Pek açık değil. | Open Subtitles | حسنا و ماذا كانت بالضبط؟ حسنا ، هذا الأمر غير واضح |
Yeterince açık değil mi, erkekler tarafından itilip kakıldığım günler geride kaldı. | Open Subtitles | في هذه الحالة هذا غير واضح أيامي خاضع لضغوط من قِبل رجال ولت |
Anlaşma pazarlığa açık değil. Anlaşma geceyarısına kadar. | Open Subtitles | وهذا المبلغ غير قابل للتفاوض تنتهى الصفقه فى منتصف الليل |
Korkarım, durum tartışmaya açık değil. | Open Subtitles | أخشى بأن هذه المسألة ليست مفتوحة للمناقشة |
Hayır, dükkan salıya kadar açık değil. | Open Subtitles | لا ، المتجر لن يفتح حتى الثلاثاء |
Rüyatoryum pazarlığa açık değil. Sözleşmeyi oku. | Open Subtitles | غرفة اللعبة غير قابلة للتفاوض ، اقرئ عقد الايجار |
Sonraki bölüm pek açık değil. Sanırım burada.... | Open Subtitles | الجزء التالى ليس واضحاً أعتقد أنه مكتوب بالإنكليزية |
Yeterince açık değil. Biraz daha göğüs dekoltesi lazım. | Open Subtitles | ليس مفتوحاً بالشكل الكافي تحتاجين صدراً اكبر مثل ذلك |
Yine de ideal bir araştırma değil gerçi çünkü şifrenin nereden geldiği veya kullanıcıların bu şifreleri oluştururken hangi kurallardan etkilendiği tamamen açık değil. | TED | ومع ذلك لا يزال هذا غير مثالي حقًا للبحث لأنه غير واضح تمامًا من أين أتت كل كلمات السر هذه أو على نحو دقيق أي سياسة كانت فعالة عندما أنشأ الناس كلمات المرور هذه |
Bence bunları tartışmalıyız, çünkü hangi modeli benimsememiz gerektiği hiç de açık değil. Neleri bilip bilmediğimiz konusunda daha fazla konuşmaya ve tevazu göstermeye ihtiyacımız var. | TED | أعتقد أنه ينبغي المشاركة في مناقشات من هذا النوع، فهذا غير واضح أبدا أي نموذج ينبغي تبنّيه، كما أعتقد أننا في حاجة إلى مزيد من الحوار والتواضع حول ما نعرفه وما نجهله. |
Korkarım bu o kadar açık değil Bayan Morstan | Open Subtitles | اخشى ان ذلك غير واضح يا انسه مورستان |
Son seferden sonra hayır. Ve bu konu tartışmaya açık değil. | Open Subtitles | لَيسَ بعد آخر مَرّة، لا، وهذا غير قابل للنِقاشِ |
Ve ondan vazgeçmeyeceğim. Bu, tartışmaya açık değil. | Open Subtitles | وانا لن أتخلى عنها وهذا غير قابل للتفاوض |
açık değil. Ev bekçisi orada. | Open Subtitles | انها ليست مفتوحة حقيقةً, هناك فقط مدبرة المنزل... |
O oda sana açık değil. | Open Subtitles | لا , تلك الحجرة ليست مفتوحة لكى |
Kulüp altı saat boyunca açık değil. | Open Subtitles | لن يفتح النادي لمدة ست ساعات |
Lâkin bu hassaslıklar şartlı ve o şartlar da pazarlığa açık değil. | Open Subtitles | ولكن هذه اللفتات الحسنة مشروطة والشروط غير قابلة للتفاوض |
Gerçekten dürüst olmak gerekirse, benim için de çok açık değil. | Open Subtitles | لكي اكون صادقاً، هذا ليس واضحاً لي انا ايضاً |
Büro açık değil. | Open Subtitles | المكتب ليس مفتوحاً |
Konu tartışmaya açık değil Bay Bishop. | Open Subtitles | الأمر ليس قابلاً للنقاش يا سيد "بيشوب". |
Şimdilik dosyanızı askıya alıyorum. Durumunuz pek açık değil. | Open Subtitles | ملفكِ سيكون في قائمة الإنتظار الأمر ليس واضح |
Herkese açık değil fakat muhtemelen başkalarını ayartabilirim. | Open Subtitles | هو ليس مفتوح إلى كلّ شخص، لكنّي يمكن أن أسحب بضعة خيوط من المحتمل. |
Hayır, o kadar da açık değil. | Open Subtitles | لا، لاشيء واضح للغاية. |
Mini barın kapağı diyet kola içmek istediğin için açık değil. | Open Subtitles | ثلاجة الشراب لم تكن مفتوحة لأنك أردت صودا للحمية |
Yeterince açık değil mi? | Open Subtitles | أليس الأمر واضحاً |
- "Bildiğim iyi oldu" mu? - açık değil mi? | Open Subtitles | سرني معرفة ذلك"؟" - هل تمتمت ؟ |