقراطية |
Üstesinden gelmem gereen üç şey kaldı sonrasında çok daha iyi olacağız. | Open Subtitles | أنا فقط أحتاج أن أهتم بتلك الأشياء الثلاثة , وسوف نكون بخير. |
Bu üç şey, dünyamızda karışıklık olarak görülen, değişik seviyelerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. | TED | تلك الأشياء الثلاثة تمثل على كل المستويات لما يبدو أنه التعقيد في عالمنا. |
Maggie üç şey yaptı: Dikkat verdi, ne olduğunu hatırladı ve bunu aklında tutup kafasında bir şablon oluşturdu. | TED | وقامت ماجي بثلاثة أشياء: كانت لابد أن تنتبه، وكانت لابد أن تتذكر ما حدث وكان عليها أن تحفظ مسارًا في رأسها وتحدده. |
Siyah insanların üç şey hakkında gerçeği söylemeleri gerekir. | Open Subtitles | هناك ثلاث اشياء على الناس السود قول الحقيقة فيها : |
Lesterland'i anlattığıma göre, şimdi görmenizi istediğim üç şey var. | TED | الآن, هناك ثلاثة أمور أريد منكم ان ترونها بعد وصفي لِلسترلاند. |
Rodrick'ten öğrendiğim üç şey bunlar. | Open Subtitles | إذن هذه هي الأمور الثلاثة التي قام (رودريك) بتعليمي إياها |
Söylediğim gibi, dışarıdan öyle çok özel görünmüyordu, ama içeri doğru yürüdüğümde, hemen üç şey dikkatimi çekti: Dışarıdaki bunaltıcı sıcağa rağmen, hoş bir şekilde serindi. | TED | لم يبد هذا المبنى مميزاً من الخارج، كما قلت، ولكن عندما مشينا إلى الداخل، أصبت مباشرة بالصدمة بثلاثة أمور: أولاً، كان بارداً على نحو لطيف على الرغم من الحر الشيدي في الخارج. |
üç şey sayesinde: trend belirleyiciler, katılım toplulukları ve beklenmezlik. | TED | ثلاث أشياء: صانعوا الأذواق، مجتمعات المشاركة المحلية والفجائية. |
Pekala, şimdi kendinize biraz zaman ayırıp, gerçek olduğunu bildiğiniz üç şey düşünmenizi istiyorum. | TED | حسناً .. أريدكم أن تتروا قليلاً واريدكم أن تفكروا في ثلاثة اشياء التي تعتقدون انها صحيحة |
Bir adada yalnız kalırsam alacağım üç şey... | Open Subtitles | هناك ثلاثة أشياءِ وحيدةِ أَحتاجُ للبَقاء. |