ويكيبيديا

    "şeyden önce" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • أولاً
        
    • أولًا
        
    • المقام الأول
        
    • اولا
        
    • اولاً
        
    • بالمرتبة الأولى
        
    • بادئ
        
    • أوّلًا
        
    • الأهم من
        
    • أولا
        
    • في المقام الأوّل
        
    • بالمقام الأول
        
    binlerce insanın konferanslarıma geldiği Pakistan'dan henüz döndüm, çünkü her şeyden önce dostça bir Batılı ses duymaya özlem duyuyorlardı. TED لقد عدت لتوي من باكستان حيث جاء الآلاف فعلياً إلى محاضراتي لأنهم كانوا يرغبون أولاً في سماع صوت غربي صديق.
    JD: Her şeyden önce, benim bu hizmetteki kişisel amacım olan inandığım temel şey; toplu konuşma çok önemlidir. TED حسنًا، أولاً وقبل كل شيء، هدفي الشخصي من الخدمة هو أنني أؤمن بشكل أساسي أن الحوار الاجتماعي بالغ الأهمية.
    Her şeyden önce kızı eve getirmem gerektiğini düşündüm. TED قمت بالتفكير بأنه يجب علي جلبها للمنزل أولاً
    Her şeyden önce yaptığımız işe değer veriyorum çünkü işi seninle yapıyorum. Open Subtitles أنا الاّن أُقدر العمل الذى نؤديه أولًا و أخرًا لأننى أعمله معكى
    İyi mizah ve taşlamadan kastım ise, her şeyden önce, doğruluk ve dürüstlük ile yapılmış bir yapıt olmasıdır. TED بالعودة لما أعنيه بأفضل كوميديا وسخرية، أقصد أن أي عمل يصدر في المقام الأول وفي الغالب عن الصدق والنزاهة.
    Sizce, en güvenilir işin, her şeyden önce, vatanı savunmak mı? Open Subtitles أأنت تعنى ان التصرف الامن هو الدفاع عن الوطن اولا ؟
    Böylece acı verici derecede yavaş olan güven kazanma ve ona her şeyden önce bir insan olarak değer verdiğimi kanıtlama sürecine giriştim. TED لذا بدأت بعملية بطيئة ومؤلمة وهي بناء الثقة وإثبات أنني أولاً وقبل كل شيء اهتممت بها كإنسان ككل.
    Her şeyden önce tüm şapeli onarmak zorundayım. Open Subtitles أولاً أنا يَجِبُ أَنْ اعيد ترميم الكنيسة بالكاملَ.
    Ama her şeyden önce sana viski soda ikram edeyim sana da kola. Open Subtitles أولاً. سأعطيك شراب سكوتش و صودا. وأريد أن أعطيكِ كوكاكولا اريدكم أن تكونوا في مزاج جيد.
    Umarım vaazın bitmiştir, çünkü her şeyden önce, ben yıllardır düzgün işiyorum, bilmem anlatabildim mi? Open Subtitles آمل أن تكون أنهيت مناجاتك أولاً أنا أجيد التبول منذ سنوات هل تفهمني؟
    Her şeyden önce buraya kimseyi zımbalamaya gelmedim, tamam mı? Open Subtitles انظر، أولاً: أنا لست هنا من أجل القضاء على أحدهم، حسنٌ ؟ فهذه ليست حملة انتخابية
    Her şeyden önce bu komite ülkenin iyiliği için çalışmaktadır. Open Subtitles أولاً وقبل كلّ شيء, هذه اللجنة تعمل لما هو في صالح البلاد.
    Her şeyden önce Michael ve Geoffrey çok sevimliler. Open Subtitles حسناً أولاً مايكل وجيفري لطيفين جداً شكراً لك
    Her şeyden önce, bu çelişkili. Çiçeklerin umurunda olmadığını söyledi. Open Subtitles أولاً ذلك متناقض قالت أنها لا تهتم بالأزهار
    Hoop, hoop, hoop, her şeyden önce, bu hiçbir şeyi çözmez. ve ikinci olarak, sana ihtiyacım var. Open Subtitles أولاً, هذا لن يحل أى شىء وثانياً, أنا أحتاج إليكِ
    Bir garsonun bilmesi gereken şey müşterinin her şeyden önce geldiğidir. Open Subtitles عندما تكون نادل, يجب عليك دائماً ان تعلم ان الزبون يأتي أولاً
    Parkta oturup dikkatlice etrafı incelerdim, her şeyden önce gelen rahat ve taşınabilen sandalyelerdi. TED حسنًا، كنت أجلس في الحديقة وأراقب بتمعن، أولًا من بين الأشياءٍ الأخرى كانت الكراسي المريحة والقابلة للتحرك.
    Her şeyden önce, yedi tane güvenilir samuray bulmak o kadar kolay değil. Open Subtitles في المقام الأول ليس من السهل أيجاد سبعة من الساموراي الممكن الأعتماد عليهم
    Her şeyden önce, grev kırıcıları işin içine soktun. Open Subtitles ما عليك فعله ؟ اولا , تترك النقابيين هناك
    Her şeyden önce azman ve dev lafı baymadı mı artık? -Yalnızca dükkanı kapatmaya çalışıyorum. Open Subtitles اولاً لا تنعتني بالعملاق , انا هنا من اجل اغلاق المحل
    Frasier burada. Müşterilerim her şeyden önce gelir. Open Subtitles فرايزر هنا، وزبائني جاؤوا بالمرتبة الأولى.
    Her şeyden önce, Amerikan hukukunda bilim ve kanunlar arasında uzun süredir var olan bir hoşnutsuzluğun var olduğunu. TED بادئ ذي بدء، هناك تاريخ طويل من الكراهية بين القانون والعلم في الفقه الامريكي
    Her şeyden önce, onu yapan çingeneler değil. Open Subtitles أوّلًا, الغجريين لم يفعلوا هذا.
    Her şeyden önce, dünyada bugün gerçekte neler olup bittiğini konuşmamız gerek ve gelecekte neler olabileceğini de. TED الأهم من ذلك كله، نحن بحاجة للحديث عما يحدث بالعالم اليوم، وما يمكن أن يحدث في المستقبل.
    Bunun nasıl çalıştığını anlamak çok karmaşıktır çünkü her şeyden önce omurilikteki kayıt aktivitesi çok zordur. TED والآن، فهم كيفية عمل ذلك معقد جدا، لأنه أولا تسجيل النشاط في الحبل الشوكي صعب جدا.
    Zor bir hayat, ama erkeğin soyu varlığını sürdürecekse o halde yavruların geleceği her şeyden önce gelir. Open Subtitles إنها حياة صعبة، لكن لو تعيّن بقاء سلالة الذكر فإن مستقبل الجراء يأتي في المقام الأوّل.
    Binbaşıya söyle, her şeyden önce şu General Marki de Montcalm'den korkmasına gerek yok. Open Subtitles اشرح للرائد أن لديه بعض الخوف من هذا الجنرال ماركيز دي مونكالم بالمقام الأول

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد