Güneş kreminizi size iki gün içinde getiren şirket olan Amazon Prime'ı izliyorsunuz. | Open Subtitles | ،أنتم تشاهدون الآن باقة أمازون الشبكة التي أحضرت لك واقي الشمس في يومين |
Amazon'dan baktığınız sinekler hakkında bir kitapta bulabilirsiniz. | TED | على سبيل المثال هذا كتاب عن الحشرات ربما صادفه احدكم اثناء بحثه على مكتبة أمازون الالكترونية |
Amazon'un veya eBay'in ya da Google, Apple ve Microsoft'un yeşile döndüğünü ve bunu sizin sağladığınızı düşünebiliyor musunuz? | TED | هل تتخيل ماذا سيحدث لو قرر أمازون أو إي باي أو جوجل او ميكروسوفت أو أبل أن يتجهوا للتقنيات الخضراء؟ |
Burada kuzeydoğu Amazon'da bir şifacı görüyorsunuz şark çıbanı tedavi ediyor, dünyada 12 milyon insanı etkileyen çok fena bir protozoal hastalıktır. | TED | تشاهدون هنا مطبباً في شمال شرق الأمازون يعالج داء الليشمانيا وهو مرض طفيلي مؤذ للغاية يصاب به 12 مليون شخص حول العالم |
Çoğunlukla şimdi, çünkü bir çoğunuzun bildiğini düşünüyorum, Amazon ormanları yanıyor. | TED | غالباً الآن، لأنّي أعتقد أن أغلبكم يعرف أن غابات الأمازون تحترق. |
Amazon altı yıl boyunca yatırımcılarına herhangi bir kar ödemesi yapmadan devam etti ve insanlar sabrettiler. | TED | استمرت امازون لمدة 6 سنوات بدون ارجاع اي ارباح للمستثمرين. كان لهم الصبر |
Ben bir yıldır Amazon'dayım da. Orada hiç parfüm kullanmazlar. | Open Subtitles | لقد كنت فى الامازون قبالة عام و لا يستعملون العطر هناك |
İlginç bulduğum şeylerden biri de Amazon yakınlarda Amazon para diye bir şey çıkardı. | TED | ماوجدته مثيراً حول أمازون أنها أصدرت برنامج يُدعى نقاط أمازون |
Bir bakmışsınız Amazon marka olarak Merkez Bankasıyla paranızı nasıl harcamak istediğiniz konusunda paranın ne olduğu konusunda, ve parayı neyin oluşturduğu konusunda kafa kafaya gider olmuş. | TED | وسيصبح حينها أمازون كعلامة تجارية نِداً للإحتياطي الفيدرالي في تحديد طريقة صرفك لاموالك وماهي الاموال وعلى ماذا تحتوي |
Etiyopya'nın kutsal şehri Harar'da Sufi şarkılarından Peru'daki Amazon'un derinliklerinde Shipibo'yla bir ayahuasca ayinine. | TED | بعض الأناشيد الصوفية في هرار مدينة أثيوبيا المقدسة إلى مراسم آياهواسكا بعيدا في أمازون بيرو بصحبة شيبيبو. |
Amazon, Netflix gibi bir çok başarılı şirket makine öğrenimini ürünlerini ve filmlerini satmak için kullanmışlardır. | TED | فشركات مثل أمازون ونت فليكس تستخدم التعلم الآلي لإقتراح المنتجات التي قد تفضل شرائها والأفلام التي تحب مشاهدتها |
Amazon sitesine koyacağını söyledi. | TED | أنه سيضع هذا الفيديو على موقع أمازون, بعض المقاطع. |
Roy Price, Amazon Stüdyoları'nda bir üst düzey yönetici. | TED | فكما ترون أن روي برايس هو أحد المدراء الكبار في ستوديوهات أمازون. |
Roy Price sorumluluğu ağır bir işi yürütüyor, çünkü onun işi Amazon'un yapacağı özgün içerikli programları seçmek. | TED | ويشغل روي برايس وظيفة جديرة جدا بالثقة إذ يقع عليه عاتق تحديد المحتوى الأصلي للعروض التي ستتبناها أمازون. |
