Newell'in, Subay yeterlilik ve NATOPS kayıtlarına alışılmadık birşey var mıydı? | Open Subtitles | هل من شيء غير عادي في سجلات مؤهلاته أو ستراته الخاصه؟ |
Ve çok yağmur yağmaması, yılın bu zamanı için oldukça alışılmadık bir şey. | Open Subtitles | ولا توجد الكثير من الأمطار كما هو معتاد في هذا الوقت من السنة |
Yani bu bir halk kütüphanesi olarak alışılmadık bir bina. açıkçası. | TED | ولذلك فهي فرصة غير عادية لبناء مكتبة عامة على نحو جلى |
Fakat aynı zamanda alışılmadık bir şeyle de ilgiliydi, bu da tiyatro topluluğunun sahne aldığı bu küçük ve berbat binaydı. | TED | ولكنه يتعلق أيضا بشيء غير اعتيادي هذا البناء الصغير الرهيب الذي اعتادوا أن يقدموا عروضهم فيه. |
Üstüne atlamak benim için pek alışılmadık bu şevdi. | Open Subtitles | القفز عليك بهذه الطريقة كان أمراً غريباً |
Bunun alışılmadık bir şey olduğunu biliyorum ama dergide büyük bir talihsizlik oldu. | Open Subtitles | انا اعلم بان هذا غير تقليدي ولكن توجد هناك مشكلة كبيرة |
1970'li yılların Ankara'sında bu alışılmadık bir durumdu. | TED | وفي أوائل السبعينيات, في أنقرة, كان هذ وضع غير مألوف. |
Beni bu şekilde buraya getirmen, zalim ve alışılmadık bir ceza. | Open Subtitles | ،إنه عقابٌ قاسٍ وغير إعتيادي . بأن تعيدني هنا بهذا الشكل |
Ne kadar incesiniz, Bayan Woodhouse, ama çok alışılmadık bir şey oldu. | Open Subtitles | ياله من لطف انسة وود هاوس لكن شيء غير عادي قد حصل |
11 Mart'tan önce, yılın sonlarına doğru gökyüzü alışılmadık şekilde temize dönmeye başlamıştı ve bir şeyler döndüğünü anladım. | Open Subtitles | إلى انتهاء السنة قبل 11 مارس السماء بدأت تصبح صافية بشكل غير عادي هندها علمت أن هنالك خطأ ما |
Ameliyat esnasında bir şey duydun mu, alışılmadık bir şey? | Open Subtitles | أثناء الجراحة ، هل سمعت أي شئ غير عادي ؟ |
Bunun çok alışılmadık bir durum olduğunu söylemek zorundayım, Bay Mike Chang Sr. | Open Subtitles | يجب أن أقول سيد مايك تشانغ الكبير بأن هذا غير معتاد عليه نهائيا |
Sanırım sizin yaşınızda birinin evlenmesi henüz alışılmadık bir durum. | Open Subtitles | أعتقد أنه شئ غير معتاد أن تتزوج من هى فى عمرك |
Burası birim yedi. Hala rapor edilecek alışılmadık bir şey yok. | Open Subtitles | . هذه الوحدة السابعة مازلنا لا نلاحظ أي شيء غير معتاد للإبلاغ عنه |
Bu nedenle aynı zamanda bir taşıyıcı. Şu alışılmadık gen. öyle değil mi? | Open Subtitles | ومن ثم, وقال انه هو أيضا الناقل هذا الجين غير عادية, أليس كذلك؟ |
Bu özellikle yakın bir etkileşim veya alışılmadık bir uzaklık değil. | TED | الآن هذه ليست مسافة شديدة القرب أو غير عادية. |
Şurada Federasyon gemileri alışılmadık bir yoğunlukta, R4. | Open Subtitles | ثمة تمركز غير اعتيادي لسفن الاتحاد هناك يا آر4 |
Sana alışılmadık gelebilir; ancak benim ülkemde bir taşıt, hareket halindeki bir silah anlamına gelir. | Open Subtitles | قد يبدوا لك غريباً لكن في بلدي الشاحنة مجرد سلاح فوق عجلات |
alışılmadık derecede yakışıklı bir adam, yalnız dizüstünde kendisini fakirlikten kurtarıp kendi evine çıkaracak olan bu yazın gözde filmini yazıyordu. | Open Subtitles | شخص وسيم بشكل غير تقليدي, يعمل على الكمبيوتر المحمول, يكتب القصة التي ستنقله من الفقر وتضعه في منزله الخاص. |
Bu bir kayıp şahıs formu. Kayıt oldukça alışılmadık. | Open Subtitles | هذه استمارة بلاغ عن شخص مفقود والاسم غير مألوف تماما |
-Ve oldukça alışılmadık bir şey- bir erkeğin bir kadın tarafından küçük düşürülmesi. | Open Subtitles | وانه شيء غير إعتيادي بالأعمل الفنية ان ترى رجل مُرَوّض من قبل إمرأة |
Bu aile hayatı alışılmadık görünebilir ama yavrular ancak bir arada büyüyebilir. | Open Subtitles | الحياة العائلية قد تكون غير مألوفة ولكن التماسيح تنمو في رفقة بعضها |
Oh az kalsın unutuyordum, yaptığım teste göre bu parfümde alışılmadık sonuçlara rastladık. | Open Subtitles | قبل أن أنسى لقد تلقينا نتائج غير إعتيادية بخصوص منتج العطر الذي أقُوم بإختباره |
Geçen hafta içi hastaneye, alışılmadık bulgularla gelmiş bir hasta olabilir. | Open Subtitles | أي مريض ظهر عليه في الأسبوع الماضي أعراض غير عاديّة |
alışılmadık, ama kısa ve özlü bir duaydı bence. | Open Subtitles | إنها غير معتادة قليلاً، ولكنها في صميم الأمر، على ما أعتقد |
Bugün, biraz alışılmadık yollarla öykü koleksiyonu yapmaktan bahsedeceğim. | TED | إذا سوف أتحدث اليوم عن جمع القصص بطرق غير تقليدية. |
Olağandışı herhangi bir şey yaptığını hatırlıyor musun? alışılmadık bir şey? | Open Subtitles | هل بوسعك تذكر أي شيء غير طبيعي أو تغير في عمله؟ |
Tarif edemiyorum... parlayan bir ışık, duman veya başka bir şey... tümseğin orada alışılmadık bir şeyler... olduğunu hissetmeme yol açtı. | Open Subtitles | أنا غير قادر تماما على وصفها ومضة من الضوء أو الدخان أو شيء مما أشعرنى بأن شيئا ما خارج عن المألوف |