ويكيبيديا

    "alışkın" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • معتادة
        
    • معتاد
        
    • معتاداً على
        
    • معتادين
        
    • اعتاد
        
    • أعتد
        
    • أعتاد
        
    • معتادا
        
    • متعودة
        
    • معتادًا
        
    • يعتادوا
        
    • متعود
        
    • أتعود
        
    • اعتد
        
    • اتعود
        
    Silahlı, kocaman adamlarla bir dolu bir odada tutulmaya alışkın değildim. Open Subtitles ‫لم أكن معتادة على التواجد في غرفة مع رجال ضخام مسلّحين
    Buna alışkın değilim. Buna hazır değilim. Open Subtitles و أنا لست معتادة على ذلك ولست جاهزة لذلك
    Her istediğini elde etmeye alışkın olduğunu bilemez. Open Subtitles ومن غير المعروف أنك معتاد على اسلوبك الخاص
    Her ne kadar eskiden köleysem de... acıya alışkın değilim. Open Subtitles بالرغم من أننى كنت عبداً فإننى لست معتاداً على الألم
    Gördünüz mü, Kuantum kafede çalışanlar kesin emirlere alışkın insanlar gibi görünmüyorlar, çünkü burada her şey şansa bağlıdır. Open Subtitles أنت ترى,هم غير معتادين على ناس يضعون طلبات مؤكدة هنا فى مقهى الكم لأنه هنا كل شىء محكوم بالصدفة
    Bunu değiştirmek istemedik çünkü yıllar boyunca optimize edilegelmiş bir standart bu ve çoğu sağlık çalışanı bu tip kullanıma alışkın. TED لم نرد تغيير هذا، لأنه هذا المعيار الذي تم تحسينه على مدار السنين، وقد اعتاد عليه العديد من العاملين في مجال الصحة.
    Böyle insan gibi görünen cesetlere alışkın değilim. Open Subtitles لم أعتد على رؤية جسد كاملاً يبدو كثيراً كأنه بشر
    Eğer beni beraberinde götürüyorsan, buna alışkın olmam lazım. Open Subtitles وقد أعتاد أيضاً عليه، إذا كنت مصمم علي أن تصطحبني معك
    Bilmediğiniz kurumlardan binlerce dolarlık yardımlar almaya alışkın mısınızdır? Open Subtitles هل أنت معتادة على استقبال هدايا مجهولة بقيمة ألف جنيه من الجمعيات الخيرية؟
    O buna alışkın. Biz heyecandan ölüyoruz. Open Subtitles إنها معتادة على كل ذلك نحن ينتابنا الحماس
    - Tüm bunlara alışkın değilim. - Teyzen bu tip durumlarda tam bir uzman sayılır. Open Subtitles ـ لست معتادة علي كل هذا ـ خالتك خبيرة بهذه المناسبات
    Riskli durumlara alışkın gibisin. Open Subtitles ارى انك معتاد على هذه المواقف الخطيرة, لهذا سأخبرك
    Buna alışkın değilim. Elis'in dediği gibi bir münzevi de değilim aslında. Open Subtitles أنني لست معتاد على ذلك وأنا لست راهباً، كما قال إليس
    Ayrıca, kendisi John Basington'ın sevgilisi ve para sömürmeye çok alışkın. Open Subtitles إضافة إلى ذلك، هي عاهرة السيد جون باسنغتون وهو معتاد على الانسحابات المتسرعة
    Öyle yapsan iyi olur. O forma kötü görünmeye alışkın değildir. Open Subtitles من الافضل لك فهو ليس معتاداً على ان يبدو بحال سيء
    Siyahilerin böyle soğuk havalara alışkın olmadığını sen de biliyorsun. Open Subtitles وليس الجميع معتاداً على هذا الهواء البارد
    Ve biz kimyagerler, derin soruları her gün sormaya alışkın değiliz. TED وكـ كيميائى، فنحن غير معتادين على مثل تلك الأسئلة العميقة كل يوم.
    Aynı zamanda İnsanların görmeye alışkın oldukları şeylerin yüzeylerini kaldırma ayrıcalığına sahiptim. TED وانا اجد ايضاً فوائد كثيرة باختراق سطح الاشياء .. والامور التي اعتاد الناس النظر اليها
    - Herkesin önünde yapmaya alışkın değilim. Open Subtitles لم أعتد على أن أقوم بعملية أمام هذا العدد من المتفرجين.
    Eski futbol yıldızı soyunma odasında seni her sabah görmeye alışkın. Open Subtitles نجم كرة قدم سابق أعتاد رؤيتك كل صباح أمام الخزانات
    Koç, bu kadar olumlu olmana alışkın değilim. Open Subtitles مدرب، وأنا لست معتادا على على انك تبدو متفائل
    Bazı şeylere alışkın olduğunu biliyorum ama biz farklı birşey yapacağız. Open Subtitles أنا أعلم أنك متعودة على أمور كثيرة لكننا سنفعل شيئاً مختلفاً
    Politik yaşamında başarısızlıklara alışkın değildi. Open Subtitles فهو لم يكن معتادًا على الفشل في السياسة أو في الحياة
    Diğerleri oldukça hırçın çünkü buna alışkın değiller. Open Subtitles ولكنها ليست مشكلة بعد الآخرين أصبحوا متوترين حقاً لأنهم لم يعتادوا عليه
    Evet, bir ustabaşı böyle fakir hayatına alışkın değildir. Open Subtitles نعم , رئيس عمال ليس متعود على هذة العيشة الاقتصادية
    - Ne? Sadece bir adamın dili boğazındayken iş yürütmene alışkın değilim. Open Subtitles لم أتعود على رؤيتكِ تبادلين القبل مع رجل يحاول عقد صفقة معكِ
    - Ben kendim hakkında hoş şeyleri duymaya alışkın değilim. Open Subtitles لم اعتد سماع اشياء جميلة عن نفسي
    Bu güzel kokuyu tanıyorum ama onu başka bir kadın üzerinde koklamaya alışkın değilim. Open Subtitles كنت اعرف هذا العطر جيداً لم اتعود على شم رائحته على امرأه اخرى

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد