ويكيبيديا

    "açık bir" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • بوضوح
        
    • واضح
        
    • مفتوحه
        
    • في العراء
        
    • قابلة للمعرفة
        
    • صراحة لا يجب
        
    • علنية
        
    • الواضحة
        
    • مفتوح
        
    • مفتوحة
        
    • مكشوفة
        
    • واضحة إلى
        
    • واضحة من
        
    • لكلّ من
        
    • أوضح كيفية
        
    açık bir şekilde saatin parçalarını alıp hepsini birleştirip bir saat oluşturduğunu anlıyoruz. TED ولكن ما نفهمه بوضوح أنك تحصل على أجزاء هذه الساعة وتجمعهما وتكوِّن الساعة.
    Cevaplamaya çalışıncaya kadar oldukça açık bir soru, fakat şimdi ciddi olalım. TED السؤال واضح إلى أن تحاول الإجابة عليه، لكن فلنأخذه على محمل الجد.
    açık bir savaş alanı ve eğimli bir yüzeyi olan sığınağı ile düşmanı dört bir yandan vurmak için gerekli olan bir arazi bulur. Open Subtitles كانت أرض المعركه مفتوحه منبسطه فى إنحدار مغطاه بالمعسكرات
    Ancak böyle açık bir alanda karın doyurmak yemek yemek için tehlikeli bir yol olabilir. Open Subtitles لكن الأكل في العراء هكذا قد يكون طريقة خطيرة للحصول على وجبة
    Ben açık bir kitap gibiyim, ama sana değilim. Open Subtitles المريخ و الزهرة إنها كالمعكرونة و الهيدروجين نحن من فئتين مختلفتين أنا قابلة للمعرفة و لكن ليس لك
    Seni açık bir şekilde uyarmıştım, kimse onunla yalnız konuşmayacaktı. Open Subtitles لقد حذرتك بكل صراحة لا يجب لأحد أن يتحدث إليها بمفرده
    Bu adam mahkemenizde ifade verecek. Kamuya açık bir mahkemede. Open Subtitles هذا الرجل سوف يشهد في محاكمتك محاكمة علنية
    Ve dolayısıyla biyo-yenilenme açık bir şekilde bunlar gibi organizmalardan geliyor. TED ولذا ، الفائدة الواضحة من هذا هي المعالجة البولوجية والتي تنتج من كائنات مثل هذه.
    Madde açık bir solucan deliğinden sadece tek yönlü ilerleyebilir. Open Subtitles يمكن للمادة السفر في اتجاه واحد خلال ثقب دودي مفتوح
    Aslında, en iyi pozisyon, açık bir pencere önünde, odanın içinde olmaktır. Open Subtitles الحقيقة هي أن أفضل موقع لقنّاص هي داخل غرفة خلال نافذة مفتوحة
    Ya da bana üstü açık bir araba alırsan tüm bunların önüne geçebiliriz. Open Subtitles أو بإمكانكَ أن تشتري ليّ سيارة مكشوفة وعندها يمكن أن نتجنب هذا الأمر
    Daha fena bir noktaya gittiğine dair açık bir kanıt da yoktu. Open Subtitles لم تكن هناك علامة واضحة إلى بعد أكثر شراً
    Tutanaklarda hayatınızı erkeklerin dokunmasıyla kazandığınız çok açık bir şekilde kaydedilmiş. Open Subtitles في السجلات يذكر تماما بوضوح بأنك جعلت معيشتك من لمس الرجال
    Yani, açık bir şekilde bir uyuşturucu bağımlısı olduğuma ve tehdit oluşturmadığıma inanıyor. Open Subtitles إذا ً بوضوح هو يعتقد أنني مدمن مخدرات ولست أوجه أي تهديد له
    Bu bizi açık bir şekilde hayvanlar aleminden ayırıyor. TED وهذا هو الشيئ الذي يفصلنا بوضوح عن المملكة الحيوانية
    Bu dizaynı gösteren, ip uçu şeklinde... gelen açık bir mesajdı. Open Subtitles أنها رسالة من شيء واضح أو شخص ما يلمح إلى التخطيط
    çok açık bir duyguyla bu yüzden gelecekte bilgisayarlarımızdan yada dışardan alış-veriş yapmak yerine ihtiyacımız olan herşeyi evimizde kendi kişisel üreticilerimizde üreteceğiz Open Subtitles بإدراك واضح جدا لذا بالمستقبل، بدلا من التسوق عبر الإنترنت أو في الشارع يمكننا أن ننتج كل شيء نريده أو نحتاجه في المنزل
    Asıl endişem, açık bir kapı bulmaları. Open Subtitles اتساءل إن كان لديهم حانة مفتوحه لهذه الأشياء
    Gerçi çok şaşırdım, böyle bir şey açık bir alanda oluyor ve kimse hiçbir şey görmüyor, öyle mi? Open Subtitles هذا أمر صادم, شيء كهذا يحدث في العراء و لا أحد يرى شيئا ؟
    Aynı mantıkta düşünürsek, sen açık bir kitap gibisin. Open Subtitles بنفس المنطق أنت قابلة للمعرفة
    Seni açık bir şekilde uyarmıştım, kimse onunla yalnız konuşmayacaktı. Open Subtitles لقد حذرتك بكل صراحة لا يجب لأحد أن يتحدث إليها بمفرده
    Şu anda kesinlikle açık bir konuşma gerçekleştiriyoruz ve pek çok insan gibi, bu zor ama önemli tartışmadan kaçmadığımızı görmek bize cesaret veriyor. TED هناك بالتأكيد مناقشة علنية تحدث الآن، ومثل كثير من الناس، نحن سعداء بأن هناك انسحاب أقل من هذا الحوار الصعب ولكن المهم.
    Bu soruyu cevaplamak için, karbondioksite açık bir sıfat kazandırmak için değişimin diğer tüm etkenlerini de bilmeniz gerekir. TED ولكن للإجابة على ذلك السؤال، لتقديم النسبة الواضحة لثاني أكسيد الكربون، يجب أن تعلم شيء عن كل عوامل التغير الأخرى.
    Ama bir de anıların olduğu açık bir dosya var. Open Subtitles ولكن هناك هذا ملف واحد مفتوح وداخله قائمه من الذكريات
    Bak, çok ciddiyim. Öyle, barlarda falan, açık bir şeyler içme sakın. Open Subtitles أنا جادة، لا تشربي أي شيء من زجاجة مفتوحة في البار وغيره
    Burada iki yaşlı bayan San Francisco'daki gibi üstü açık bir tramvayda sırt sırta oturmuşlar. Open Subtitles هاتان سيدتان عجوزتان تجلسان ظهرهما لبعض فى سيارة مكشوفة كتلك الموجودة فى سان فرانسيسكو
    Başkan bugün Amerikan halkına açık bir mesaj gönderiyor: Open Subtitles اليوم، تبعث الرئيسة رسالة واضحة إلى الشعب الأمريكي
    Nefsi müdafadan kurtulanabilecek açık bir davaydı. Open Subtitles تبدو لي كقضية واضحة من الدفاع عن النفس
    "Hepinize açık bir sığınak. Hepinize açık bir topluluk. Buraya varanlar hayatta kalır." Open Subtitles "ملاذ للجميع، مجتمع للجميع، لكلّ من وصلوا، أُنجوا بحياتكم."
    Bugünkü ultrason ile nasıl şekillendiği konusunda daha açık bir algımız olacak. Open Subtitles أشعة الموجات الصوتية التي سنقوم بها اليوم، ستعطينا بشكل أوضح كيفية تطور الأشياء.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد