Bu akşamı tamamiyle farklı bir yöntem ile başlatmak istiyorum. Bana katılarak karadan ayrılın ve birkaç anlığına açık okyanuslara dalın. | TED | أود أن أبدأ هذه الليلة من شيء مختلف تماما، بأن أطلب منكم الانضمام لي لترك اليابسة والقفز في المحيطات المفتوحة للحظة. |
Bir anlığına 1819 yılına geri dönelim, Essex gemisinin mürettabatının karşılaştığı durumu düşünelim. | TED | حسنًا، دعونا نعود إلى العام 1819 للحظة للوضع الذي واجهه طاقم سفينة إيسيكس |
Sean bir anlığına onun elini bıraktı ve Charlie bir anda kayboluverdi! | Open Subtitles | أفلت شون يده من يدي للحظة و من ثم اختفى تشارلي فجأة |
O iner inmez gördüğü modern otoban onu bir anlığına şaşırttı yani. | Open Subtitles | إنه فقط ذلك الطريق المزدوج في البداية الذي نفَّره نوعا ما لثانية |
Şimdi oldu işte, çünkü bir anlığına sorunumuz var sanmıştım. | Open Subtitles | هذا جيد لأنني ظننت بأنه لدينا لدينا مشكلة لدقيقة هناك. |
Bir anlığına, ona herşeyi anlattığını dahi düşündüm... ve seninle karşılaşmasını ayarladığını. | Open Subtitles | وظننت لوهلة أنك أخبرته بكل شيء ورتبت للقائه |
Ve bir anlığına, Sadece etrafıma dönüp bakarsam, onun benim yanımda olacağını hissediyorum | Open Subtitles | ... و للحظه ، افكر فقط انني استدير و انظر ستكون هناك بجانبي |
Biliyor musun, çok kısa anlığına, sen olmanın neye benzediğini biliyordum. | Open Subtitles | هل تعرفين أنني شعرتُ للحظات قليلة بروعة أن أكون مثلكِ؟ |
Ancak ateş ve ses bizi alıp götürmeden önce bir anlığına durmak zorundayız. | Open Subtitles | لكن أخشى أنه يجب علينا أن نتوقف للحظة قبل أن تبهرنا النار والضوضاء |
Hadi bir anlığına annemin beni gerçekten istediği bir dünyada olduğumu varsayalım. | Open Subtitles | دعنا نتظاهر للحظة أنّ هذا هو الكون الذي تُريدني أمّي فيها حولها. |
Tren hareket ettiğinde bir anlığına vagonunda çocuk var sandım. | Open Subtitles | وحين تحرك القطار, ظننت للحظة أن هناك طفلة في حضنه |
Duraksamak istemediğinizi biliyorum. Ama bir anlığına bile duraksarsanız cevap vermeyin. | Open Subtitles | أعرف أنك لا تتوتر بسهولة لكن إن شعرت بذلك ولو للحظة |
Bir anlığına duralım ve bu tedirginliği hissedelim. | TED | دعونا نتوقف للحظة ونحاول أن نستشعر خفايا الأمر |
Şimdi, bir anlığına çok sessiz olmanızı istiyorum. | TED | الآن، أريدكم جميعا أن تحافظوا على الهدوء للحظة فقط. |
Bir anlığına Livingston'daki o kütüphanecileri düşünün. | TED | فكروا للحظة في رواد المكتبة هناك في ليفنغستون. |
Şimdi, bir anlığına hayal etmenizi istiyorum, savaşın ortasında bir askersiniz. | TED | أريدك أن تتخيل للحظة أنك جندي في قلب المعركة. |
Bunun, bizim alışık olduğumuzdan ne kadar farklı olduğunu görmeniz için bir anlığına gözlerinizi kapayın ve güneydoğuyu gösterin. | TED | ودعونا نتفق عن مدى اختلاف ذلك عن طريقتنا، أريدكم أن تغلقوا أعينكم لثانية وتُشيروا للجنوب الشرقي. |
Bencilce davranmak yerine bir anlığına bile olsa düşünseydin. | Open Subtitles | لو صرفت انتبهاك لثانية واحدة عن كونك الفتى اللامع |
Bir anlığına uluslararası bağlarını unutalım, bu kişiler ne yapabilir? | Open Subtitles | فلننسى الروابط الدولية لدقيقة ماذا كان سيفعل هذا المجرم ؟ |
Bir anlığına oda servisinin anlamı değişti sandım. | Open Subtitles | خلت لوهلة أنّ خدمة الغرف أخذت منحى جديداً |
Bazen, ışıklar söndüğünde, bir siluet kalır, bir anlığına. | Open Subtitles | فى بعض الأحيان عندما يختفى الضوء . و تبقى الصوره . للحظه فقط. |
Bir anlığına her şey yolundaymış gibi geldi, ama öyle olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | إنها فقط للحظات وستكون الأمور على مايرام مع إني أعرف إنها لن تكون |
Ama, bunu bir anlığına tepetaklak etmek ve bir şeyleri gözler önüne sererek şüpheleri gidermek istiyorum. | TED | ولكني أريد أن أقلب ذلك رأساً على عقب لبرهة. ونحصل على شئ على الطاولة وننظف الهواء، إذاً لنقول. |
Yaptığın şeyi... hiç onaylamadım, Elizabeth, bir anlığına bile. | Open Subtitles | انا لا اضمن ان ما فعلتيه هو الصواب ولو لثانيه واحده |
Başka ailem gururlansın diye olduğunu sandım sonra hayat kurtarmakmış gibi geldi sonra bir anlığına Dr. Sanjay Gupta'ya ki çok güzel Hintli bir adamdır yakınlaşabileceğimi düşündüm ve o romantizm dolu ülkeye de hiç ziyaret yapamadım. | Open Subtitles | في بادئ الأمر ظننت أنه كي أجعل عائلتي فخورة وبعدها اعتقدت أنها بشأن إنقاذ الأرواح ولثانية واحدة، ظننت أنها فرصة.. |
Akıl hastalığı gerilemeye başladı ve bir anlığına da olsa babamı yeniden görebildim. | Open Subtitles | عقلة قد عاد إليه ثانية ، وللحظة أستطعت ثانية رؤية أبي. |
Yani, sadece bir anlığına öne çıktı, ama kesinlikle Daniel'dı. | Open Subtitles | لذا , إنه صعد لدقيقه لكنه * دانيال * بالتأكيد |
Bir anlığına nefsime yenik düştüm. Yaptığımın yanlış olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | حظيت بلحظة ضعف لكني أعلم أن هذا خطأ |
Ve bir anlığına, onun o olabileceğini düşündüm. | Open Subtitles | وبلحظه بدا انه هو |
Süpernovalar bir anlığına bütün bir galakside parıldar. | Open Subtitles | لفترة وجيزة يفوق المستعرّ الأعظم بريق مجرّاتٍ بأكملها |
"Bir anlığına da olsa,..." "...dünya benim eserim olan vücutlarla tanıştı." | Open Subtitles | "ولبرهة قصيرة من الوقت، رأى العالم حقيقةً نتاج أعمالي" |