Bunlar, Güneş'in yörüngesini izleyip doğrudan biçimde gelen ışınları hevesli bir şekilde kulenin belirli bir noktasında toplayan aynaların olduğu büyük bir alanla çevirili olan merkezdeki bir kuleden oluşur. | TED | وتتكون هذه من برج رئيسي مُحاط بحقل ضخم من المرايا والتي تتبع مسار الشمس وتعمل على تركيز الأشعة الشمسية المباشرة فقط، على نقطة وحيدة في البرج، فيما يشبه مرتادا حريصا للشاطئ. |
Sanki birdenbire çok büyük bir elektromanyetik alanla tüm vücudum sarılmış gibi hissediyorum. | Open Subtitles | أشعر بالحياة والوهج... كما لو أنه تم توصيلي فجأة بحقل كهرومغناطيسي كبير |
Mevcut her bir atom, elektriksel bir alanla bağlanır. | Open Subtitles | كل ذرة في الوجود محاطة بحقل كهربائي |
Kapılar manyetik alanla korunuyor. | Open Subtitles | الباب مؤمن بحقل مغناطيسي، |