ويكيبيديا

    "annesiyle" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • أمه
        
    • والدته
        
    • والدة
        
    • والدتها
        
    • أمها
        
    • امه
        
    • أمّه
        
    • امها
        
    • أمّها
        
    • بوالدة
        
    • وأمه
        
    • لأمه
        
    • بأمها
        
    • أمّ
        
    • وأمها
        
    Gerçek annesiyle birlikte olamayacak ama nasıl olsa annesi hasta. Open Subtitles بالتأكيد لن يكون مع أمه الحقيقية لكن أمه الحقيقية مريضة
    Bayan Geveze, Manila'daki annesiyle sürekli telefonda konuşmaktan vazgeçecek gibi görünmüyor. Open Subtitles يظهر أن سيدة الدردشة لا تنقطع عن مكالمت أمه في مانيلا
    annesiyle olan bütün hayatını ve resimlerini bu kitabın arkasındaki boşluğa saklamış. Open Subtitles ثمّ يضع جيباً مؤقّتاً حيث بإمكانه .الاحتفاظ بصور والدته عن كلّ حياته
    Sizinle ve Amy'in annesiyle özel olarak konuşmalıyız. Haydi, gidelim. Open Subtitles نريد ان نتحدث معك و مع والدة إيمي على انفراد
    Marie'nin tatilleri için satın aldım. annesiyle birlikte Rennes'de yaşıyor. Open Subtitles .اشتريتها لأجل عطلات ماري هي تعيش في رين مع والدتها
    Ve o gece, tüm ailesi kanepelerde uyudular ve ev sahibimiz annesiyle birlikte uyudu biz yatakta yatabilelim diye. TED وفي تلك الليلة، أسرتها بأكملها أخذوا الأرائك و نامت جنبا إلى جنب مع أمها حتى يمكننا أن نأخذ أسرتهم.
    Jeremiah'ın gerçek annesiyle tanışmak isteyip istemeyeceğini hiç düşündün mü? Open Subtitles أتعلم فيما إذا كان جيرماياه يريد التعرف على أمه البيولوجية؟
    Dur biliyorum. Tekerlekli sandalyede oturan annesiyle çekilmiş fotoğrafla değiştirmişler. Open Subtitles أعرف، لقد تمّ إستبدال الصورة بصورة أمه وهي على الكرسي.
    Sarhoşlarla uğraşmaktansa onun annesiyle uğraşmak daha kolay. Open Subtitles بالمقارنة بالتعامل مع السكارى أمه سوف تكون سهلة التعامل
    Sadece senin hâlâ annesiyle yaşayan mini minnacık bir adam olmanla alakalı. Open Subtitles هذا يتعلق بواقع أنك رجل نحيل ضئيل لا يزال يعيش مع والدته
    Şimdi, Dylan annesiyle dönebilir ve sen de bir göt gibi davranmayı kesebilirsin. Open Subtitles الآن ديلين يمكنه العودة مع والدته وأنت يمكنك التوقف عن التصرف كـ أحمق
    annesiyle birlikte Helsingborg'da büyümüş. Annesi ölünce, 17 yaşında oradan taşınmış. Open Subtitles ترعرع مع والدته في هلسينغبورغ إنتقل في عمر 17، عندما ماتت
    Belki de onda iğrendirici bulduğun şey Peter'ın babası olduğuna göre onun annesiyle yani bir başka deyişle senin kız arkadaşınla seks yapmış olmasıydı. Open Subtitles ولعل ما وجدت حقا كان مثير للاشمئزاز باعتقاده لذلك في طلب أن يكون والد بيتر لابد أنه كان على علاقة جنسية مع والدة الطفل
    Tamam ozaman söyle, Dixon'ın biyolojik annesiyle nasıl gidiyor? Hmm... iyi gibi, ha? Open Subtitles حسنا, إذا, أخبريني, كيف تسير الأمور مع والدة ديكسون البيولوجيه؟ الأمور جيده, هه؟
    Fakat hepinizin kocamın annesiyle tanışmanızı istiyorum. Open Subtitles لكنني أريدكم جميعاً أن تقابلوا والدة زوجي.
    15 yaşında Güney Avustralya'da annesiyle yaşayan bir kız kardeşim var. Open Subtitles لدي إبنه عمرها 15 عاما تعيش معا والدتها في جنوب إستراليا
    Hayır. Bak, annesiyle ilgili bir ipucunun peşinde olduğunu söyledi. Open Subtitles لا، اصغ، لقد قالت أنها تتبع بعض الدلائـل بشأن والدتها
    12:30'da annesiyle birlikte tiyatroyu terk ediyor. Open Subtitles كانت تنصرف من المسرح مع أمها في الثانية عشرة و النصف كانت قد نسيت شيئاً فعادت إلى غرفة الملابس
    Ama hayatı boyunca bir kez sadece bir kez, annesiyle hem fikir olmadığını toplum içinde göstereceğini düşündüm. Open Subtitles أن أدخلها فى حياتها و أن أجعلها تعارض أمها علناً
    Clyde sınıfın ortasında kalkıp, annesiyle eve klozet oturağını indirmeye gitti. Open Subtitles كلايد وقف بنص الفصل, وتبع امه الى البيت ,لوضع المقعد للأسفل
    Hem bir çocuk annesiyle gelmişse... saçlarını çok özenli keserim. Open Subtitles إضافة إلى أنني لا ألخبط رأس طفل أبدا خصوصا عندما تكون أمّه في الدكان
    annesiyle birlikte gitti ama nereye gittikleri bana söylemedi. Open Subtitles لقد رحلت مع امها ولكن لم تخبرنى الى اين؟
    Sydney'in annesiyle görüşmemeye ikna etmek için bir yol bulmamda yardım etmeni istiyorum. Open Subtitles أريد مساعدتك في الإبتكار a إستراتيجية لإقناع سدني أن لا يتفاعل مع أمّها.
    Evet, torunun annesiyle tanışmak için bu da bir yol tabii. Open Subtitles حسنا, هذه احدى الطرق للقاء بوالدة الحفيد سوف اترككما
    Zor oldu gerçi ama kaderde annesiyle beraber çocuk yapmamız varmış demek ki. Open Subtitles نعم، هذا صعب و لكن أنا وأمه كان مقدراً لنا أن ننجب معاً
    Ana karakterden bir alıntı var, Arnold kim olduğu ve yaşadığı hayat hakkında annesiyle konuşuyor. TED وكانت هناك تلك الجملة التي قالها أرنولد ، الشخصية الرئيسية ، لأمه عندما كانوا يتشاجرون عنه وعن حياته التي يعيشها.
    Onun bir de en iyi üniversitelerden birine giden bir kızı var. Kızı da, annesiyle ilgilenebilmek için, üniversite eğitimini yarıda bırakacak. TED لديها ابنة كانت ستنضم إلى واحدة من أفضل الجامعات. ستظطر لترك الجامعة كي تعتني بأمها.
    Baban, sevgilisinin annesiyle tanışıyor demek. Open Subtitles أبوك يقابل أمّ صديقته. هذه خطوة هامّة للغايّة.
    annesiyle beraber onu bir sürü uzmana götürdük. Open Subtitles أنا وأمها أخذناها إلى العديد من الأخصائيين

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد