Bizim küçük anlaşmamızdan kesinlikle haberi olmayacak. Ayrıca Aptalın teki. | Open Subtitles | بالتأكيد ليس عن اتفاقنا الصغير بالا ضافة الى أنه غبي |
Elimi bir Aptalın kanıyla kirletmeden gideyim, Lawrence. | Open Subtitles | سوف اذهب يا لورنس قبل ان الطخ نفسى بدم احمق |
Kim daha aptal aptal mı, yoksa Aptalın kaçırdığı aptal mı? | Open Subtitles | الغبي هو من يتم اختطافه بواسطه غبي مثله مالذي تفعله ؟ |
Baban Aptalın teki ve her yeri sarkıyor. Annemin vücudun taş gibidir. | Open Subtitles | مُحال، إنّه أبله يعجّ بالترهّلات، أما أمي فهي فاتنة ذات جسد ملتهب. |
İzin mi vereyim! Ya Aptalın tekisin ya da kalpsiz birisin! | Open Subtitles | أما أنكِ حمقاء أوأكثر امرأة وحشية رأيتها |
en az onun kadar sahtekarsın. Eğer bilmiyorsan da Aptalın tekisin! | Open Subtitles | ولو لم تعلم ذلك فأنت أكبر مغفل على الأرض |
En azından çalışıyordum. Bu Aptalın mal aşırmasına yardım ettiğimi sandıklarından beni kovdular. | Open Subtitles | كنت أعمل هنا، لقد قامو بفصلي لأنهم اعتقدوا أنّني قمت بمساعدة هؤلاء الحمقى |
Aptalın teki ve sıradan bir manken olduğumu biliyorum ama seni tanıyorum. | Open Subtitles | أنا أعرف أنني غبي و أنني مجرد عارض أزياء, لكن أنا أعرفك. |
Şansın yaver gitmiş ve Aptalın birini öldürmüşsün. Aşağıda onlardan yüzlercesi var. | Open Subtitles | إنت كنت محظوظ و قتلت واحد غبي فيه كتير فشخ غيره هناك |
Aptalın biri yüzünü çizdi diye eğlenemezsin diye bir şey yok. | Open Subtitles | فقط لأن احمق رسم على وجهك لايعني انك لاتستطيعين الاستمتاع |
Bu da radyoda konuşan Aptalın tekinin bu olayı çok büyüteceği demek oluyor. | Open Subtitles | , نحن لسنا متزوجين حتى مما يعني أن ايّ احمق في برنامج اذاعي سوف يحول هذا الأمر إلى أمر هام و كبير |
Tahmin etmeliydim. Seni kaçıracak tek Aptalın sen olacağını tahmin etmeliydim. | Open Subtitles | وجب أن أعلم، أنت الوحيد الغبي بالقدر الكافي لتخطف نفسك. |
O Aptalın bunu yapmasına izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | ما الذي تتحدث عنه كالفين ؟ لن اجعل هذا الغبي يوقع بي هكذا بكل بساطة |
Ama şundan eminim ki, senin gibi Aptalın teki benim gibi kızı hakketmiyor. | Open Subtitles | شيء واحد مُتَأَكِّده منه، ذلك بأن ..أبله مثلك. لا يَستحقُّ بنت مثلي. |
Sen Aptalın tekisin. | Open Subtitles | إنك أبله لعين، هذه المرة لا يمكنني إنقاذك.. |
Evet. Haklısın. Haklısın, Aptalın tekiyim. | Open Subtitles | أنت محق، أنا حمقاء لا أعرف ماذا توقعت أن يحدث |
Ve ona, 'senin gibi yaşlı bir Aptalın sözünün benim için hiç bir değeri yok' dedim. | Open Subtitles | بالنسبة لي فإن كلمة من عجوز مغفل مثلك فى مضمونها .. أقل من لا شئ |
Bu kadar iyi olan bir şeyi ancak gerçek bir Aptalın atacağını düşündüm. | Open Subtitles | حسن ، أدركت أن الحمقى كليّـا فقط من يتخلصون من شيء ممتــاز تمـامـا |
Zorunlulupun Canavarı, Aptalın zevk aldığı, Noel yortusu gecesinde beni bağışlar mı? | Open Subtitles | أيها الوحش ، يا بهجة الأبله فلتتركني في ليلة عيد الميلاد هذه |
Bir Aptalın seni incik yapacağından endişe etmeden, insanların saçını kesmek zaten yeterince zor. | Open Subtitles | لكن هذا صعب بما فية الكفاية ان تجلس هناك منتظرا ان تحلق شعر احدهم وانت تكون قلقا من ان هذا الاحمق قد يضربك ربما |
Gerizekalı Aptalın tekiydim. Hiçkimseyi hatırlamıyorum. | Open Subtitles | لقد كنت مجرد وغدا غبيا انا لا اتذكر اى شخص اخر |
Hollywood'daki Aptalın biri kendine daha büyük bir havuz yaptıracak diye biletlere bir sürü para ödediler. | Open Subtitles | لقد دفعوا أموالا طائلة من أجل التذاكر أموالاً تعبوا في جَنيها لكي يتمكن بعض بلهاء هوليوود من شراء حوض سباحة أكبر بعد ذلك |
Affedersiniz, beyler, kontrolümü kaybettim. Aptalın tekiyim. | Open Subtitles | .أسف شباب, فَقدتُ هدوئَي هناك .أَنا أبلهُ |
Geçenlerde Aptalın biri televizyonda böyle diyordu. | Open Subtitles | سمعت أحمقا يقول هذا على التلفاز مؤخرا |
Sevgilin Aptalın teki olduğu ve geçmişini kabullenemediği için üzgünüm. | Open Subtitles | آسف إن كان خليلك أحمقًا ولا يستطيع تحمل ماضيك. |
Daha fazla çalkalanmaması iyi oldu yoksa Aptalın teki gibi gözükecektim, 1 Nisan aptalı, aynı şuradaki gibi. | Open Subtitles | من الجيد أنها لم تنخض أكثر وإلا بدوت بشكل غبيّ في يوم مقلب أبريل |