Hiç bu açıdan düşünmemiştim. Zaten bu akşamın amacı da bu. | Open Subtitles | حَسناً، أنا مَا فكّرتُ به ذلك الطريقِ، التي نقطةُ هذا المساء. |
Bu akşamın erken saatlerinde, aşağı kasabada bir yabancı görülmüş. | Open Subtitles | مبكراً في هذا المساء تم أكتشاف دخيل عند البرج السفلي |
Kurban akşamın erken saatlerinde davetsiz bir misafiri ihbar etmek için 911'i aramış. | Open Subtitles | اتصلت الضحية بالطوارئ في وقت مبكر من هذا المساء للإبلاغ عن شخص دخيل |
Bu akşamın sorunsuz geçmesi için... normal insanlar gibi davranmanız lazım, tamam mı? | Open Subtitles | إذا كانت هذه الأمسية ستنجح بطريقة ما فعليكم التظاهر بأنّكم أشخاص عاديون، فهمتم؟ |
Bir dakika. Geçen akşamın çok güzel olduğunu düşünmüştüm. | Open Subtitles | إنتظر لحظة إعتقدنا أن ليلتك أمس كانت عظيمة |
Bu kadar güzel bir akşamın ardından beri bunu yapayım. | Open Subtitles | هـذا أقـل مـاأستطيع فعله بـعد أمسية رائـعة |
Niçin akşamın 5'inde, tek başına sarhoş oluyorsun? | Open Subtitles | ما الذي جعلك تصبح ثملاً جداً بالساعة الخامسة مساءاً , و وحيداً ؟ |
akşamın sonunda kız yorgun düşer ve evine gitmek ister. | Open Subtitles | لكن، في آخر المساء شعرت ،بالتعب وأرادت المضي لمنزلها |
Bu akşamın boşa gitmesinden korkuyordum ben de. | Open Subtitles | كنت خائفاً من أن يكون هذا المساء خسارة فادحة. |
Bayanlar ve baylar, bu akşamın başrol cazibesi için dikkat lütfen. | Open Subtitles | أيها السيدات والسادة، الأنتباه، رجاءً لهذا المساء جاذبية موضوعية |
Aslında şimdi zaman geçtiğine göre "akşamın goncası" daha hoş. | Open Subtitles | بالواقع، الآن إذ مر بعض الوقت، يعجبني "زهرة المساء الكاملة" |
akşamın en kötü anını yaşadığımı düşünürken kulak mememi zımpara kâğıdı bir dil yalamaya başladı. | Open Subtitles | كما توقعت أننا سنصل لنقطة منخفض في المساء فجأةً شعرت بلسان ورق رملي يلعق طبلتي |
Bu akşamın sıcakları, soğan marmelatlı etli kılıçbalığı, az kızartılmış keklik göğsü ve ahududu keşkülü ile sorel böreği. | Open Subtitles | أما الطبق الرئيسي هذا المساء رغيف لحم سمكة السيف مع مربى البصل صدر الحجل المحمر في صوص التوت ومعجنات بالحماض |
Moskova akşamın erken saatlerine kadar tanklarla kuşatılmış olacak. | Open Subtitles | وسيتم تنصيب ايفان تيتريك كرئيس وقائد لروسيا موسكو ستكون محاطة بالدبابات هذا المساء |
Bu akşam buraya hoş geldiniz. Ve bu akşamın önemini arttırdığınız için teşekkürler. | Open Subtitles | وأود أن أرحب بكم الليلة وأشكركم بتحمل الأمن الزائد هذا المساء |
Bu akşamın gündeminde ilk olarak, şirketin kalkınması var. | Open Subtitles | أول شيء في جدول أعمال هذا المساء هو.. تطوير التجاره |
Bu akşamın kontrolünün sende olmasını istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أكون متأكدا ً من أنك ستكون المتحكم فى هذه الأمسية |
Bu akşamın kontrolünün sende olmasını istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أكون متأكدا ً من أنك ستكون المتحكم فى هذه الأمسية |
Benim son akşamım. Senin son akşamın değil. | Open Subtitles | ليلتي الأخيرة، ليست ليلتك الأخيرة |
- Bu senin akşamın. | Open Subtitles | - ماذا? كيدى , هذه ليلتك لا تدع المنافسات |
Şimdi bana romantik bir akşamın nasıl geçmesini istediğini göster. | Open Subtitles | الان ارينى كيف تريدين ان تقيمى أمسية شاعرية. |
akşamın 9 unda oturmuş topuklu giyip, parfüm sıkmış halde mum yakıp, seni bekledim ve herşeyi folyoya sardım çünkü karın planlarını değiştirdi. | Open Subtitles | أجلس في التاسعة مساءاً وأنا أتأنق وأضع العطر، وأطفئ كل الشموع، ثم تغليف كل الطعام في النهاية، |
Demek ki bu akşamın peynirli makarnasını yarına atabiliriz bu da panik yapmadan önce fazladan bir günlük yemek demek. | Open Subtitles | ذلك يعني أنّه يمكننا نقل عشاء اليوم إلى الغد والذي يمنحنا غذاء إضافي ليوم قبل أن نفزع |
Bu, senin akşamın tatlım. | Open Subtitles | هذه أمسيتك يا عزيزتي |
Biz büyük onur duyduk. Umarım akşamın tadını çıkarırsınız. | Open Subtitles | إنه لشرف عظيم آمل أن تستمتعا بالأمسية. |
Lütfen akşamın tadını çıkarın. | Open Subtitles | والآن أرجوك, استمتع بأمسيتك |