- Oh, güzel. - Ama akşam yemeğine oraya gidelim. | Open Subtitles | ـ جيد ـ و لكن دعنا نذهب هناك لتناول العشاء |
Yarın bizi akşam yemeğine davet etti. O çok nazikti, değil mi? | Open Subtitles | لقد دعانا لتناول العشاء معه غداً لقد كان مؤدباً جداً، أليس كذلك؟ |
Bayan O'Connell şu an evde değil, akşam yemeğine gelecek efendim. | Open Subtitles | سيده ايفى فى المتحف لقرائه الكتاب وسوف تكون هنا على العشاء |
Bu gece biraz gecikeceğim, tatlım, beni akşam yemeğine bekleme. | Open Subtitles | سوف أتأخر قليل الليله عزيزتي؟ لذا لا تنتظريني على العشاء |
Yıllar önce bir akşam yemeğine davetliydim ve ABD ordusunun tüm birimlerinde çalışmışlığım var. O yemek sırasında kendini uyanık sanan bir kadın bana | TED | الآن، كنت في حفل عشاء منذ عدة سنوات مضت، وأنا أعمل على نطاق واسع مع جيش الولايات المتحدة، جميع الخدمات. |
Bizi evine akşam yemeğine davet etti. | Open Subtitles | ودعانا إلي تناول العشاء في بيته ـ وقال أن الأدميرال ـ ايدوبرو |
Yarın bizi akşam yemeğine davet etti. O çok nazikti, değil mi? | Open Subtitles | لقد دعانا لتناول العشاء معه غداً لقد كان مؤدباً جداً، أليس كذلك؟ |
Uçuş sırasından geri geldiğimi ve direkt akşam yemeğine geldiğimi hatırlıyorum. | Open Subtitles | أتذكر الحصول على العودة من خط الرحلة والقادمة مباشرة لتناول العشاء. |
Tabii. Bir ara akşam yemeğine gelip ailemle tanışır mısın? | Open Subtitles | بالطبع، هل ستأتين لتناول العشاء ومقابلة عائلتي في يوماً ما؟ |
Seni 7:30'da akşam yemeğine bekliyorum. | Open Subtitles | حسنا، سوف أراك في بيتي لتناول العشاء في الساعة 7: 30. |
Evime akşam yemeğine gelmek ister miydin? | Open Subtitles | هل تريد أن تأتى إلى منزلى الليلة لتناول العشاء ؟ |
Ama akşam yemeğine çağırarak, kardeşini iyileştirmeyeceğini sen de biliyorsun. | Open Subtitles | لكن, كما تعلمي, دعوتهم على العشاء لن يقوم بشفاء أخاه. |
Anneni arayacaksındır umarım. akşam yemeğine on sekiz ay gecikeceğini söylersin artık. | Open Subtitles | أتمنى أن تتصل بوالدك، لتخبرها أنك ستتأخر على العشاء لمدة 18 شهرًا |
Ben de bizimle akşam yemeğine çıkmak istersiniz diye düşündüm. | Open Subtitles | لذا ظننت، ربما أنتما قد تستمعتان بالانضمام إلينا على العشاء |
En azından onu güzel bir akşam yemeğine davet edebilirsin. | Open Subtitles | أعتقد أن أقل شئ يمكنك فعله أن تدعوه على عشاء جيد حقيقى |
Onu siz kendiniz öğrenin. akşam yemeğine çıkmaya ne dersin? | Open Subtitles | اكتشفى ذلك بنفسك أتريدين تناول العشاء معى الليله ؟ |
"akşam yemeğine döneceğim. Seni evde görmek istemiyorum. | Open Subtitles | .سأعود في وقت العشاء .و لا أريد أن أراك في منزلي |
Hayır, bir fikri bile yok. Beni akşam yemeğine davet etti. | Open Subtitles | لا، ليس لديه أدنى فكرة طلبني أن اتناول معه العشاء الليلة |
akşam yemeğine ona gidiyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أنتِ ذاهبة إلى هناك للعشاء الليلة, أليس كذلك؟ |
ve Natasha, Tim, Gene ve ben akşam yemeğine çıktık. | TED | وذهبنا نتاشا و تيم و جين و أنا إلى العشاء. |
Müsaitsen törenden sonra akşam yemeğine çıkar eski günlerdeki gibi sohbet ederiz. | Open Subtitles | إن كنتِ متفرّغة , فربّما بعد الاحتفال نتناول العشاء ونتكلّم كما اعتدنا |
Tabii ki, akşam yemeğine evde olduğunuz sürece. | Open Subtitles | متأكّد. كما لمدة طويلة بينما أنت بيتَ للعشاءِ. |
Duş alır, giyinir ve güzel bir akşam yemeğine gideriz. | Open Subtitles | نستحم و نغير ملابسنا و نذهب لعشاء لطيف على حسابي |
akşam yemeğine geliyorsa, bu güzel bir şeydir, öyle değil mi? | Open Subtitles | اذا كان حضر من أجل العشاء فهذا شيء جيد اليس كذلك ؟ |
Aslında, tam da yaklaşık akşam yemeğine eve geldiğin sırada. | Open Subtitles | في واقع الأمر تقريباً في وقت مجيئك للغداء |
Bazen akşam yemeğine gelmek istersen, sadece ikimizin olacağı, nasıl olacağını... birlikte görürüz. | Open Subtitles | إن كنت ترغب بالقدوم للعشاء في وقت ما فقط كلينا سنرى كيف ستصبح |