Artık buraya gelmeni istemediğimi söylemiştim sanırım Ig. Tanrım, Al! | Open Subtitles | ظننتُ أنني أخبرتكَ أن لا تعود إلى هنا، يا (أيغ) |
Ig, istemiyorsan gelecek hafta tura gitmek zorunda değilim. | Open Subtitles | (أيغ)، انظر، أنا.. لستُ مضطراً للعودة للعزف بالشارع الأسبوع القادم إن لم تكن تريدني أن أفعل ذلك |
Kızlardan hoşlandığını bile bilmiyordum, Ig. Hep ibne sanıyordum seni. | Open Subtitles | لم أكن أعلم أنكَ تُحب الفتيات، يا (أيغ) لطالما ظننتُ أنكَ شاذ |
1991'de birkaç kişiyle birlikte Ig Nobel ödülü seramonisi başlattık. | TED | في عام 1991، قمت، مع مجموعة من أشخاص آخرين، بإطلاق حفل جائزة ايج نوبل |
Buna karşın, Amerikalılar Ağustos 1944'te Birkenau'ya sadece birkaç kilometre uzaklıktaki Ig Boya fabrikasını bombaladı. | Open Subtitles | لكن الأمريكان إستمرّوا في أغسطس 1944 "لقصف مصنع "التكتل الصناعى" المبنى فى"مونوفيتس "على بُعد 4 أميال فقط من "بيركنوه |
Ig Farben'e yardım edemezken... size yardım edebileceğimi düşünmenizin sebebi nedir? | Open Subtitles | لماذا تعتقد أنه بامكاتني مساعدتك. ؟ كنت قد ساعدت السيد فاربين على الاقل |
Eğer öyle olsaydı, seğirmeler Ig verdiğimizde sihirli bir şekilde ortadan kaybolmazdı. | Open Subtitles | إن كان كذلك ما كان ليختفي الارتعاش سحرياً عندما أعطيناها الجلوبلين المناعي |
Ig, yeni görünüşün yakışmış. Gerçek mizacını mı gösteriyorsun? | Open Subtitles | مرحباً، (أيغ)، مظهركَ جميل أتُظهر طبيعتك الحقيقية؟ |
Yaşayacağın herhangi bir pişmanlığın sebebi olmak istemem, Ig. | Open Subtitles | لا أريد أن أكون مُطلقاً سبب ندمك، يا (أيغ) |
- En son Merrin'i ne zaman gördün, Ig? | Open Subtitles | ماذا هناك؟ متى رأيتَ (ميرين) آخر مرة، يا (أيغ)؟ |
Sakinleşsen iyi olur, Ig! Tutuklanmaya karşı koymak istemezsin. | Open Subtitles | من الأفضل أن تهدأ، يا (أيغ)، لا تُقاوم الاعتقال. |
Ig, haçını bana tamir ettirecek kadar hoşlanmışsın işte. | Open Subtitles | (أيغ)، أنتَ مُعجب بها بما يكفي لتجعلني أُصلح صليبها |
Senin için elimden geleni yapmaya çalıştım, Ig. Bunu biliyorsun. | Open Subtitles | حاولتُ دوماً أن أفعل ما بوسعي معك، تعلم ذلك، يا (أيغ) |
Şimdi Ig ile asla evlenemeyeceğimi biliyorum. | Open Subtitles | أعلم الآن أنه لا يُمكنني الزواج من (أيغ) |
Ig Nobel ödülüne her yıl 9.000 civarında aday alıyoruz. | TED | كل سنة، نحصل 9,000 ترشيحا جديدا لجائزة ايج نوبل |
Geçen yılın Ig Nobel kazananlarının her biri bizden 10 trilyon dolar kazandılar. | TED | في السنة الماضية، أي واحد من العشرة الفائزين بجائزة ايج نوبل تلقى منا 10 ترليون دولار. |
Tıka basa oturmuş 1.100 kişi ve elinizi sıkmak ve Ig Nobel'inizi vermek için kürsüde daha önce Nobel kazanmış kişiler sizi bekliyor oluyorlar. | TED | تناسب 1100 شخص إنها تتكدس إلى الخياشيم وفي الأعلى على المنصة، ينتظرك لمصافحتك، ينتظرك ليناولك جائزتك ايج نوبل حفنة من الفائزين بجائزة ايج نوبل. |
Güçlü finans yapısıyla Ig Kimya Endüstrisi'nin bu bölgede yatırım yapmayı planladığını duymuştu. | Open Subtitles | سمع الأخبار عن تمويلها الضخم "من الموارد للـ " التكتل الصناعى فأثار إهتمّامه المجئ إلى المنطقة |
Nazilerin hayali, Ig Kimya Endüstrisi'nden gelecek parayla kurulacak olan fonla Doğu'da bir Alman yerleşim modeli oluşturmak ve Auschwitz'de yeni bir şehir inşa etmekti. | Open Subtitles | الحلم النازي كان ذلك المال الذى سيجلبه الـ "التكتل الصناعى" إلى المنطقة "يموّل خلق بلدة جديدة لـ"آوشفيتس مستوطنة ألمانية نموذجية في الشرق |
Ig Kimya'ya yardım edememişken size edebileceğim kanısına nereden kapıldınız? | Open Subtitles | لماذا تعتقد أنه بامكاتني مساعدتك. ؟ كنت قد ساعدت السيد فاربين على الاقل |
Ig, kanı temizleyerek seğirmeye neden olan maddeleri etkisizleştirir. | Open Subtitles | الجلوبلين المناعي الضموريدي ينظف دمها، و يدمر ما يسبب الارتعاش |
Hatırlıyorum da, Ig Farben bu yıl kimyasal madde fabrikası için... bir tren dolusu Macar ısmarlamıştı. | Open Subtitles | إني أتذكر في أول هذا العام طلب السيد فاربن حموله قطار من الهنغاريون لمصنعه الكيميائي |
Böylece Boston'a ve Cambridge'e seyahat ettim, ve Harvard'da düzenlenen bu muhteşem Ig Nobel Ödülü törenine katıldım ve bu törene katılmak çok hoş bir tecrübe. | TED | لذلك سافرت إلى بوسطن، إلى كامبردج، وحضرت احتفال جائزة نوبل للحماقة رائعا الذي أقيم بجامعة هارفرد، وهذه الجائزة لقد كانت تجربة رائعة. |