Alice Ancelin'i boşver, iki yıl oldu bugün süresi doldu. | Open Subtitles | انسي امر آليس انسلان، لقد مضت سنتان مع انتهاء اليوم |
Görüyorsun Alice, koştum, koştum ve koştum, ve yolda unutmadığım bir planım vardı. | Open Subtitles | كما ترين آليس لقد ركضت طويلا كانت لدي خطة ولم انسها برغم المسافة |
Alice tarafından seçilen o zor problem ise, kanserli çocuk vakalarının artışı oldu. | TED | المشكلة الصعبة التي اختارتها أليس كانت ارتفاع معدلات الإصابة بالسرطان في مرحلة الطفولة. |
Alice Stewart, 25 sene boyunca büyük bir mücalede yürütmek durumunda kaldı. | TED | ولذا كان لدى أليس ستيوارت معركة كبيرة بين يديها لمدة 25 سنة. |
O halde asıl zorluk Bob’un mesajını sunucunun okuyamayacağı bir şekilde Alice'e ulaştırmak. | TED | التحدي هو أن تأخذ رسالة بوب وتقوم بايصالها لأليس بطريقة لا يمكن للخادم أن يقرأها. |
Anneme Alice'in uyuyabileceği bir yer gösterir misin Frasier? | Open Subtitles | يُمْكِنُ أَنْ تُشوّفَ أمَّي أين ألِس يُمْكِنُ أَنْ تَنهي غفوتَها؟ |
Alice, eğer senden taşınmanı isteseydim oyunu bırakır mıydın? | Open Subtitles | ألس,إذا طلبت منك الذهاب من بيتي هل تتركين المسرحية؟ |
Alice Alquist'le bağlantısı olan bir Sergis Bauer vardı. | Open Subtitles | لقد كان هناك سيجس بوير وكان له صلة بأليس اليكويست |
Valera'nın yumruğu, kusursuz Jeanne, harika Alice, kısacası, yapamadıklarımın sebepleri, yapmak zorunda olduğumdu. | Open Subtitles | قبضة فاليرا جين النقية آليس الرائعة باختصار، كل الاسباب التي منعتني من فعل ما كان يجب ان افعله |
İşte, bu neyle başlamamız gerektiğiyle ilgili sevgili Alice'im, | Open Subtitles | ها انت ذا هذا ماكان يجب أن نبتدأ به، يا عزيزي آليس |
"Umarım merdiveni itip düşürmem ders olmuştur" diye düşündü Alice. | Open Subtitles | "آمل ألا أكون قد نسيت كيف أركل" قالت آليس لنفسها |
Belki de yanlış yoldayız. Belki Alice ona bulaştırmıştır. | Open Subtitles | ربما تحقيقا في المسار الخطأ لعل آليس نقلت إليه العدوى |
Onlara göre Alice önemsiz miktarda para verecek akıI veya önemli birşey için. | Open Subtitles | أظن آليس لديها أصداف جوز الهند بدلاً من دماغها |
Alice Detroit'in baş rolde oynayacağı bir oyun okunmasa da olur. | Open Subtitles | أي مسرحية مع أليس ديترويت في دور البطولة لا داعي لقراءتها. |
Alice'e hazırlanmasını söyle. Bir sonraki sahneye atlayacağız, oldu mu? | Open Subtitles | إخبر أليس أن تستعد سننفذ المشهد التالى , حسناً ؟ |
Şimdi... Pauline, Alice rolünü oynayacak. Ve Winifred ise yedek oyuncu olacak. | Open Subtitles | الآن ، بولين سوف تلعب دور أليس و وينفريد ستكون البديل الجاهز |
Sunucunun deşifre edemediği mesajı, Bob'tan Alice'e ileterek, görevimizi başardık. | TED | مما يعني أننا بلغنا هدفنا، والذي يتمثل في ايصال الرسالة من بوب لأليس بدون تمكن الخادم من قراءة ما تحتويه. |
Ben de bir defasında altı kişinin kötü ses düzeni yüzünden, hastaneye kaldırıldığı Alice Cooper konserine gitmiştim. | Open Subtitles | نعم هل كنت أنت؟ كنت أحضر شيئاً لأليس كوير حيث حملوا ستة أشخاص بسرعة نحو المستشفى مصابين إصابات بالغة |
Bu beni Alice Morgan'ın sıradaki planı yapıyor biliyorsun? | Open Subtitles | أنت تعلمين , أن هذا يجعلني المشروع التالي لأليس مورغان؟ |
Pazar günü Alice'in ilk doğum gününü kutlayacağız. | Open Subtitles | بالطبع، حفلة عيد الميلاد ألِس الأولى هذا الأحدِ، |
Alice elbisesine kusunca elbisesini kuru temizlemeye verdim. | Open Subtitles | بصاق ألِس فوق على لباسِها لذا أنا كان يجب أن يُنظّفَ لها. |
Alice Monroe, kızkardeşim Amy'nin Cornell'den arkadaşı, Brezilya zamanından. | Open Subtitles | ألس مونرو، صديق أختي أيمي من كورنيل، عاد من البرازيل |
O yüzden FBI'ı arayamazsın ama Alice'i arayabilirsin. | Open Subtitles | لا يمكنك الأتصال بالأف بي اي لكن يمكنك الأتصال بأليس |