El kitabı yeni öğrenci ücreti diye bir şeyden bahsetmiyordu. | Open Subtitles | لم يكن هناك شئ حول رسوم الطالب المستجد في الكتيّب |
10 dolar başvuru ücreti var. Ama sana bi' kıyak yapabiliriz. | Open Subtitles | في 10 دولار رسوم عشان تدخل بس ممكن نطنشهم عشان خاطرك |
Bir meslek lisesi için gereken ücreti elimden geldiği kadar kazanmak istedim. | Open Subtitles | .لقد أردتُ أن أجني ما بالمقدور جنيه لأجل الرسوم الدراسية بالمدرسة المهنيّة |
100 dolar da gecelik kiralama ücreti var. Tabii kotumu giymemi istemiyorsan. | Open Subtitles | ومئة دولار ثمن إيجار الفستان إلا إن كنت تريدني أن أرتدي الجينز |
Hepimiz cenaze törenlerinde çalışmak isterdik, çünkü ücreti 3 dolardı. | Open Subtitles | كل شخص أراد عمل قداسات الجنائز منذ أن أصبح أجر المتضمن الجنائزى 3 دولارات |
Bu adamdan da taksi ücreti olarak 700 dolar istiyor. | Open Subtitles | يدين هذا الرجلِ أيضاً ب700 دولار أجرة تاكسي |
Yarışma testleri ve kayıt ücreti için 30 livre olacak. | Open Subtitles | وسوف تكون هناك مباريات تنافسية و 30 ليفرس رسم دخول |
Böyle gelmeye devam ederseniz salon ücreti ödemek zorunda kalacaksınız. | Open Subtitles | إذا واصلتم القدوم إلى هنا سيتوجب عليكم دفع رسوم الصالة. |
Saat başı 12 kucak dansı, çarpı 3 kız, çarpı 56 saat direk vergisi ve sim geri dönüşüm ücreti. | Open Subtitles | ل 12 رقصة إغراء فى الساعة , مع ثلاث فتيات لمدة 56 ساعة ضريبة عصا الرقص , رسوم إعادة الجليتر |
Artık, O ambulans çağırma ücreti de dahil olmak üzere 60 bin dolar sağlık borcu olan bir evsizdi. | TED | وبعدها بفتره قصيرة أصبح متشردًا وعليه ديون 60000 دولار تكلفة علاج، بما في ذلك رسوم سيارة الإسعاف التي أقلته للمستشفى. |
Yalnızca olayların geri dönüş tarafını düşünecek olsalardı, büyüme için bu rotayı daha önce çözeceklerinden emin olamazdım, çünkü herhangi bir işlem ücreti almıyorlar. | TED | لكن لو فكروا فقط بطريقة فردية حول عوائد الأشياء لهم لم يكونوا ليفهموا أبدًا طريق النمو هذا لأنهم لا يتقاضون جراء أجور رسوم المعاملات |
Dişlerinde o kadar çok köprü vardı ki ne zaman öpmeye kalksam geçiş ücreti ödedim. | Open Subtitles | فتاتي عندها تقويم أسنان كل مرة أقبلها على أن أدفع رسوم |
bu günlerde okul ücreti ödüyoruz. | TED | لذا علينا أن ندفع الرسوم لدخول المؤتمر هنا |
Bir ücreti olur, muhtemelen de büyük olur ama ailenin güvenliği garanti olur. | Open Subtitles | سيكون هناك ثمن، ثمن كبيرًا جدًا ولكني أضمن لك أن عائلتك ستكون بخير |
Yemek için 9$, 6$ ahırda yatman için, 3$ da bakım ücreti verirsin. | Open Subtitles | ستّة دولارات للنوم في الأكشاك ثلاثة دولارات أجر مسمار |
Fazla mesai ücreti istemiş. Grev için uğraşmış. | Open Subtitles | طالب بزيادة أجرة العمل الاضافي و ضغط من أجل اضراب عمالي |
2 dolar üyelik ücreti, 2 dolar da bu ayın aidatı. | Open Subtitles | دولارين رسم دخول دولارين لمستحقات هذا الشهر |
Bayanlar baylar, bu gecenin son arındırması olacağı için açılış ücreti 200.000. | Open Subtitles | السيدات والسادة، للأسف هذا هو آخر مساء التطهير. ويبدأ سعر سيكون 200،000. |
Hala ücreti önden alıyoruz ancak son geldiğinden beri fiyatlar biraz yükseldi. | Open Subtitles | الدفع لا يزال مقدّمًا، لكنّ السعر ارتفع مذ آخر مرّة كنت هُنا. |
Şimdi, geleneksel tepki tabiki de asgari ücreti gerektiren işleri arttırmak oldu. | TED | الآن سيكون رد فعل الأرثوذكس بالطبع، هو رفع تكلفة وظائف الحد الأدنى للأجور أليس كذلك؟ |
Teşekkürler ama kolej ücretini karşılayamam ve Cohen'lardan da bu ücreti karşılamalarını isteyemem. | Open Subtitles | شكرا، لكنّ لا أستطيع تحمّل مصاريف الكليّة ولا أود أن تدفع عائلة كوهين. |
Burada bir berber, parası olan insanların olduğu diğer yerlerdeki berberlerin aldığı ücreti alamaz. | Open Subtitles | تكاليف الحلاقه ها هنا ليست مثل غيرها فى الاماكن الاخرى |
Nesne bulunur bulunmaz ödeyeceğimiz komisyon ücreti de orada yazılı. | Open Subtitles | و بالطبع الأجر الذى ننوى دفعه عندما يتم إيجاد الغرض |
Havalandırmadan geliyor olmalı, tamir ücreti de satış işlemine dahildir. | Open Subtitles | لابد من أنه مكيف الهواء ويمكن تحويل هذه الإصلاحات عند الثمن النهائي |
Seni oraya buraya götürdüğüm için... bana borçlu olduğun ücreti kapatır, değil mi? | Open Subtitles | سوف تكون مقدمه لتغطي مبلغ الأجرة؟ انتي مدينه لي لاني أخذتك بالجولات كلها,صحيح؟ |