ويكيبيديا

    "üretme" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • إنتاج
        
    • لتصنيع
        
    Ha bir de balık asalağının mukus üretme videosunu izledim. Open Subtitles أوه، أنا شاهدت الفيديو من المخاط سمك الجريث إنتاج و
    Devletin, mal ve hizmet üretme işlerinde olmaması gerekiyor çünkü bu alanda etkin ve yetkin değil. TED ينبغي أن لا تتدخل الدولة في الأعمال التجارية من إنتاج السلع والخدمات لأنه غير فعال وغير كفء.
    Bu, vücudun HIV antijenlerine karşı antikor üretme reaksiyonu. TED وهذا هو رد فعل الجسد في إنتاج أجسام مضادة لصد فيروس نقص المناعة البشرية.
    Biyolüminesans, bazı canlıların ışık üretme yeteneği anlamına gelir. TED الضيائية الحيوية تشير الى قدرة بعض الكائنات الحية لتصنيع الضوء بداخلها.
    Virüsün enfekte hastalardan izole edilmesi gerekiyor, sonra hazırlanarak bir tesise gönderilecek, orada bilim insanları virüsü tavuk yumurtalarına enjekte edecek ve yumurtalar birkaç hafta kuluçkaya yatırılacak, böylelikle çok aşamalı ve aylar sürecek bir aşı üretme sürecinin ilk adımı için virüs hazırlanmış olacak. TED نحتاج أن يتم عزل الفيروس من الجسم المصاب، ثم يتم حفظه وإرساله إلى منشأة حيث يحقن العلماء الفيروس في بيض الدجاج، ويقومون بوضع بيض الدجاج ذاك في حاضنات للعديد من الأسابيع لإعداد الفيروس للبدء بخطوات عديدة، في عملية تستمر للعديد من الأشهر لتصنيع لقاح الإنفلونزا.
    DNA'da değişiklik yapma yeteneği, kök hücrelerin normal hemoglobin üretme şansını artırdı. TED والقدرة على التعديل على الحمض النووّي مكّنتنا من جعل الخلايا الجذعيّة قادرة على إنتاج هيموغلوبين طبيعيّ.
    Akyuvar üretme kabiliyeti tamamen ortadan kaybolmuş. Open Subtitles قدرته على إنتاج الخلايا البيضاء تدمرت تماماً
    Yılda 1 milyar dolar değerinde birinci kalite kara katranlı eroin üretme kapasitesine sahipler. Open Subtitles لديهم القدرة على إنتاج ما يقارب قيمته مليار دولار في السنة من الهيرويين عالي النقاوة
    Ama daha çok protein içeren et, süt ve yumurta üretme yetisi için hayvan besleme odaklıydı. Open Subtitles لكنّه كان متمركزاً أكثر حول إطعام الحيوانات لزيادة مقدرتهم على إنتاج اللحم، الحليب، و البيض الذي يحتوي على البروتين.
    Geçenlerde bu kitabı çıkardım, rekabetçi bir 21. yüzyıl ekonomisinde piyasanın (pazarın) değerli gördüğü şeyin nadir ve değerli şeyler üretme kabiliyeti olduğunu birçok farklı delille ortaya koyuyor. TED مؤخراً قمت بنشر هذا الكتاب الذي يعتمد على مختلف فصائل الأدلة لِطَرح تساؤل عن الإقتصاد التنافسي في القرن الـ 21، ما هي قيم السوق؟ هي القدرة على إنتاج أشياء نادرة وقيمة.
    Bunun nedeni 70 yıl önce geliştirilmiş olan yavaş ve demode aşı üretme süreci. TED وهذا بسبب بطء وقدم عملية إنتاج وتصنيع لقاح الأنفلونزا ذاك التي تطورت على طول السبعون سنة الماضية والتي كانت الخيار الوحيد.
    İhtiyaç duyduğumuz kalitede düzenli olarak parça üretmek, kapasiteyi geliştirmek için birkaçıyla sıkı şekilde çalıştık. Örneğin; Nairobi'deki bu tedarikçi metal şasinin üretim maliyetini azaltmaya yardımcı oluyor ve teknik çizimlere göre parça üretme becerilerini geliştirmeye çalışıyor. TED لقد عملنا بجد مع قلة منهم لتطوير قدرتهم على التصنيع المستمر للمكونات وفقًا لمستويات الجودة التي نحتاجها، مثل هذا المورد في نيروبي، الذي يساعد على تقليل تكلفة إنتاج الإطارات المعدنية وتحسين قدرتها لتصنيع أجزاء مطابقة لرسوماتنا الهندسية.
    Sebzeden başka hiçbir şey üretme kabiliyetin yok. Open Subtitles .. انت غير قادر على إنتاج أى شئ . عدا الخضروات ...
    Evet, yüksek kıvam oranı, hiperozmolalitesi, düşük pH değeri doğal hidrojen peroksit üretme kabiliyeti, mikrop önleyici ve bakteri önleyici özellikleri sayesinde. Open Subtitles نعم، نظراً لِلزوجته العالية، وفرط الأسموليّة، ومُستوى حموضة أقل، إنّ من مقدرته الطبيعيّة إنتاج ماء الأكسجين، إنّه يحوي خصائص مُضاد المكروبات ومُضاد الجراثيم.
    Bu cihaz Zetrov'a Helyum 3'ü kendi üretme gücü verecek. Open Subtitles المكرر سوف يُعطي (زيتروف) السبل لتصنيع غاز الهيليوم 3 من أجل تجارب الإنصهار الخاصةِ بنا

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد