- Bu benim cep kitabım. şekerler bitti. İçinde ihtiyacım olan şeyleri saklıyorum. | Open Subtitles | لقد فرغت الحلوى ، إننى أبقى الأشياء التى أحتاجها فى العلبة |
Bence o para satın aldığı şekerler için. | Open Subtitles | أعتقد المال من المحتمل لكُلّ تلك الحلوى تَمْنعُ هو يَشتري. |
Bunu yeterince vurgulayamıyorum. Bu çıtırdak şekerler bir şaheser! | Open Subtitles | لا يمكنني أن أوفي بحق هذا كرات تؤكل من الحلوى |
Sanırım cüzdanımda 18 yaşından büyük şekerler var. | TED | أعتقد أنه لدي حلوى بحقيبتي عمرها أكثر من 18 عاماً. |
Uçan şekerler. | Open Subtitles | الا تشبه هذه الطيور الحلويات تعرفين الحلويات الطائرة |
Bal normal şekere mükemmel bir besin alternatifi çünkü içinde çok çeşitli şekerler var. | TED | العسل بديل طبيعي عظيم للسكر العادي لأن هناك أنواع مختلفة من السكر |
Aslında saçımı başımı yolmama neden olmuyorlar, gerçekten çok şekerler. | Open Subtitles | الحقيقة هي أنهم عندما لا يجعلونني أريد تمزيق شعري يكونوا لطفاء حقاً |
Hey, wow. Şu şekerler konusunda annen haklıymış. Şaka yapıyorum. | Open Subtitles | يا للعجب ، أمّك لم تكن تمزح بشأن قطع الحلوى تلك |
Evet, ya bir dondurma arabasındaysan ve dışarıda da şekerler, çiçekler ve bakireler varsa? | Open Subtitles | أجل، ماذا لو كنتَ في الواقع بداخل شاحنة مثلجات وفي الخارج الحلوى والزهور والعذارى؟ أنتَ على متن طائرة |
Maskeler ondan saklanmak için kapıya bırakılan şekerler onu doyurmak için ve balkabaklarına çizilen yüzler ona tapmak için yapılıyor. | Open Subtitles | كانت توضع الأقنعة للاختباء منه الحلوى توضع على عتبات الأبواب منأجلابعاده, تحفر الوجوه في ثمرات القرع من أجل عبادته |
Eminim oradaki şekerler de epey zehirli madde içeriyordur. | Open Subtitles | حسناً ، اراهن بأن الحلوى هناك ربما تكون متلوثة ايضا |
Sonra çanta açıldı, şekerler yere yığıldı. O esnada bir grup çocuk sokağa girmişti. | Open Subtitles | وانقطع الكيس عندما كان الأطفال مجتمعون عند الزاوية وقد رأوا الحلوى |
Çin mahallesinden aldığım bu şekerler onlar kadar iyi. | Open Subtitles | لقد كانت الحلوى التي جلبتها من الحي الصيني بنفس الجودة |
Dediğine göre, bulutlar, panayırlarda satılan pamuk şekerler gibiymiş. | Open Subtitles | قال أن السحب كانت تشبه مجموعة صغيرة من حلوى القطن .التي يبيعونها في المعارض مشعة وخفيفة |
Tek dileğim yiyebileceğim şekerler toplamak. | Open Subtitles | انني فقط اامأل ان احصل على حلوى ييمكني اكلها |
şekerler yenmiş, peruklar sökülmüş, peynir paketleri dürtülmüş ve tekrar dürtülmüş! | Open Subtitles | حلوى ممضوغة ، شعر مستعار مأخوذ من الواجهات ، عبوات جبن مستهلكة |
şekerler falan... bu tip şeylerden var onda, onları orada tutuyor. | Open Subtitles | كانتتملكجميعأنواعتلك.. الحلويات التي تخبئها هناك |
şekerler, kalpler ve tozlarla süslesen de, sonunda her şey endorfin ve genital ile biter. | Open Subtitles | ليغلفوها بالقلوب و الحلويات و المجوهرات ، و في النهاية ينتهي الأمر بالجنس |
Hamurdaki şekerler kabukta karamelize oluyorlar. | TED | يتم حرق السكر في العجين لكي تعطي لون الكراميل للقشرة |
Hem de üç tane. Evet! Çok şekerler. | Open Subtitles | أجل، إنهم لطفاء للغاية لدرجة تجعلك ترغب بقرص وجنتهم |
Enerji içecekleri, çikolatalar su toplaması için yara bandı ve en sevdiğin şekerler. | Open Subtitles | مشروبات الطاقة بسكويت بوربارس بعض الاشياء المساعدة للبثور ومفضلتك حلويات الاطفال |
Büyülü şekerler yapıyoruz. | Open Subtitles | سحر تيك تاك إذن |
Bu şekerler de oradaki beyefendinin ikramı. | Open Subtitles | وحلوى السكيتلز هذه إنه هدية من ذلك الشاب هناك |
Ama hepsi yanlış etiketlendiğinden karışık buranın içinde ve anasonlu şekerler buradadır. | Open Subtitles | لـكن بـما أنهم بملصقات عشوائية المـختلط ,هنـا وحلوى اليـانسون هـنا , الجـــواب |
Proteinler ve şekerler parçalanıp kendilerini yeniden düzenleyerek halkamsı yapılar oluşturduğunda Maillard tepkimeleri olur, bu aynı Şükran Günü hindisi ve hamburgerlere ayırt edici, zengin kahverengi rengini veren ışık yansımaları gibidir. | TED | تفاعل مايلارد يحدث عندما تتفكك البروتينات والسكريات وتعيد ترتيب جزيئاتها مشكلة بنية شبه حلقية والتي تعكس الضوء بشكل يعطي الطعام مثل ديك الحبش لعيد الشكر والهامبرغر ذاك اللون البني المميز والغني . |
Ve şu anda şekerler hakkında hücrelerimizin yüzeyine bir lisan gibi yerleştiğini düşünme eğilimindeyiz. | TED | ولذا نميل الآن إلى التفكير في السكّريّات التي تستوطن سطح خلايانا باعتبارها لُغَة. |