Kamyonu oraya sokarken güvenliği oyalamak için bir şey yapmamız gerekecek. | Open Subtitles | علينا فقط أن نفعل شيئاً لنجعل الحراس منشغلين بينما نجلب الشاحنة |
Hayır, hakkında hiçbir şey bilmediğimiz bir darbe hakkında bir şey yapmamız beklenemez. | Open Subtitles | لا ، من الصعب أن يُنتظر منا أن نفعل شيئاً حيال إنقلاب عسكري لا نعرف عنه شيئاً |
O zaman birisi görmeden önce bir şey yapmamız gerekiyor. | Open Subtitles | إذاً علينا فعل شيء تجاهه قبل أن يفعل شخص أخر |
Artık bir şey yapmamız mümkün değil, çok geç! | Open Subtitles | لايمكننا فعل شيء بعد الان , لقد فات الاوان |
Çok farklı bağışıklık sistemlerimiz olduğunu anladım, ve bence bu konuda bir şey yapmamız gerek. | Open Subtitles | أنظمة مناعة مختلفة ويجب علينا أن نفعل شيء حياله حقاً ؟ |
O zaman bu konuda bir şey yapmamız lazım. | Open Subtitles | حسناً، عليكِ بكل تأكيد فعل شئ ما حيال هذا الأمر |
Sevmediğimiz bir şey varsa bunu değiştirmek için bir şey yapmamız gerekir. | Open Subtitles | إن لم نحب شيئاً حولها، فعلينا أن نقوم بشيء لتغيره |
Yarın önemli bir şey yapmamız gerekiyor, tamam mı? | Open Subtitles | نحن بحاجة إلى القيام بشيء مهم غدا. حسنا؟ |
Bir şey yapmamız lazım, öylece bırakamayız. | Open Subtitles | علينا أن نفعل شيئاً. لا يمكننا أن نتركها تغادر هكذا فحسب. |
-Bir şey yapmamız gerekmiyor mu? | Open Subtitles | - ألا ينبغي أن نفعل شيئاً؟ - إننا نفعل شيئاً |
Belki de sahip olduğumuz bu güçlerle bir şey yapmamız gerekiyordur. | Open Subtitles | ربما من المفترض أن نفعل شيئاً بهذا |
Çocuk için bir şey yapmamız gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن نفعل شيئاً من أجل الطفل |
Eğer taşı varsa, ağrı kesici alır taş düşer, bir şey yapmamız gerekmez. Strüvit taşı olabilir. | Open Subtitles | إذا كانت حصاةً فستتناول مسكناتٍ ثمّ تمرّ الحصاة، ولا يتوجّب علينا فعل شيء قد تكون حصاةً من الستروفايت |
Bunun için bir şey yapmamız gerekiyor. Adamın bütün hayatı o aptal kedi oldu. | Open Subtitles | يجب علينا فعل شيء حيال هذا حياته تدور بالكامل على ذلك القط الغبي |
Şu an sadece evde bir şey yapmamız lazım sonra beynini daha da kemirmeyiz. | Open Subtitles | فعل شيء هنا في المنزل و بعدها سنغادر من هنا |
Ama bu konuda bir şey yapmamız gerekir, değil mi? | Open Subtitles | يجب أن نفعل شيء حول هذا .. |
Bir şey yapmamız lazım! | Open Subtitles | يجب أن نفعل شيء |
Neredeyse hiçbir şey yapmamız gerekmiyor. | Open Subtitles | و نحن بالكاد أن نفعل شيء بهِ. |
Doğru, ama sonra kolunu kırmak gibi yapıcı bir şey yapmamız gerektiğini söyledin. | Open Subtitles | صحيح، ثم قلت أن علينا فعل شئ مفيد -ككسر ذراعها؟ |
Doğru, ama sonra kolunu kırmak gibi yapıcı bir şey yapmamız gerektiğini söyledin. | Open Subtitles | صحيح، ثم قلت أن علينا فعل شئ مفيد -ككسر ذراعها؟ |
Bir şey yapmamız veya söylememiz gerekmiyor mu? | Open Subtitles | أليس علينا فعل شئ ما أو قول شئ ما؟ |
Hemen bir şey yapmamız lazım, Joe. Çok geç olmadan önce. | Open Subtitles | يجب أن نقوم بشيء الآن يا (جو)، قبل أن يتأخر الأمر |
Başka bir şey yapmamız gerekmez mi? | Open Subtitles | حسنٌ، ألا تظنّ أنّ بإمكاننا القيام بشيء ما؟ |