Savaş alanında kaybettiğim ve solmaya yüz tutan anılarımı yeniden hatırlamayı umuyorum. | Open Subtitles | أريد إسترجاع تلك البعيدة والذكريات المشوهة على ساحة المعركة الذي فُقِدت فيه |
Park alanında at gezisi yapmak için otantik bir aygır kiraladım. | Open Subtitles | لقد استأجرت حصان غربي اصيل ليعطينا جولة حصانية في ساحة المواقف. |
Kendimi savunmam gerekirse, inşaat alanında kim kravat takar ki? | Open Subtitles | في دوري الدفاعي من يرتدي ربطة عنق في موقع البناء؟ |
inşaatı alanında ve aerodinamik alanındaki uzmanlardan oluşan bir takım biraraya getirdik. | TED | يشمل الموسوعيين والاختصاصيين في مجال الديناميكا الهوائية في مجال بناء الطائرات الشراعية. |
Hayır, eyalet yetki alanında bulundu, sigorta için arama yapıIdı. | Open Subtitles | تم العثور عليها متروكة في منطقة تحت سلطتنا القضائية, للتأمين |
Ancak savaş alanında ömür boyu sakat kalan daha pek çok genç erkeği de düşünmeye mahkûm edilmişim gibi görünüyordu. | Open Subtitles | في آخر عملية بتر لكن بدا لكن يبدو أنه حُكِمَ عليّ برؤية المزيد من الرجال اليافعين شُوِّهوا في أرض المعركة |
O güveni kazandığın yeri gördüm. Savaş alanında, kardeşlerimi öldürerek. | Open Subtitles | رأيت اكتسبت ثقته على ميدان المعركة حيثما قتلت إخوتي وأخواتي |
O hayatı eve gelmek, ailemle olmak için savaş alanında bıraktım. | Open Subtitles | تركت أن الحياة في ساحة المعركة الى الوطن، يكون مع عائلتي. |
Size yalvarıyorum, savaş alanında sakın ola sizi kurtarmasını beklemeyin. | Open Subtitles | لذا أناشدكم، لا تنتظروا منه أن ينقذكم في ساحة المعركة. |
Asker olduğunuzu hayal etmenizi istiyorum savaş alanında koşuyorsunuz. | TED | أريدكم أن تتخيلوا بأنكم جنود تجرون في ساحة المعركة |
Eğer Cadillac'ınızı inşaat alanında görürlerse acil servis yardım etmeyi reddedebilir. | Open Subtitles | إذا ما رأوا السيارة فى موقع البناء فربما لن يقوموا بمساعدتك |
Herhangi bir fabrika zemininde veya şantiye alanında tekrar edilecek bir şey değil. | TED | ولا يمكن أن يتكرر في أن مصنع أو أي موقع البناء. |
Hayır, köydeki inşaat alanında çalışıyorduk. | Open Subtitles | ـ هل أنتم من هنا؟ لا؛ نحن نعمل في موقع البناء في القرية |
Onlar eğlence sektörü denen iş alanında başarılı olmaları en az beklenenler ama cesaretleri ve yetenekleri onları buraya ulaştırdı. | TED | وكانوا أقل من يُتوقع أن يكونوا ناجحين في مجال العمل الترفيهي في النهاية تغلبت شجاعتهم ومواهبهم الى اتخاذ هذه الخطوة |
Benzer gelişmeler enerji alanında da gerçekleşiyor, yenilenebilir enerji de dahil. | TED | وتقدم مشابه يحدث في مجال الطاقة بما في ذلك الطاقة المتجددة. |
Efendim, karantina alanında bulunan herkes için denetleme planımız var. | Open Subtitles | سيدى, لدينا خطة مراقبة لكل شخص داخل منطقة الحجر الصحى |
Yükleme alanında daha fazla var. Oraya gitsen iyi edersin. | Open Subtitles | هنالك المزيد في منطقة التحميل حبذا لو تنطلق بسرعة لهناك. |
Bakın; bir düşman savaş alanında düşerse, onun işini bitirmen gerekir. | Open Subtitles | اسمعوا، عندما يسقط العدو في أرض المعركة فعليكم أن تجهزوا عليه |
Şimdi kızgınlık ile, eşit bir oyun alanında iki insan vardır. | TED | الآن وبغضب، لقد حصلت على شخصين في ميدان متساو. |
Savaş alanında olanlar orada kalır. | Open Subtitles | ماذا حدث فى الميدان يبقى فى الميدان يارجل |
Ve bu senenin 209 yarışmasında robot alanında başarılı olan takım.. | Open Subtitles | الفائز بجائزة منافسة 2.09 لهذه السنة. للبراعة في حقل الآليات ..تذهب |
alanında en güçlüsü hâlâ sensin ve hâlâ da ayaktasın. | Open Subtitles | كنت لا تزال قوياً جداً فى المجال ولديك قوة متبقية |
Bugün öğleden beri Francisco koyu alanında gel-git seviyeleri normalin üzerinde seyrediyor. | Open Subtitles | فصل المَدِّ فى منطقةِ الخليجِ كُلّ سجلات لهذا الوقت من السَنَة |
Böyle düşünen insanlar, 2050 yılına kadar dünya çapında yayılmış olacak sentetik biyoloji alanında uzmanlaşırsa ne olur? | TED | ماذا يحصل عندما يتقن مثل هؤلاء الأشخاص تقنيات البيولوجية الاصطناعية والتي ستكون على نطاق واسع بحلول عام 2050؟ |
Hava alanında görüldüğünü duydum sahilin orda bir gecekondu mahallesinde saklanıyormuş. | Open Subtitles | سمعت أنه شُوهد بالمطار يختبئ في منزل بالساحل |
Geçen yıl alanında en başarılı teorik fizikçiydi. | Open Subtitles | لقد كان رائد الفيزياء النظرية العام الماضي في مجاله |
O sadece bir arkadaş ve üstelik de kendi alanında başarılı olmuş biri. | Open Subtitles | هي فقط صديقة،وبالمناسبة هي ناجحة جداً في مجالها |
Savaş alanında birer hurda haline gelmişlerdi. | Open Subtitles | فقد تحولت دباباتهم لمحارق تملىء ساحات المعارك |