| Ona kalbimi açmam için beni yüreklendirdi sonra da sözlerimi çarpıttı. | Open Subtitles | لقد شجعنى أن أفتح له قلبى ثم قام بتحريف كلامى |
| Çok üzgünüm ama gece olunca, yabancılara asla açmam. | Open Subtitles | أنا في غاية الأسف لا أستطيع أن أفتح الباب لغرباء بالليل |
| ve şimdi de seyahat acentesini açmam gerekiyor, Çünkü koca popolu kız arkadaşı ve o çok meşgul | Open Subtitles | و الان علي فتح شركة السياحة لان احد الحمقى |
| İşten arıyorlar, açmam lazım. | Open Subtitles | إنه العمل, يجب أن أجيب على هذه المكالمة. |
| Bu da demek oluyor ki üç tane daha fabrika açmam gerekiyor. | Open Subtitles | مما يعني أني سأضطر لفتح ثلاثة مصانع أخرى بأقل تقدير |
| Kusura bakmayın, bunu açmam lazım. İşle alakalı. Bir saniye içerisinde dönerim. | Open Subtitles | أنا في شدة الأسف، يجب أن أرد إنه العمل، سأعود بعد لحظة |
| Çok iyi gidiyor olsak da bu telefonu açmam gerek. | Open Subtitles | من الجيد بأنَ يستمر ذلك علّي الرد على هذه المكالمة |
| Çok üzgünüm ama gece olunca, yabancılara asla açmam. | Open Subtitles | أنا فى غاية الأسف لا أستطيع أن أفتح الباب لغرباء بالليل |
| Bir iş bulursam, bir yerleri açmam ya da kapamam gerekebilir. Bu da daha çok anahtar demek. | Open Subtitles | وإذا توظفت، سيتوجب عليّ ربما أن أفتح وأغلق، وهذا المزيد من الفاتيح |
| Bir daha Marcus'a kapıyı açmam, tamam mı? | Open Subtitles | أنا لن أفتح الباب لماركوس ثانية . أوكيه ؟ |
| Bu değişiklik, bu trajedi, gerçekten gözlerimi açmam için beni zorladı. | Open Subtitles | هذا التغيير ، هذه المأساة لقد جعلني أفتح عيناي |
| Ve ikincisi, şifreyi verirsen kutuyu açmam. | Open Subtitles | واثنين,أن تعطينا الرموز, ولن أكون مضطرا الى فتح الصندوق, |
| Hey gençler, çok teşekkür ederim. Gözlerimi açmam gerekiyordu, öyle değil mi? | Open Subtitles | يا شباب، شكرا لكم جدا الناس المبلغ الذي فتح عيني |
| Yaralı yeri yeniden açmam gerekecek. | Open Subtitles | يجب إعادة فتح الجرح مازال هناك قطعة معدن بالداخل |
| Dur biraz, bunu açmam lazım. Selam Nick. | Open Subtitles | انتظر قليلا، يجب أن أجيب على هذا يا صديقي. |
| Yani en az üç fabrika daha açmam gerekecek. | Open Subtitles | مما يعني أني سأضطر لفتح ثلاثة مصانع أخرى بأقل تقدير |
| Gitar hocam arıyor. Bunu açmam lazım. | Open Subtitles | إنه مدرس الجيتار الخاص بي يجب أن أرد عليه |
| Bu telefonu açmam gerek, Jerry. Eleanor arıyor. | Open Subtitles | يجب علىّ الرد على هذه المحادثة ، جيرى إنها إليانور |
| Evet, güzel, üst katı görene kadar bekle. Üzgünüm, çocuklar. Bunu açmam lazım. | Open Subtitles | أجل، انتظر حتى ترى الطابق العلويّ معذرةً يا رفيقاي، عليّ أن أردّ على هذا |
| Weaver olmadan göğsünü açmam Onu çağırabilir misin? Hemen. | Open Subtitles | لن اقوم بفتح صدره بدون وجود ويفر , هل تحضرونها الآن ؟ |
| Kızımın okulundan. Bunu açmam lazım. | Open Subtitles | انها مدرسة ابنتي علي ان اجيب عليه |
| Tamam haklısın, üzgünüm. Telefonu açmam gerekirdi. | Open Subtitles | حسناً، أنت محق، أنا آسف كان يجب أن ارد عليك |
| - Çeki karıma vermeden önce asla açmam. | Open Subtitles | أنا لا أفتحه قبل أن أُعطيه لزوجتي |
| Kanepeyi çok fazla açmam. Fazla misafir gelmez. | Open Subtitles | أنا لا أفتحها كثيراً ليس لدي كثير من الضيوف |
| Affedersin. Ama kasayı açmam biraz zaman aldı. | Open Subtitles | أنا آسف، لكنّ الأمر استغرقني ثانية لأفتح الخزانة |
| Hem ayaklarımı açmam gerekiyor, hem de kahveye ihtiyacım var. | Open Subtitles | أريد أن أمدد ساقى و أتناول بعض القهــوة. |
| Yerinde olsam, Paris'i açmam. İyi bir pazarlık olmaz. | Open Subtitles | مكانك لا أثير موضوع باريس، فهي سلعة رخيصة. |