Anlamadığım bir şey var. | Open Subtitles | هناك شيئ واحد لا أفهمه هنا.. ؟ |
Anlamadığım bir şey var, Zoidberg. | Open Subtitles | هناك شيء واحد لا أفهمه يا زويدبيرغ |
Anlamadığım bir şey var. | Open Subtitles | هناك شيئ واحد لا أفهمه |
Bu öğleden sonra Anlamadığım bir şey vardı, değil mi? | Open Subtitles | إذن، هناك شىء لم أفهمه بعد ظهر اليوم، أليس كذلك؟ |
Hala Anlamadığım bir şey var. | Open Subtitles | هنالك شيء واحد لم أفهمه حتى اللحظة |
Hiçbir zaman Anlamadığım bir şeyi. | Open Subtitles | شيءٌ لن أتمكن من فهمه |
Anlamadığım bir şey var, burada yarım saattir bekliyoruz. | Open Subtitles | أنا لا أَفْهمُ شيءَ. أنا أَنتظرُ نِصْفَ في السّاعة. |
Anlamadığım bir şey var, Bay Woolsey. | Open Subtitles | هناك شيء واحد لا أفهمه ، السيد (وولسي) ِ |
Anlamadığım bir şey var. | Open Subtitles | هناك شيء واحد لا أفهمه |
Anlamadığım bir şey var. | Open Subtitles | هناك شيء واحد لا أفهمه |
Burada Anlamadığım bir şey var. | Open Subtitles | فقط أمر واحد لا أفهمه هنا |
Anlamadığım bir yer var. | Open Subtitles | شيء واحد لا أفهمه |
Anlamadığım bir şey var. | Open Subtitles | هناك شيء واحد لا أفهمه |
- Anlamadığım bir şey var. | Open Subtitles | -شئ واحد لا أفهمه ؟ |
Anlamadığım bir şey var. | Open Subtitles | هُناك شيء لم أفهمه بعد كيف لا يُمكننا أن نستدعي"ريتلج" للإستجواب؟ |
Tamam ama Anlamadığım bir şey var. | Open Subtitles | حسنا, ولكن الشيء الوحيد الذي لم أفهمه |
Tamam, tamam Anlamadığım bir kısım vardı. | Open Subtitles | حسناً, حسناً... كان هنالك جزء ما لم أفهمه |
Diane, Ben ah... henüz Anlamadığım bir durum geçiriyorum. | Open Subtitles | ( ديان)، أنا... أمر بوضع غريب في هذا الوقت الراهن و لم أتمكن من فهمه حتى الآن |
Anlamadığım bir şey var. | Open Subtitles | الموافقة. الشيء الذي أنا لا أَفْهمُ |
Burada Anlamadığım bir şey var Marlon. | Open Subtitles | تَعْرفُ، هناك شيء أنا لا أَفْهمُ ,marlon. |