ويكيبيديا

    "- sadece" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • فقط
        
    • فحسب
        
    • وحسب
        
    • إنها مجرد
        
    • انها مجرد
        
    • مجرّد
        
    • أنا مجرد
        
    • انه مجرد
        
    • أنها مجرد
        
    • هذا مجرد
        
    • مجرد
        
    • ليس إلا
        
    • كان مجرد
        
    • أريد
        
    • إنه مجرد
        
    - Sadece çocuğun masumiyetine inanıyorum. - Bunu kanıtlayabilir misin? Open Subtitles انا فقط اصابني اعتقاد ان الفتى بريء ايمكن اثبات الامر؟
    - Sadece ne aradığınızı söyleyin! - Harita ve anahtar nerede? Open Subtitles ـ فقط أخبرونا ما الذي تبحثون عنه ـ أين الخريطة والمفتاح؟
    - Sadece milleti toplantı için bir araya getir ve neşelen. Open Subtitles فقط جمّع الجميع لاجتماع الموظفين و كن سعيد لقد تم ذلك
    - Hayır! - Sadece kaza olup olmadığını öğrenmek için ankesörlü telefondan arayabiliriz. Open Subtitles يمكننا أن نتصل كمجهول من هاتف عام لنعرف إن كان هناك حادثاً فحسب
    - Sadece Lady Catherine ve kızı. - Hayır, o yaşlı Mrs Jenkinson. Open Subtitles ـ وهى فقط السيدة كاثرين وأبنتها ـ لا هذه العجوز هى السيدة جينكسون
    - Sadece aklına girmek düşündüğümden daha fazla güç gerektiriyor. Open Subtitles إنه فقط يأخذ سحراً أكثر مما اعتقدت للدخول إلى عقلها
    - Sorun yok. Sorunum varmış gibi konuşma. - Sadece şunu yanıtla. Open Subtitles لا توجد مشكلة , لا تختلق مشكلة عندي فقط أجيبي على هذا
    - İçeride 6 jaffa var. - Sadece 6 mı? Open Subtitles هناك ستة من الجافا خلف هذا الباب ستة فقط ؟
    - Sadece düşünüyorum. - Hain polis nasıl bulunur söyleyeyim. Open Subtitles أنا فقط أفترض ليس ألا سأخبرك كيف تكتشف الشرطى القذر
    - Sadece beni bir an önce istediğim yere bırakmanı istiyorum. Open Subtitles أنا فقط أريدك أن توصلني إلى حيث طلبت منك، حسناً ؟
    - Sadece kızdan eminim efendim. - Sadece kızdan eminsin. Open Subtitles كلا يا سيدي، لقد كانت لدي فقط كانت لديك فقط؟
    - Biliyorum tatlım. - Sadece kanaması olmayan bir taneyle tanışmanı istiyorum. Open Subtitles انا اعلم يا عزيزتى انا فقط اردتك ان تقابلى احد لا ينزف
    - Sadece herkesten daha iyi yaptığım şeyi yapmama izin ver. Open Subtitles دعني فقط أقوم بالذي أقوم به افضل من أي شخص اخر
    - Sadece bir tane, lütfen. Tamam. Hadi hep birlikte çektirelim. Open Subtitles واحدة فقط ، من فضلك حسناً ، لتكن صورة لنا جميعاً
    On saniye, Tamam mı? Paranı alacaksın. - Sadece git. Open Subtitles عشر ثواني, وتحصل على نقودك فقط غادر, ولا تؤذي احد
    Evet, Ben sadece- - Sadece elmanın buna faydası var mı bilmek istedim. Open Subtitles أنا فقط اردت معرفة إن كانت التفاحة تساعد فأنا جديد في هذا المجال
    - Donanma giysilerine benzemiyor. - Sadece donanma subayı değil. Open Subtitles ـ ليس بلباس البحرية ـ لم تكن فقط قائدة بحرية
    - Sadece o yok. Hava trotinetiyle oynanan bir oyun yaptık. Open Subtitles ليس ذلك فحسب , لقد إخترعنا لعبة نستخدم فيها دراجات الهواء
    - Sadece buradan çekip gitmek için. - Kesinlikle geliyorum. Open Subtitles ليس لتناول الطعام الصيني، لو لم تمانع، بل للمشي فحسب
    - Sadece 17 yaşında. - Gelecek ay 18 olacak. Open Subtitles بعمر السبعة عشر فحسب ثمانية عشر الشهر القادم
    - Her şey yolunda mı? - Sadece kötü bir çağrıydı. Open Subtitles ــ هل أنتما على ما يُرام ــ عمليّة إنقاذ صعبة وحسب
    - Sadece şişmiş, oğlum. - Ya? Tam bir geri zekalısın. Open Subtitles ــ يا رجل, إنها مجرد صدمه ــ أووه, صحيح, أنت مجرد غبي
    - Sadece son günün üzerine birkaç cümle işte. - Sonra babam için bir para ödülü alacağım. Open Subtitles انها مجرد مجموعة من العبارات القيها في اليوم الاخير وقد انتاقها لي والدي
    - Sadece dişlerinin beyazlığını iltifat et. Hepsini unutur. Open Subtitles مجرّد ثناء على بياض أسنانه سيُنسيه كلّ شيء.
    - Sadece senin adına sevindim. Open Subtitles أنا لست كذلك. أنا مجرد متحمس بالنسبة لك.
    - Sadece bir çizik, unuttum gitti. - Dediğine bak ! Open Subtitles انه مجرد خدش, لن أشعر به - انظرى ماذا يقول -
    - Sadece genç gözükmeye çalışıyorum. Open Subtitles أنها مجرد محاوله لكي أبدوا أصغر سنن لماذا?
    - Sadece açgözlü bir ilham değil miydi? Open Subtitles ألم يكن هذا مجرد طمع مني؟ لا، أنا الذي جعلتك تذهب.
    - Sadece arkadaş olsak bile yalnızca senin problemlerin hakkında konuşmak zorunda değiliz. Open Subtitles ،حتى ولو كنا مجرد أصدقاء .لا أحب أن نتحدث عن صعوبات حياتك الخاصة
    - Sana nasıl yardımım dokunabilir ki? - Sadece benimle çalışarak. Open Subtitles كيف يمكن لشخص مثلى مساعدتك بالعمل معى ليس إلا
    - Sadece bir domuzmuş, efendim. Open Subtitles لم يكن شيئاً يا سيدي، القد كان مجرد خنزير
    Jerry üzgünüm. Seni rahatsız etmek istemedim. - Sadece tavsiyene ihtiyacım var. Open Subtitles جيرى , أنا اسف لا أود إزعاجك ولكنى أريد التحدث معك لدقيقة
    - Yine geldi. - Sadece rüya meleğim. Open Subtitles ـ جاء فى أثرى ثانيةً ـ إنه مجرد حلم يا ملاكى

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد