Üç saati aşkın bir sürede, bütün kelimelerde hahamın yardımını alsa bile. | Open Subtitles | حتى عندما صحح له الحاخام كل كلمة قالها لأكثر من ثلاث ساعات. |
2.000 yılı aşkın bir süre boyunca Batı ve Doğu'nun kavşağında yer aldı. | Open Subtitles | لأكثر من 2000 عام كانت على مفترق طرق ما بين الشرق و الغرب |
Esasen ekselansları genç efendimiz yarım seneyi aşkın bir süredir seyahat ediyor. | Open Subtitles | سأجيبك، سعادتك. رئيسنا الشاب كان غائب في السفر لأكثر من نصف سنة. |
Pekala, biliyorsun Judson ben bir yılı aşkın bir zamandır burada çalışıyorum. | Open Subtitles | حسنا؛ تعلم جودسون؛ أنا أعمل بالمكتبة هنا منذ أكثر من سنة الآن |
Annem Mikael üzerinde bir kurutma büyüsü kullanıp onu 15 yılı aşkın bir süre için onu durdurmuştu. | Open Subtitles | استخدمت أمي تعويذة لتجفيف (مايكل) شلّته نحو 15 عامًا. |
Belki de bu yaşlı okyanus canlılarının en etkileyici olanı Güney Kutbu cam süngeridir. O da buz gibi sularda 1000 yılı aşkın bir sürede hayatta kalabiliyor. | TED | ربما أكثر ساكنات المحيط المسنّة هذه إثارةً للإعجاب هو الإسفنج الزجاجي في القطب الجنوبي، والذي يمكنه البقاء على قيد الحياة لأكثر من 10000 سنة في المياه المتجمدة. |
Araştırmacılar yüzyılı aşkın bir süredir kanserle savaşmanın bir yolu olarak immün sistemini araştırmaktalar ve kanser aşıları ne yazık ki hayal kırıklığı yarattı. | TED | ظل الباحثون لأكثر من قرن يدرسون الجهاز المناعي كطريقة لمحاربة السرطان وكانت لقاحات السرطان للأسف مُحبِطةِ. |
Uzmanlar bu araştırmanın aslında 10 yılı aşkın bir süredir devam ettiğini, ve daha fazla uzun süreli araştırmaların yapılması gerektiğini söylüyorlar. | TED | يقول الخبراء أن البحوثات موجودة لأكثر من عقد من الزمان، و يجب إجراء المزيد من الدراسات الطويلة الأجل. |
Ve bir saati aşkın bir süre, ofiste tek başınaydı. | Open Subtitles | و قد كان هناك لوحده، هناك في المكتب لأكثر من الساعة |
Yetkililer, iki saati aşkın bir süre Delta 1989'u aradı ve yolcular tek tek sorgulandı. | Open Subtitles | فتشت السلطات دلتا 1989 لأكثر من ساعتين و أستجوب المسافرين بشكل منفرد |
Yüz yılı aşkın bir zamandır "Kurukafa ve Kemikler" Cemiyeti'nin üyeleri içerisinde, bir başkan Başkan yardımcıları, Yüksek Mahkeme yargıçları, kongre üyeleri ve senatörler, bilim ve sanayi önderleri bulundu. | Open Subtitles | لأكثر من مائة عام أعضاء الجماجم والعظام كان من بينهم رؤساء نائبى رؤساء |
Ortalıklarda hiç görünmedi. Bir saati aşkın bir zaman onu bekledim. | Open Subtitles | و لكنه لم يظهر أبداً انتظرته لأكثر من ساعة |
Ortalıklarda hiç görünmedi. Bir saati aşkın bir zaman onu bekledim. | Open Subtitles | إنه لم يظهر أبدا ، فقد إنتظرته لأكثر من ساعه |
Sion Tarikatı'nın 20 asrı aşkın bir zaman boyunca koruduğu sır işte bu. | Open Subtitles | *هذا هو السر الذى قام *دير سيون بالدفاع عنه لأكثر من عشرين قرن |
İnanmıyor olmam mı? Beni altı haftayı aşkın bir süre seks yapmaktan alıkoydu. | Open Subtitles | لقد أبعدتيني عن إقامة علاقة لأكثر من ستة أسابيع |
4 milyar yılı aşkın bir süredir Güneş, gezegenimizi ısıtan ve besleyen bir dost oldu. | Open Subtitles | لأكثر من 4 مليار سنة كانت الشمس حليفا تدفئ وتغذي كوكبنا |
Hamamböcekleri, 250 milyon yıIı aşkın bir süredir etrafımızdalar. | Open Subtitles | كلا الصراصير وجدت لأكثر من 250 مليون عام |
30 seneyi aşkın bir süredir sergilenmemiş paha biçilmez bir sanat eseri. | Open Subtitles | قطعة لا تقدر بثمن لم يظهر علنا منذ أكثر من 30 عاما. |
Bu kitap 2.600 yılı aşkın bir süre önce yazılmış eski Çin felsefesi klasiklerinden. | TED | هذه فلسفة صينية قديمة كلاسيكية التي كُتبت منذ أكثر من 2600 عام. |
Annem Mikael üzerinde bir kurutma büyüsü kullanıp onu 15 yılı aşkın bir süre için onu durdurmuştu. | Open Subtitles | استخدمت أمي تعويذة لتجفيف (مايكل) شلّته نحو 15 عامًا |