ويكيبيديا

    "anlaşmazlık" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • خلاف
        
    • نزاع
        
    • النزاع
        
    • صراع
        
    • الخلاف
        
    • خلافات
        
    • صراعات
        
    • تعارض
        
    • تفاهم
        
    • إختلاف
        
    • النزاعات
        
    • خلافاً
        
    • الفَوضى
        
    • الخلافات
        
    • الصراعات
        
    Şu anda kaçış planında bir anlaşmazlık çıktığı teorisi üzerinde duruyoruz. Open Subtitles الآن، نحن نعمل تحت نظرية بأن هناك خلاف حول خطة الهروب
    Tanrı bilir Dougal ve onun arasındaki nerdeyse ilk anlaşmazlık bu olmuştur. Open Subtitles أنها بالكاد المره الاولى التي يكون فيها هو ودوغال على خلاف,والله أعلم
    Geçenlerde kendi halkıyla anlaşmazlık yaşadı ve anlaşmak için bizden yardım istedi. Open Subtitles هو مؤخراً دخل في نزاع مع رجاله واتضح لدينا لدينا الاعداد لصفقة
    Pembe Panterin sahipliği konusunda bir anlaşmazlık olduğunu duymuştum. Open Subtitles إذا لست فضولي جدا، قرأت ذلك كان هناك بعض النزاع على ملكية النمر الوردي.
    Su bir engele rastladığında güçlük ve anlaşmazlık olmadan her koşulda çözüm üretir. TED عندما يواجه عقبة، بطريقة ما يجد الماء حلاً، بدون قوة وبدون صراع.
    Dün gece onunla anlaşmazlık yaşadığınızı anlıyorum. Open Subtitles لقد فهمت أنه قد حدث بينكما خلاف ليلة أمس
    Bir anlaşmazlık oldu, aşıklar arasında bir tartışma. Beni terk etmemesi için uğraşıyordum. Open Subtitles كان لدينا شجار، خلاف محبين كنت احاول ان امنعها من المغاردة
    Kuzen lordumla aralarına bir anlaşmazlık girdi. Open Subtitles .. ابن العم لقد قام بينه و بين مولاي خلاف
    Aslında, ağabeyiyle aramızda... yıllara yayılan bir anlaşmazlık olduğu kimsenin bilmediği bir sır değil. Open Subtitles ليس سراً أن أنا وشقيقه كنا دائماً على خلاف
    Takılar yüzünden kavga ettiler, daha sonra... nedimeler konusunda anlaşmazlık yaşandı. Open Subtitles لقد تشاجروا على الهدايا ثم حصل خلاف على وصيفات العروس
    O şehrin tek yaşayanları bizleriz. anlaşmazlık falan yoktu Doktor Weir, yalnızca ihanet. Open Subtitles نحن السكان الوحيدون هناك ليس هناك خلاف, دكتور ويير
    Bu gecenin amacı ulusların arasında anlaşmazlık yaratmaktı benim suikastçilerim arasında değil. Open Subtitles برنامج المساء , كان خلق نزاع بين الأمم . وليس مغتالي ّ
    Her kardeşlerin arasında olduğu gibi, ama bir anlaşmazlık değil. Open Subtitles هذه أمور تحصل بين الشقيقين لكن لم يتحوّل إلى نزاع
    Ve Sarris bu anlaşmazlık sırasında... Open Subtitles وكان هذا فى عصر النزاع حيث قام ساريس بـ ـ ـ
    Fakat ben 30 yıl sonra uyandım ve bir anlaşmazlık durumunda olduğumu, özümde hissettiğim insanla ve dünyaya göre olmam gereken erkekle anlaşmazlık içerisinde yaşıyor olduğumu fark etmiştim. TED ولكنني مجرد شاب استيقظ بعد 30 عامًا وأدركتُ أنني عشتُ حالة صراع، صراع مع ما أشعر أنني عليه في جوهري وصراع مع ما يخبرني به العالم أن أكون كرجل.
    En büyük anlaşmazlık yüksek gelirlilerin az vergi ödemesi üzerinde. Open Subtitles الخلاف الأكبر حول الدخل ضريبي الصغير لأولئك أصحاب الدخل العالي
    Peki ya komşularıyla bir husumet, parasal anlaşmazlık ya da ailenizin işleri battığında canı yanmış birileri olabilir mi? Open Subtitles ماذا عن خلافات مع الجيران أو نزاعات ماليّة، ربّما شخص شعر بالإحباط عندما فشلت تجارة عائلتكِ؟
    Tamam, kendilerinden daha güçlü bir komşuyla uzun dönemli anlaşmazlık. Open Subtitles حسنا ، إذا صراعات طويلة الأمد مع جار أكثر قوة
    Bu çekişmeden çok etkilendim, bir elde gizlilik diğerinde açık bir radyo, spektrum ihtiyacı arasında ki belli belirsiz bir anlaşmazlık. TED لذا أن مفتون بهذا التعارض ، تعارض غامض بين الخصوصية من ناحية وبين الحاجه إلى مجال إشارات نظيف من ناحية إخرى.
    Aranızda bir anlaşmazlık mı vardı ki,efendim mektubu iletir iletmez hemen sıvıştı? Open Subtitles هل بينكما سوء تفاهم جعله يفهم مبدأياً توصيل الرسالة للقيام بمهربه ؟
    Bektaşiüzümü kekiyle ilgili bir anlaşmazlık çıktı da. Open Subtitles كان هناك إختلاف رأي تَعَلُّق بفطيرة عِنَبِ الثَّعلَبِ.
    Bir yıl sonra, Orta Doğu için yola çıktım, anlaşmazlık çözümü okumak için. TED في العام التالي، توجهت إلى الشرق الأوسط لدراسة حل النزاعات.
    Sabah da söylediğim gibi; çığrından çıkan bir anlaşmazlık yaşadık. Open Subtitles كما أخبرتُكِ صباح اليوم، كان خلافاً انفلت من عقاله
    anlaşmazlık Elması (bkz. Üç Güzeller Masalı) Open Subtitles "تُفاحة الفَوضى".
    Bir sürü çatışma, anlaşmazlık var. ve sorun şu ki, farklılıklarımız ile nasıl başa çıkacağız? TED فهناك الكثير من الخلافات والسؤال هو كيف يمكننا التعامل مع اختلافاتنا
    Onunla aynı fikirde oldun çünkü aramızda daha fazla anlaşmazlık çıkaracağını düşündün. Open Subtitles انت تتفق معها لانك تظن انك ستخلق المزيد من الصراعات بيننا

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد