İnfaz bölümüne gitmek aklımdaki şey değildi. | Open Subtitles | الذهاب إلى منطقة الاعتقال ليس ما كان فى عقلى |
Evet, ihtiyarı alnında bir kurşunla bulmam da belli bir şey değildi mesela. | Open Subtitles | فمثلا لم يكن الأمر واضحا أني قد أجد الرجل العجوز وبجبهته ثقب رصاص |
"Normal bir Alman'ın yapacağı şey değildi bu." | Open Subtitles | لم يكن شيئاً معروفاً أن يفعله الألمانى العادى |
Büyük bir şey değildi. | Open Subtitles | لم يكن شيء كبير: المعتاد, مئة دولار في الشهر. |
- Hiç bir şey değildi. - Unutmamı mı istiyorsunuz? | Open Subtitles | حسنا لم يكن شيئا هل تريدين منى نسيان ما حدث |
Bu gizli saklı bir şey değildi, ama bilinmesini de istemezdi. | Open Subtitles | هو ما كان سري، لكنّه ليس شيء أعلن أمّا. |
Bu pek yaptığımız bir şey değildi. | Open Subtitles | فى الحقيقة ، لم يكن شئ اعتدنا على فعله |
Bu, söylenecek hoş bir şey değildi. Beni iyi hissettirmek için tasarlanmadı. | Open Subtitles | لم يكن هذا شيء جميل لتقوله ولا يجعلني أشعر أنني بحالة جيدة |
Biraz huzur ver baba. Söyledim, öyle bir şey değildi. | Open Subtitles | هون عليك يا أبي لقد أخبرتك مسبقا, ليس الأمر كما يبدو لك |
Halkın içinde ölüm tacirlerine saldırmak ve bir insanı takip etmek... aklımda olan şey değildi. | Open Subtitles | اذا شك بأنك من العامة هذا ليس ما أفكر به |
Bu kabuk umduğun şey değildi, öyle mi? | Open Subtitles | هذا بالتأكيد ليس ما كنت تتوقعينه، أليس كذلك؟ |
Evet planladığım bir şey değildi ama pazar günü veya pazartesi sabahı evde olurum. | Open Subtitles | ليس ما كنت أخطط له لكني سأعود الأحد أو الإثنين بأقصى تقدير |
-Önemli bir şey değildi. -Söylediklerinin farkında değilsin. | Open Subtitles | لم يكن الأمر مهماً، ليس لديك أدنى فكرة عما تتحدثين بشأنه |
Kişisel bir şey değildi ama. Sadece işti. Siz ikinizi şu anda öldürmem gibi yani sadece iş. | Open Subtitles | لم يكن الأمر شخصي، مجرد عمل كقتلي لكما الآن، مجرد عمل |
Bu hiç bir şey değildi. Tek bir dikiş ve sadece 20 dakika. | Open Subtitles | هذا لم يكن شيئاً ذو قيمه إبرة وحيدة فى 20 دقيقة |
Önemli bir şey değildi. Sadece yanlış anlama. | Open Subtitles | أجل, هذا لم يكن شيئاً كان مجرد سوء تفاهم |
Kişisel bir şey değildi ama telefonun kapalı olduğundan sana bahsedemedim. | Open Subtitles | حسناً, لم يكن شيء شخصي, لكن هاتف كان مغلق, |
Ve o zaman, evlenmek gerçekten pek üzerine düşündüğüm bir şey değildi | TED | في ذلك الوقت، الزواج لم يكن يمثل شيئا لدي لم يكن شيئا أمضيت كثيرا من الوقت في التفكير فيه |
Duygusal değeri olan bir şey değildi, değil mi? | Open Subtitles | هو ليس شيء له قيمة عاطفية ,أليس كذلك؟ |
- Önemli bir şey değildi aslında. - Hayır, seni kızdırdım. | Open Subtitles | لا لم يكن شئ لا لقد جعلتك تتضايقين |
- Evet önemli bir şey değildi. Şansım varsa, izi bile kalmaz. | Open Subtitles | حقا، لم يكن هذا شيء بأي حظ، لن يكون هناك حتى ندبة |
Kendisi için çaldığı bir şey değildi. | Open Subtitles | ليس الأمر وكأن أبي كان يسرق لنفسه. |
- Bana söylememiştin. - Önemli bir şey değildi. | Open Subtitles | ـ حسناً ، لم تُخبرينى بهذا ـ لم يكُن الأمر يستحق |
Bu söylediğim şey değildi gerçi ama sen yine de içmek ister misin? | Open Subtitles | أتود بعض الشامبانيا مثل ماكنت أقول؟ حسناً، ذلك لم يكن ما كنت أقوله لكن أتود بعض الشامبانيا؟ |
Ben profesyonel bir sporcuyum o da sarışın bir hava durumu sunucusu ama öyle bir şey değildi. | Open Subtitles | أنا رياضيّ مُحترف، هي مُذيعة نشرة جويّة شقراء، لكن لمْ يكن الأمر مثل ذلك. |
Hayır, önemli bir şey değildi. Bölüm başkanıyla aptalca bir tartışmaydı. | Open Subtitles | كلا، لم يكن أمر مهم، لقد كان مجرد جدال غبي حيال رئاسة القسم. |
Yalanın yansımasından başka bir şey değildi. | Open Subtitles | لم يكن شيئًا حقيقيًا كان محض كذبة لا جذور لها |
Açıkçası, onunla olan bağlantım bu kasabada söylemeye hevesli olduğum bir şey değildi. | Open Subtitles | وبصراحة، حقيقة أنني لديّأيعلاقةبها .. ليست شيئاً أودَّ الإعتراف به لهذه المدينة. |