aşık olduğum kız, eski sevgilisiyle birlikte olmak için buraya taşındı. | Open Subtitles | هذه الفتاة التي أحبها إنتقلت إلى هنا مع حبيبها السابق |
Evet, sadece aşık olduğum adam beni nikah masasında bıraktığı için üzgünüm. | Open Subtitles | نعم ، أنا فقط مكتئبة قليلاً لأنه الرجل الوحيد الذي أحببته تركني على مذبَح الكنيسة |
Eğer kendime aşık olduğum izlenimine kapıldıysan... benden daha çok uçmuş durumdasın demektir. | Open Subtitles | إذا كان انطباعك عني أنني أحب نفسي فمن المحتمل أنكِ أفضل مني الآن |
Ama yüreğimin derininde biliyorum ki o hala aynı aşık olduğum adam. | Open Subtitles | ولكن أعرف من أعماقي ما زال نفس الرجل الذي وقعت في حبه |
Geçen gün deli gibi aşık olduğum adamın yanında uyandım ve o ölmüştü. | Open Subtitles | في ذلك اليوم, استيقظت بجانب شخص كنت مغرمة جداً به, وقد كان ميتاً |
aşık olduğum adama yalan söyledim. En iyi arkadaşımı incittim. | Open Subtitles | كذبتُ على الرجل الذي أحبه جرحت مشاعر صديقتي المقربة |
Geçen yıl Chad'a aşık olduğum gibi. | Open Subtitles | كمثل السنة الماضية عندما وقعت بحب تشاد |
Onu görüp aşık olduğum ilk anı hatırlamam için zor kullansalar... | Open Subtitles | أعني، إذا تم إجباري كي اتذكرها عندما قابلتها لأول مرةً عندما وقعت في حبها |
Annesi aşık olduğum kadın ve isimlerimiz de aynı. | Open Subtitles | أمه هي المرأة التي أحبها ونحمل نفس الاسم |
Yalnızca eve gitmek ve aşık olduğum kızı görmek istiyorum ama onun yerine belki hiçbir zaman yapmayacağım şeyler yüzünden ölebilirim! | Open Subtitles | أريد فقط العودة للمنزل و أريد رؤية الفتاة التي أحبها ولكن بدلا من ذلك قد أموت على شيء ما |
Muhtemelen bunu aşık olduğum hatuna dememeliyim ama korkağın tekiyimdir. | Open Subtitles | , ربما لا يجب أن أقول هذا للمرآة التي أحبها لكنني ضعيف |
Bana söylediği şeyler aşık olduğum adamla aynı değildi. | Open Subtitles | ما قاله لي عن ماضيه لا ينطبق علي الرجل الذي أحببته |
aşık olduğum Manohar olduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنك ذاك الرجل مانوهار) الذي أحببته) |
aşık olduğum adam bu değil. | Open Subtitles | هذا ليس الرجل الذي أحببته |
Sonra sana da, Fenerbahçe'ye aşık olduğum gibi aşık oldum. | Open Subtitles | لكنني شعرت بطعم الحب معكِ والسبب هو أنني أحب "فنربخشة". |
Senden arkadaşım olmanı ve aşık olduğum adamın bir canavar olmadığı konusunda bana güvenmeni istemek zorunda kaldığıma inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق اني أطلب منكِ أن تكوني صديقتي وأن 000 تثقي بي الشخص الذي وقعت في حبه |
Geçen gün deli gibi aşık olduğum adamın yanında uyandım ve o ölmüştü. | Open Subtitles | في ذلك اليوم, استيقظت بجانب شخص كنت مغرمة جداً به, وقد كان ميتاً |
* Araba ile gezindiğini gördüm aşık olduğum adamla * | Open Subtitles | * أراكِ تقودين حول المدينة مع الرجل الذي أحبه * |
Siyahi bir kadına aşık olduğum için benden nefret ediyor. | Open Subtitles | هي تكرهني لأني وقعت بحب أمراة سوداء. |
Çünkü benim aşık olduğum Jane olmadığı kesin. | Open Subtitles | لأنّها بالتأكيد ليست جين التي وقعت في حبها. |
Fakat bunların âşık olduğum insanla arama girmesine izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | لن أدعها تفشل علاقتي مع الشخص الذي وقعت بحبه |
Kendinle ilgili birçok şeyi değişmeni istersem âşık olduğum adam olmayacaksın ki. | Open Subtitles | نعم, لانني لو طلبت منك تغيير كثير من الاشياء فيك فلن تعود الرجل الذي وقعت في غرامه |
Bana çılgın gibi göründü. Eh, kendine bu kadar yüklenme. Eğer hala aşık olduğum birisi evleniyorsa... | Open Subtitles | لا تكوني قاسية علي نفسك، لو كان الشخص الذي مازلت مغرمة به سيتزوج |
Gerçekten aşık olduğum yegane erkekti. | Open Subtitles | الرجل الوحيد الذى أحببته فى حياتى حقا. |
Beraber çalıştığımız süre zarfında sana karşı yaptığım hangi hareket sana aşık olduğum izlenimini verdi sana? | Open Subtitles | أريدك أن تخبرني شيئاً واحداً فعلته طوال فترة عملنا معاً سيشير إلى أنّ مشاعري . تجاهك تعدو كونها عمليّة |
Benim söylediğim sadece sana âşık olduğum. | Open Subtitles | كل ما أقوله أنني أهواك ... |
aşık olduğum ilk kadın sendin. | Open Subtitles | أنتِ المرأة الوحيدة التي أغرمت بها. إذا |