ويكيبيديا

    "adaleti" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • العدالة
        
    • عدالة
        
    • العداله
        
    • العدل
        
    • للعدالة
        
    • بالعدالة
        
    • والعدالة
        
    • بعدالة
        
    • العدالةِ
        
    • عدالته
        
    • عدل
        
    • القصاص
        
    • لعدالة
        
    • عدالةِ
        
    • عدالتك
        
    Yalancı tanıklık, mahkemeye itaatsizlik adaleti engelleme ve cinayete ortaklık suçlarından yargılanabilirsiniz. Open Subtitles سنوجه إليكِ تهمة الحلف كذباً والإستهانة بالقضاء وإعاقة العدالة والتستر على قاتل
    Hristiyan merhameti kalmadıysa bile en azından Venedik adaleti hala var. Open Subtitles إذا ضاعت الرحمة المسيحية فعلى الأقل العدالة البُنْدُقية لا زالت موجودة
    Bunu neden yapacaktın? Sen savcı yardımcısısın, adaleti yerine getirmeye yemin ettin. Open Subtitles أنتي مُحامية مًساعدة وقد أقسمتي على أن العدالة يجب أن تأخذ مجراها
    Kızım, bu Texas adaleti gözünde masum bir taraf olmayabileceğiniı unutuyor. Open Subtitles ابنتي تنسى أنها في نظر عدالة تكساس قد لا تكون بريئة
    İçeriye girip bu teklifi yaptığın anda adaleti yanıltmaktan suçlu oldun. Open Subtitles بمجرّد دخولك و عرضك لبنود الصفقة أصبحت مذنبة بتهمة تعطيل العدالة
    Kılıcın adaleti silahları azletti ve silahlar yerini kılıçlara bıraktı. Open Subtitles وتخلّت العدالة عن السلاح، كما تخلّى السلاح عن تمثيل العدالة.
    Şimdi istersem sizi adaleti engellemekten merkeze de götürebilirim o yüzden yerinizde olsam... Open Subtitles الآن يمكنني القبض عليك لعرقلة سير العدالة إن أردت لذا لو كنت مكانك
    Hepinize adaleti engellemekten ceza yazabilirim, tamam mı, bunu biliyorsunuz? Open Subtitles يمكنني اعتقالكم بتهمة عرقلة العدالة الآن، أنتم تعلمون هذا، صحيح؟
    Bana verdiğin bu bilgilerin yanlış olduğuna ve adaleti yanıltmaya teşebbüs ettiğine inanıyorum. Open Subtitles وأعتقد أن ما أخبرتيني به كان كذب والذي يُعتبر محاولة لإعاقة سير العدالة
    Bildiğim şey, ölen bir hastanın başında duruyordum ve adaleti düşünüyordum. Open Subtitles أعرف فعلًا أنّي كنت أراقب مريضًا محتضرًا. وكنت أفكِّر بشأن العدالة.
    Martin dolandırıcılıktan, delilleri karartmadan ve adaleti yanıltmaktan dolayı tutuklandı. Open Subtitles واعتقل مارتن بتهمة الاحتيال والتلاعب مع الأدلة وعرقلة سير العدالة
    Size göre, idam cezası olmadan adaleti sağlamak mümkün mü? Open Subtitles بالنّسبة لك هل العدالة ممكنة بدون تطبيق عقوبة الإعدام ؟
    20'ye yakın mafya üyesi yakalandı ve adaleti engelleme suçundan yargılandı. Open Subtitles واعتقل 20 من رجال العصابات ووجهت إليهم تهمة عرقلة سير العدالة
    Eğer Olivia Pope ve adamları adaleti engelliyorsa bunu bilmek istiyoruz. Open Subtitles لو أوليفيا ومساعديها يعرقلون سير العدالة نريد أن نعرف عن ذلك
    İyi olanlar için adaleti sağlamak hoşuna gitmeye başladı bence. Open Subtitles أعتقد أنك بدأت في السعى نحو تحقيق العدالة للأشخاص الأخيار
    ıyi olanlar için adaleti sağlamak hoşuna gitmeye başladı bence. Open Subtitles أعتقد أنك بدأت تُحب السعى نحو تحقيق العدالة للأشخاص الأخيار
    Alex hakkında evet ama açık olmak gerekirse evrenin adaleti açısından hayır. Open Subtitles بشأن أليكس ، نعم و لكن بشأن عدالة الكون ، لا بصراحة
    Umarım, adaleti engellemenin ağır bir suç olduğunu biliyorsun. Open Subtitles أتمنى أن تكونى تعرفين أن إعاقة العداله هي جريمة إساءه
    Daima adaleti bulmak için kanunun dışına çıkmamamız gerektiğini düşünmüştüm. Open Subtitles ظننا دومًا أنّنا لا نحتاج للخروج عن القانون لتحقيق العدل.
    Çünkü babamı öldüreni bulup adaleti getirmek için yardımın gerekecek. Open Subtitles لأنّي سأحتاج لمساعدتك للعثور على من قتل أبي وتقديمه للعدالة.
    Birilerinin, adaleti turşudan daha fazla dikkate aldığını görmek güzel. Open Subtitles حسناً.. من اللطيفأنأعرف أنشخصاً ما.. يهتم بالعدالة أكثر من المخلّل
    Çevre bir kutuda, eşitsizlik bir diğerinde, ırksal ve cinsiyet adaleti başka bir çift kutuda, eğitim şurada, sağlık burada. TED فالبيئة في قالب، وعدم المساواة في قالب، والعدالة العرقية والجنسانية في قالبين آخرين، والتعليم هنا، والصحة هناك.
    ve yönetici konumunda olduğumuzda adaleti ve yasaları nasıl uygulayacağımızın kılavuzudur Open Subtitles او ماذا علينا ان نفعل اذا كنا فى موقع السلطة فى كيفية تطبيق القانون بعدالة
    Bensley ona ne yaptığını söylemiş ve o da yetkililere hiç ihbar etmemiş bu yüzden adaleti saptırmak ve komplo kurmaya teşebbüsten suçlu bulunmuş. Open Subtitles حَسناً، بنتلي أخبرَه ما كان يجري بالإضافة، هو مَا أبلغَ عنه السلطاتَ، لذا هو كَانَ مُدَانَ مِنْ عَرْقَلَة العدالةِ بالإضافة، مؤامرة لإرتِكاب الإحتيالِ.
    Bu işi bana bırak. adaleti yerine getiririm. Open Subtitles آترك ذلك لي سآتآكد بإن كل شخص يتحصل على عدالته فوراً
    O grup unutuldu şimdi, tarihin adaleti işte! Open Subtitles هذه الذكريات نُسِيتْ الآن هذا عدل التاريخ
    Sonra Springwood'lu aileler benim için geldiler... adaleti kendi elleriyle vermeye. Open Subtitles ...ثم جاءوا الأباء حاملين القصاص بين ايديهم
    Ve biz South Bronx'ta yiyecek adaleti için büyüdüğümüzü fark ettiğimizde uluslararası toplum da fark etti. TED وعندما أدركنا أننا نزرع لعدالة الطعام في جنوب برونكس، وكذلك المجتمع الدولي.
    Seninkisi gibi bir adaleti hiç bu kadar istememiştim. Open Subtitles أنا لَيْسَ لِي مطلوبُ ذلك النوعِ عدالةِ قبل ذلك.
    Eğer senin için adaleti sağlayacaksa. Open Subtitles لو كانت تعني الحصول على عدالتك

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد