Bu, şekerlerin köklerden mantarsı iplikçiklere doğru aktığı anlamına gelir. | TED | ويعني هذا أن السكريات تتدفق من جذور الأشجار إلى الخيوط الفطرية. |
Suların aktığı yer ise burası "moulin" adı verilen derin kuyular. | Open Subtitles | وهنالك حيث تتدفق المياه كلها إلى أسطوانات عميقة " تدعى " مولينز |
Ve içki aktığı sürece para da akmaya devam edecektir. | Open Subtitles | استمر في تدفق الخمر وسوف تتدفق الأموال. |
Yılda bir, biranın durmadan aktığı bu yere gelmeyi severiz | Open Subtitles | مرة في العام نحب ان نعوم في جعة بلا نهاية |
Yılda bir, biranın durmadan aktığı bu yere gelmeyi severiz | Open Subtitles | مرة في العام نحب ان نعوم في جعة بلا نهاية |
Saatin akmadığı, viskinin su gibi durmadan aktığı yere hoş geldin. | Open Subtitles | مرحباً بك إلى المكان حيث يقف الوقت حيث يتدفق الويسكي دائماً و أبداً |
Bedava yemek ve şarabın su gibi bedava aktığı tek olay bu. | Open Subtitles | المناسبة الوحيدة التي يتدفق فيها النبيذ (و الطعام مجاناً .. |
Artık suların aktığı yerde | Open Subtitles | انه حيث تتدفق المياه |
Artık suların aktığı yerde | Open Subtitles | انه حيث تتدفق المياه |
Hatta, neredeyse üç yıldır Mars'ın yüzeyinde dolaşan Curiosity bize gerçekten de eskiden hızla suların aktığı eski bir nehir yatağında olduğunu gösterdi | TED | وفي الحقيقة، مسبار كيوريوستي (الفضول)- الذي ما زال يحومُ فوق السطح منذ نحو ثلاث سنوات - والذي أظهر لنا حقًا أنه يتربع عرش قاع النهر القديم، حيثُ تتدفق المياه بسرعة. |