Başka biri nasılsa kimonoyu alacaktı. Ben neden almayayım? | Open Subtitles | واحد غيره كان سيأخذ ثوب الكيمونو لماذا لم أفعل ؟ |
Ve şuna da inanıyorum ki, işler böyle devam etmiş olsaydı bu yer, onun en iyi yanını alacaktı. | Open Subtitles | و أعتقد أيضا لو أن الأمور صارت على هذا الطريق هذا المكان سيأخذ أفضل ما فيه |
Saatler alacaktı. | Open Subtitles | التي استعملناها لإصلا الدفع الفائق سيأخذ ساعات |
Kara mizah olan şey, eğer yaralanmasaydı 302 programında benim yerimi alacaktı. | Open Subtitles | الغريب أنه كان ليأخذ مكاني ..في البرنامج 302 لو لا إصابته |
Seni benden alacaktı ve hayatımın sensiz o yöne gittiğini hayal edemiyordum. | Open Subtitles | كان سيأخذك بعيدًا عني ولم استطع ان ارى حياتي بدونك |
Cidden üzgünüm, tamamen unutmuşum beni bir arkadaşım alacaktı bu akşam. | Open Subtitles | أنا آسفة حقا، لقد نسيت تماما أن هناك صديق يقلني هذه الليلة |
- Güya, Land Rover ile gelip bizi alacaktı, değil mi? | Open Subtitles | اليست هي نفس المراة التي كان من المفترض ان تترك لاند روفر؟ |
Proje reddedilecekti ve bir başkası alacaktı bu projeyi | Open Subtitles | مشروعنا كان يمكن أن يرفض وشخص آخر سيأخذ هذا المشروع، بريا |
Bu bilgiye ulaşmak üç yılımı alacaktı. | Open Subtitles | سيأخذ الأمر منّي ثلاث سنوات للوصول لهذه المعلومات |
Başarsalardı, dünyanın büyük demiryolu seyahatlerinin içindeki yerini alacaktı. | Open Subtitles | إذا تمكنوا من فعل ذلك، فإنه سيأخذ مكانه بجانب .رحلات السكك الحديدية الكبرى في العالم |
Aradan uzun zaman geçti, bunun intikamını kim alacaktı? | Open Subtitles | مضى الوقت, لكن من سيأخذ بالثأر ؟ |
Sana söylememi istemedi. Az daha bir kutu aspirin alacaktı. | Open Subtitles | -لم يكن يريدني أن أخبرك ولكنه كان سيأخذ حفنة من الأسبرين |
- Benzin istasyonundaki yaşlı adamı öldürmek istemedim, ama Nisan' ı bizden alacaktı. | Open Subtitles | لم أرد قتل الرّجل العجوز في محطة الغاز لكنّه كان سيأخذ (أبريل) منّا |
Cesedimiz var be! Adam parayı alacaktı işte! | Open Subtitles | الجثة كانت لدينا و كان سيأخذ المال |
Böylece Gearbox bünyesinde tüm siparişi tamamlayabildi ve bu gerçekten önemli, çünkü bu imkanı şu anda ona sağlamasaydık bunu yaptırmak için Çin'de bir firma tutması gerekiyordu. Ve sipariş çok küçük olduğu için uzun zaman alacaktı. | TED | بذلك استطاع أن ينهي المطلوب بالكامل من خلال صندوق الأدوات، وهذا أمر في غاية الأهمية، لأنه إن كنا بدون ما نوفره الآن، لربما توجب عليه التعاقد مع شركة في الصين للقيام بهذا، ولأنها مجرد طلبيّة صغيرة، كان الأمر سيأخذ وقتاً طويلاً. |
Tommy seni Alman'dan saklıyor olsaydım, benden herşeyi alacaktı. | Open Subtitles | (تومي) لو حاولت أخفيكَ عن "الألماني", لكان سيأخذ كلّ شيء منّي. |
Terzi yarın gelip Natalie'nin gelinliğini alacaktı. | Open Subtitles | الخياط كان سيأتي غداً ليأخذ فستان ناتالي |
"aday Kane şarkıcıyla yuva kurmaya hazırlanıyor şarkıcıların sözlerini alacaktı hey hemşire | Open Subtitles | "المرشح (كين) يقع فى عش الحب مع مطربة" لقد كان ذاهباً ليأخذ معلومات من المطربة أيتها الممرضة |
O kimdi ki benim yerimi benden alacaktı? | Open Subtitles | من كان ليأخذ أرضي منّي؟ |
Seni benden alacaktı. | Open Subtitles | كان سيأخذك بعيدًا عني |
Mark beni bir saat önce havaalanından alacaktı. | Open Subtitles | مارك) كان يجب أن يقلني من المطار منذ ساعة) |
Güya birisi beni alışveriş merkezinden alacaktı. | Open Subtitles | من المفترض ان أحداً يقلني من المول . |
- Güya, Land Rover ile gelip bizi alacaktı, değil mi? | Open Subtitles | اليست هي نفس المراة التي كان من المفترض ان تترك لاند روفر؟ |