Amazon'un yok oluyor olması sadece yerli halkı etkilemiyor. Çünkü hepimiz bir bütünüz. | TED | تدمير الأمازون لا يقتصر تأثيره فقط على السكان الأصليين، لأننا كلنا مرتبطين معاً. |
Ben Buzz Blister ve ortağım Biff, Amazon ormanının kalbindeyiz. | Open Subtitles | بز بلستر هنا في قلب غابة الأمازون مع شريكي بف |
Parana dışındaki diğer büyük nehirlerden farklı olarak, örneğin Amazon veya Kongo gibi, bu nehrin tüm 20.yüzyılı kapsayan bilgisine sahibiz. | Open Subtitles | خلافا لغيرها من الأنهار من بارانا على سبيل المثال ، منطقة الأمازون أو الكونغو لدينا بيانات من هذا النهر لعشرين قرن |
Ama ne yazık ki şifre falan yok! Ve diyorum ki, Amazon'dan satın almaya hazır olduğum lüks malları düşündüğümde bu durum kabul edilemez! | Open Subtitles | لكن للأسف بدون أناس واعية , وبالنظر لكل المواد التي إشتريتها من موقع امازون ببطاقتي |
Bakın biraz önce Amazon'dan konserve sığır eti ve iki canlı ıstakoz söyledim. | Open Subtitles | انظر، لقد قمت بطلب صندوق من حساء لحوم البقر المعلب و السلطعون الحى من على موقع امازون |
- Amazon'da ne yapıyordun? - Yılan arıyordum. | Open Subtitles | ماذا كنت تفعل فى الامازون أبحث عن الثعابين |
- Amazon'da başının belaya girdiğini duydum. - Sorun yok. | Open Subtitles | ـ سَمعتُ بأنه حدثت لك مشاكل في الأمازونِ ـ أنا بخير |
Karşısına bir kız çıkıvermiş. Bir yıllığına kızla Amazon'a doğa yürüyüşüne gitmeye karar vermiş. | Open Subtitles | واضح أن الموضوع متعلق بفتاة قرر أن يذهب للأمازون معها لعام |
Ben ilk iki filmlerinin yapımcılığını yaptıktan sonra ... Zemeckis bensiz devam etti ve "Amazon'da Fırtına" ile büyük başarı sağladı. | Open Subtitles | ذهب زمكيس] من دون لي، وكان نجاحا كبيرا مع "المغازلة الحجر". |
Ve Amazon'da gördüğünüz bu tutumu kesinlikle Wall Street'te de görebilirsiniz. | TED | عندما ترى هذا في آمازون او في السوق المالي في وال ستريت |
Amazon savaş sahneleri Atinalı Akropol'deki Parthenon Tapınağını süsledi. Amazonların tablo ve heykelleri tapınak ve halka açık alanları donattı. | TED | نُقشت انتصاراتهن على معبد بارثينون في أكروبولس أثينا، وزُينت المعابد والمرافق العامة برسوم وتماثيل الأمازونيات. |
Atlantis'in Africa'nın, Avustralya'nın. Arjantin'in, Amazon'un A'sıydı. | Open Subtitles | "لقد كانت كما اتلانتيس ..." "أفريقيا وأستراليا والجزر المرجانية ..." "الطيارين، والأمازون ..." |
Belgesel çeken birini tanıyan birini tanıyordum. Bir ekiple Amazon'a gittiler ve hepsini yılanlar yedi. Bu, doğru. | Open Subtitles | انا اعرف شخصا يعرف شخصا ذهب للامزون لتصوير فلم وثائقي مع مجموعة و لم يعودو ابدا |
Amazon yağmur ormanının kalbinden bir son dakika haberiyle karşınızdayız. | Open Subtitles | مباشرة من قلب غابات الآمازون المطيرة لدينا بعض الأخبار العاجلة |