Sanırım ikimiz için hala bir şans var diye düşünüyordum istikbalde, ve düşündüm ki... | Open Subtitles | أعتقد أنني كنت أظن أنه لا تزال هناك فرصة لنا في المستقبل |
Şimdi, genişlemeden önce kocanızı kurtarabilmemiz için hala zayıf bir şans var. | Open Subtitles | هناك فرصة ضئيلة لإنقاذ زوجك قبل أن يتضخم جسده |
Zayıf bir şans var... kontrolün engellenip podun hasar görmüş olması gibi... ana sürücü aşırı yüklenebilir. | Open Subtitles | هناك فرصة ضئيلة للغاية أنه عندما يحدث عطل بوحدة التحكم و تتعطل الأجنحة ربما يزداد تحميل الطاقة بالمحرك |
şans var mı? | Open Subtitles | هل حالفك الحظ ؟ |
Yani gerçekten kazandığıma dair bir şans var! | Open Subtitles | هذا يعني أن هنالك فرصة أن أكون قد ربحت |
Hala bunu iyileştirmek için bir şans var. | Open Subtitles | ماذالت هناك فرصه أن هذا يمكن ان يشفي |
Bunu iyi bitirmek için küçük bir şans var. | Open Subtitles | . ستكون هناك فرصة ضعيفة لانهاء هذا الامر بخير لبعض الوقت |
Doktor ve Laszlo şu an birlikteyse, onu çıkarabilmek için her türlü şans var. | Open Subtitles | إسمعي, لو كان الدكتور مع لازلو الآن هناك فرصة كبيرة بأن يخرجه |
Bu demek ki Tanrı, yaptıklarımızı affetmeye hazır... ve hepimiz için bir şans var. | Open Subtitles | هذا يعنى ان الله على استعداد ان يغفر الخطايا الكثيرة و بهذا هناك فرصة لنا جميعا |
Berbat iltifat etme şekillerimiz açısından kesinlikle bir şans var. | Open Subtitles | هناك فرصة أننا سنفشل في مجاملة بعضنا البعض |
Temas gerçekleştirmek için hala bir şans var, çünkü uzaylılar, yüz milyonlarca yıldır | Open Subtitles | لا تزال هناك فرصة للاتصال, لأنه قد تكون المخلوقات الفضائية أرسلت بالفعل رسالة لنا |
Aslında, methylenedioxyphenylacetone seviyeleri çok yüksek, bu yüzden küçük bir şans var ki bu sizi öldürebilir. | Open Subtitles | في الواقع, كان يجب ان اراقب مستويات الميثنادوليكس, لذا هناك فرصة ضئيلة ان هذا سيقتلك. |
Çünkü hâlâ o şeyi kapatıp bu toprakları önümüzdeki 10 bin yıl boyunca parlamaktan kurtarmak için bir şans var. | Open Subtitles | لأنه ما زال هناك فرصة لاغلاق هذا الشيء وحفظ جزءا كبيرا من بلاد الله من التعرض للإشعاع على مدى السنوات 10,000 المقبلة |
Burada ufak da olsa bir şans var, mazide Başkomiserin yanında birazcık gevşek davranmış olabilirim. | Open Subtitles | هناك فرصة صغيرة في الماضي عندما حاولت ان اتقرب إلى الكابتن |
Aslında, zaten sahip olduğun şans var sadece bilmiyorsun . | Open Subtitles | في الحقيقة هناك فرصة لديك بالفعل ولا تقدرها |
Bunu ikinizden birinin alması için hala bir şans var. | Open Subtitles | مازال هناك فرصة أن تتزوجة أحداكما |
Bir şans var mı, efendim? | Open Subtitles | هل هناك فرصة لتجنب ذلك يا سيدي ؟ |
- Değiştirilmem için herhangi bir şans var mı? | Open Subtitles | -هل حالفك الحظ في استبدالي؟ |
- şans var mı? | Open Subtitles | - هل حالفك الحظ ? |
* Biliyor musun bir şans var senin için daha * | Open Subtitles | ♪ هل تعلم أنه لازال هنالك فرصة لك ؟ ♪ |
Evet bir şans var. | Open Subtitles | نعم . نعم . هناك فرصه |