Küçük bir ülkede yağmurlu bir seçim günüdür, bu ülke benim ülkem olabilir, ama sizin ülkeniz de olabilirdi. | TED | كان ذلك يوم انتخابات ماطر في بلد صغير -- يمكن أن يكون بلدي ولكنه يمكن كذلك أن يكون بلدك. |
"ülkeniz sizin için ne yapabilir diye değil, siz ülkeniz için ne yapabilirsiniz diye sorun." | Open Subtitles | لا تسألوا عما يمكن أن يفعله بلدك لكم ولكن اسألوا عما يمكن أن تفعلوه لبلدك |
İkincisi: ülkeniz için dünyanın geleceğine yönelik vizyonunuz nedir? | TED | السؤال الثاني: ما هي رؤيتك لمستقبل بلادك في العالم؟ |
ülkeniz ve Avrupa barışı için. | Open Subtitles | من أجل بلادك ومن أجل السلام الأوربى وكل هذا |
Sizin ülkeniz demokrasiden bahsediyor, ama benimki gibi yozlaşmış hükümetleri destekliyorsunuz. | TED | بلدكم تتحدث عن الديموقراطية، لكنكم تدعمون الحكومات الفاسدة كحكومتي. |
Yanılmıyorsam sizin ülkeniz de yerli nüfusun kökünü kurutmuş ve köleliği 250 yıl boyunca kurumsallaştırmıştı. | Open Subtitles | إن لم أكن مخطئ، فإنّ بلادكم إستأصلت موطن الهنود الأصلي. ومارسوا عليهم النظام العبودي لأكثر من 250 عام. |
Fakat eger ülkeniz ve ülkem bağlarını güçlendimek isterse... bu çok çabuk bitebilir. | Open Subtitles | إلا إذا كانت دولتك ودولتي من شأنه أن يعزز العلاقات بينهما وهذا يمكن أن ينتهي بسرعة كبيرة |
Hesap sahiplerinin kimliklerini gizli tutmanın ülkeniz için öneminin farkındayız. | Open Subtitles | سيّدي، نحترم رغبة دولتكم بحماية هويّة أصحاب الحسابات |
Kendi ülkeniz için şiddete başvurarak yaptığınız savaş çok daha ahlak yüklü olabilir. | Open Subtitles | القتال من أجل بلدك بالعنف قد يكون أخلاقياً بعمق |
Gayet basit. ülkeniz petrol zengini ama kendiniz kullanamıyorsunuz. | Open Subtitles | الآمر بسيط، بلدك مليوة بالنفط ولكنك لا تمتلك تلك الحقول |
Hayır, ülkeniz için yapacağınız hayati bir işiniz var. | Open Subtitles | لا. أنت لقد حصلت على وظيفة حيوية لتعمل بها لصالح بلدك |
ülkeniz ve ben, işlemediğimiz suçlardan ötürü suçlandık. | Open Subtitles | بلدك وأنا قد تم لومنا على جرائم لم نرتكبها |
ülkeniz kanundan uzaklaşıyor. | Open Subtitles | منذ وفاة والدك المكرم اصبحت بلادك خارجة عن القانون حتى اليوم |
Gösteriş, gerçekten, ülkeniz hakkındaki herşeyi küçümsemenin önemsiz sıkıntısı. | Open Subtitles | مزدهر حقاً،ماعدا الإزعاج البسيط لإحتقار كل شيئ بشأن بلادك |
ülkeniz, hükümetiniz tarafından verilen pasaportlardaki tüm seyahat ayrıcalıklarını askıya aldı. | Open Subtitles | بلادك قد أوقفت مؤقتآ إمتيازات جميع السفريات التى أصدرتها حكومتك على جواز سفرك |
Kendimi ilginç göstermek için, konuya dalarım: "ülkeniz büyük aşama kaydetti. | Open Subtitles | ولكي تراني مثيراً للإهتمام أندفعت بقول: بلدكم لديه إنجازات كثيرة |
Görünüşe göre ülkeniz şimdi ölümlerinizin yükünü taşımak zorunda. | Open Subtitles | يبدو أنه سيكون على بلادكم الآن أن تتحمل مسؤولية مقتلكم |
ülkeniz Alman Demokratik Cumhuriyetini tanımayı reddediyor. | Open Subtitles | دولتك ترفض الإعتراف بجمهورية ألمانيا الديمقراطية |
ülkeniz Filipinler'e askerî yardım yolluyor. | Open Subtitles | دولتكم ارسلت مساعدات عسكرية لنظام الحاكم الفليبينى. |
Lanet olası ülkeniz, zencilerin kendinden nefret etmesine yol açtı. | Open Subtitles | بلادكَ المريضة اللعينة ..جعلت الرجلالأسوديَكْرهُنفسه. |
Bilgeliğinizin ve ülkeniz için olan tutkunuzun kocanızın her kararında etkili olduğu söyleniyor. | Open Subtitles | حكمتكِ لحب بلادكِ وابلاغ زوجكِ بكل قرار صائب |
ülkeniz Amerika tarafından tanınmadan yeni vizeniz gelmez. | Open Subtitles | تأشيرتك الجديدة لن تصل حتى تعترف الولايات المتحدة ببلادك |
İngiltere, Fransa ya da sizin ülkeniz gibi Bay Jackson. | Open Subtitles | بعظمة بريطانيا و فرنسا (أو بعظمة أمتك يا سيد (جاكسون |
Tanrınız ve ülkeniz için savaşın. Tanrı sizi kutsasın ve korusun. | Open Subtitles | قاتلوا من اجل الله و وطنكم بارك الله فيكم, صحبتكم السلامة |
Evleriniz, Kralınız, ülkeniz işte bunlar için bu savaşa katılmak zorundasınız! | Open Subtitles | من أجل بيوتكم والملك والبلاد لهذا يجب عليكم يا رجال الإنضمام لتلك المعركة |