ويكيبيديا

    "anlatmak için" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • لتخبرني
        
    • لإخبار
        
    • لأخبر
        
    • لإخباري
        
    • لتوضيح
        
    • لأشرح
        
    • لتخبرها
        
    • لتخبرهم
        
    • ليخبرنا
        
    • حتى أخبر
        
    • لرواية
        
    • لوصف
        
    • لسرد
        
    • لتحكي
        
    • لتعرفون
        
    Annem iyi hissetmediğini, öksürüğünün geçmediğini, nefes almakta sıkıntı çektiğini anlatmak için beni aradı. TED اتصلت بي أمي لتخبرني أنها تشعر بتعب، كانت تعاني من سعال مستمر، وضيق في التنفس ومتعبة.
    Aileme kiminle tanıştığımı anlatmak için can atıyorum. Open Subtitles لا أطيق الأنتظار لإخبار عائلتى عن من قابلت
    kafasını kestim ve hikaye anlatmak için burada olmadığından memnunum. Open Subtitles أنا قطعت رأسه وأني سعيد حقاً لوقوفي هنا لأخبر بالقصة
    Kanserli herkesi tek tek tanıyor ve anlatmak için fırsat kolluyor sanki. Open Subtitles كما لو أنه يعرف كل من مرض بالسرطان و يتحرق شوقاً لإخباري
    Bunu size anlatmak için, 1975 ile 1979 arasındaki Kızıl Kmerler rejimini anlatan kısa bir klibim var. TED حسناً لشرح ذلك، لدي فيديو قصير لتوضيح حكم دولة الخمير الحمر في الفترة من 1975 الى 1979.
    Ben burdayım, Tanrının evinde, önceki gün tam olarak olanları size anlatmak için Open Subtitles أنا هنا في بيت الله لأشرح لكم الحقيقة عما حدث بالضبط يوم أمس
    Evet, onu buna anlatmak için 800 tane kalpli şeker gerekmiyor. Open Subtitles نعم , انت لا تحتاج 800 قطعه حلوى على شكل قلوب لتخبرها ذلك
    Eski usulü unutmuşlar onlara yardım için, kim olduklarını anlatmak için. Open Subtitles إنهم لا يحتفظون بالطرق ... القديمة لتساعدهم ، لتخبرهم ماهياتهم ...
    Bize anlatmak için yola çıktı fakat asla ulaşamadı. Open Subtitles كان فى طريقة ليخبرنا ولكنه لم يصل ابداً
    TED hakkındaki büyük sır ne biliyor musunuz? Bunu insanlara anlatmak için sabırsızlanıyorum. TED هل تعرفون ما هو السر الكبير في تيد؟ لا أستطيع أن أنتظر حتى أخبر الناس به.
    Hikayemi anlatmak için araç ararken grafik tasarıma rastladım. TED أثناء بحثي عن وسيلة لرواية قصتي، صادفت التصميم الجرافيكي.
    Zaaflarımı, etnik kökenimi, dinimi anlatmak için kullandığım dili bilin. TED تعلموا اللغة التي أستخدمها لوصف إعاقتي وعرقي وديني.
    Çığlık atıp tüm kaleyi uyandırmadan önce neler döndüğünü anlatmak için 2 saniyen var. Open Subtitles لديك ثانيتان لتخبرني ماذا يجري قبل ان اصرخ بأعلي صوتي و أقظ القلعه كلها.
    Beni nezaretten herkesin bu kasabaya nasıl geldiğini anlatmak için mi çıkardın? Open Subtitles هرّبتني مِن السجن لتخبرني كيف وصل الجميع إلى هذه البلدة؟
    Karın kayıpken onca yolu bana bunları anlatmak için mi geldin? Open Subtitles زوجتك مفقودة، وأنت قطعت كلّ هذه المسافة لتخبرني بذلك ؟
    - Paleontoloji bölümünde olanları anlatmak için sabırsızlanıyordum. Open Subtitles إنني سعيد جداً أنكما هنا إنني أتوق لإخبار أحد ما حصل في قسم علم المتحجرات اليوم
    Arılara yeni kovanı anlatmak için... büyük sesimi kullanıyorum. Open Subtitles ماذا تفعل؟ أستعمل صوتي الكبير لإخبار النحل حول خلية النحل الجديدة
    Kulüpteki arkadaşlara anlatmak için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles لا أطيق الإنتظار لأخبر الأصدقاء في النادي
    Bunu birine anlatmak için bin yıl bekledim. Open Subtitles أتعلمين ، لقد انتظرت 1000 عاماً لأخبر شخصاً ما بذلك الأمر
    Ayrıca senin bana anlatmak için yanıp tutuştuğunu görüyorum. Open Subtitles بالإضافة أستطيع ان أرى انك تتوقين لإخباري على أي حال
    Bunun önemini halka anlatmak için bütün örgüt harekete geçecektir. Open Subtitles كافة منظمتنا ستتهيأ لتوضيح أهمية هذا الحدث
    Bugün, burada, dünyanın bir çok yüzü olduğunu anlatmak için buradayım. Open Subtitles أيها الناس , أنا هنا اليوم لأشرح لكم أن العالم مليء بعدة أوجه
    Gerçeği Pat'e anlatmak için ondan randevu istediğini anlattı. Open Subtitles قائلةً أنها كتبت خطاب لـ "بات" حتى تلتقي بها لتخبرها بالحقيقة عنا
    Evet, Simba, şimdi anlatmak için bir fırsatın var. Open Subtitles حسناً سيمبا هذه فرصتك لتخبرهم
    Planınızı anlatmak için okyanusun yarısına kadar kürek çekti. Open Subtitles جاء عبر المحيط ليخبرنا عن خطتك
    Karıma anlatmak için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles لا أستطيع الإنتظار حتى أخبر زوجتي،
    Endüstrideki hiç kimse, o hikâyeleri izlemek için aç ve para ödemeye istekli kimselerin hikâyelerini anlatmak için koşuşturmuyordu. TED لم يندفع أحد في المجال لرواية المزيد من القصص عن الجمهور الذي كان متلهفا ومستعداً ليدفع المال لرؤيتها.
    10 yaşındaki kızına soykırımı anlatmak için seçtiği kelimeleri hatırlamıyorum, fakat o hissi hatırlıyorum. TED لا أتذكر الكلمات التي اختارتها لوصف الإبادة الجماعية لابنتها ذات العشرة أعوام، لكنني أتذكر الشعور.
    Hikâyeleri anlatmak için nesneleri kullanmak, yeni bir ritüel tohumu ekmek, 13 yaşında olan birinin törenleri için değil yolun çok daha ilerisindeki birisi için? TED أتكون الاستعانة بتلك الأغراض لسرد القصص النواة لطقس جديد، ليست لمن هم في 13 سنة، إنما هي لمن اقترب من أواخر العمر؟
    Sizin berbat ölümünüzü anlatmak için hangi güzel muhabiri gönderecekler merak ediyorum? Open Subtitles من تكون الصحفية الشابة الجميلة التي سيقومون بإرسالها ، لتحكي قصة موتك؟
    Size hikayemi anlatmak için onlarınkini anlatmalıyım. Open Subtitles ... لتعرفون قصتي لابد أن تعرفونهم

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد