Alacakaranlıkta bu boş şatoda, tehditkar gölgelerle beraber yaşam yeniden başlıyor. | Open Subtitles | و بمجرد مغيب الشمس عادت الحياة لتلك القلعة الموحشة |
Bu terk edilmiş şatoda gördüğüm düşler çok kötü, ama korkma... | Open Subtitles | راودني كابوس مزعج ليلة أمس في هذه ... القلعة الموحشة .. |
Biz dağın insanları şatoda vampirlerin olduğuna inanırız. | Open Subtitles | نعتقد نحن سكان الجبال أن فى القلعة مصاصي دماء |
Arthur gerçekten yaşadıysa, yüksek olasılıkla askeri bir liderdi, ama şatoda yaşayan bir kral Geoffrey'nin kraliyet tarihine daha uygundu. | TED | إن عاش آرثر فعلًا، لكان على الأغلب سيصبح قائد جيش، لكن ملكًا محصورًا في قلعة ناسب تاريخ جيفري الملكي أكثر. |
Kış olup kar yağdığında bu iki kardeş, şatoda yaşıyorlarmış gibi davranırlarmış. | Open Subtitles | في الشتاء, عندما يتساقط الثلج تتظاهر الأختان بأنهن يعشن في قلعة ضخمة. |
Ona şatoda kalacak uygun bir yer bul ve onu hayatın pahasına koru. | Open Subtitles | جد لها مكان مريح هنا فى القلعه واحرسها بحياتك |
Peki şu anda şatoda devam eden ziyafetin masraflarını kim ödüyor? | Open Subtitles | ومن الذي يدفع للعيد تكريما لهم في مثل هذا الوقت في القلعة القلعة؟ |
Gilda'nın babası Amerika'ya gitmişti ve bir tür ayrılık hediyesi olarak son haftayı şatoda geçirdik. | Open Subtitles | والد غيلدا رحل إلى امميركا و كنوع من الوداع سوف نمضي أسبوع آخر في القلعة |
Çünkü bizler o şatoda vampirler yaşadığına inanıyoruz. | Open Subtitles | لان الناس فى الجبال يعتقدون ان مصاصي الدماء يعيشون فى القلعة |
"Bir zamanlar büyük bir şato varmış... ve bu şatoda bir prens ve prenses yaşarmış-" | Open Subtitles | في يوم من الأيام كان هناك قلعة كبيرة وفي هذه القلعة كان هناك يعيش أمير وأميرة |
Bu şatoda geçireceğiniz son gece olabilir. | Open Subtitles | هذه الليلة قد تكون الأخيرة لكما فى القلعة |
Efsaneye göre Slytherin bu şatoda gizli bir oda inşa etti. | Open Subtitles | و الآن، طبقا للأسطورة بنى سليزرين حجرة خفية فى القلعة |
Söylesene. Son zamanlarda şatoda korkunç ve tüylü bir şey salıverdin mi?" | Open Subtitles | اخبرنا هل أطلقت سراح شيئ مجنون ومنكوش الشعر مؤخرا فى القلعة |
O şatoda ne kadar parası olduğunu kimse bilemez. | Open Subtitles | لا أحد يعرف كم يخفي من المال في هذه القلعة |
Annem, babamın Fransa'daki bir şatoda yaşayan bir prens olduğunu söylerdi. | Open Subtitles | أمي قالت أن أبي كان أميرًا عاش في قلعة في فرنسا |
1922 martında böyle bir şatoda bir gece kaldım. | Open Subtitles | في عام 1922 قضيت ليلة مثل هذه في قلعة تقرب جينازو رأينا طفلة صغيرة تحمل شمعة في قلعة زوجة أخي |
Son olarak karşınızda kızgın lavlarla çevrili şatoda yaşayan ateşli bir kızıl saçlı! | Open Subtitles | وأخيراً، وبالتأكيد ليست آخراً العزباء رقم3، حمراء الشعر من قلعة يحرسها تنين وتحيطها الحمم |
Çikolatadan şatoda yaşayan prenses balerinler olacağımızı söylediğin kısmı hariç. | Open Subtitles | كل شيء ماعدا الجزء الخاص بكوننا أميرات الباليه نحيا في قلعة الشيكولاتة |
Bir saat içinde beceremezsen gel beni şatoda bul. | Open Subtitles | لو أنجزت مهمتك خلال ساعه ستجدني في القلعه |
- şatoda sizin için bir oda ayarlandı. - Oh, harika. | Open Subtitles | لدينا غرفة لك بالقلعة رأئع |
Bu eski şatoda ne işimiz var? | Open Subtitles | ماذا نُريدُ من هذه القلعةِ القديمةِ؟ |