Evet, ama aramamın sebebi bu değil. Hemen buraya gelmen gerek. | Open Subtitles | نعم، ولكن هذا ليس سبب اتصالي احتاجك أن تأتي الى هنا |
Peki, olabilir, ama, aramamın sebebi bu değil. | Open Subtitles | حسنا , من الممكن ان هذا الصحيح لكن , ليس هذا سبب اتصالي |
Bakın sizi aramamın nedeni, nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum, bana çok yakın olan biri, bir çeşit varlıkla ya da ruhla bağlantı içinde bağlantı içinde olduğuna inanıyor ve... | Open Subtitles | أنظر، السبب في إتصالي هو أنا قليلاً خارج السيطرة هنا شخص ما قريب جداً لي |
Sizi aramamın sebebi,... sizi düşünüyor olmam,... kız kardeşim bana hayatı yaşamamı... ve yapmak istediklerimi yapmamı söyledi. | Open Subtitles | إذاً .. سبب إتصالي بك هو أن كنت أفكر فيكِ |
-Umarım aramamın sakıncası yoktur. Numarayı telesekreterinden aldım. | Open Subtitles | أتمنى ألا تغضبي لاتصالي حصلت على رقمك من الجهاز؟ |
Onu şimdi aramamın nedeni Amy'yi yatırdığı için telesekreterin cevap vermesini istememdir. | Open Subtitles | سبب أتصالي بها هو أنها ستضع إيمي على السرير و تذهب لجهاز تسجيل المكالمات |
Evet, aramamın ne kadar önemli olduğunu biliyorum ve tabii ki bekleyeceğim. | Open Subtitles | نعم، أعلم مدى ..أهميّة مكالمتي وسأبقى بالانتظار طبعاً |
Ama sanırım seni aramamın gerçek nedeni sadece seni sevdiğimi ve çok özlediğimi söylemek. | Open Subtitles | لكني أظن أن السبب الحقيقي لإتصالي بكِ أنني أردت أن أقول أني أحبكِ، وأفتقدكِ |
Aslında aramamın bir diğer sebebi de bu. Knob Hill Grand Otel bana bir araba gönderecek. | Open Subtitles | في الحقيقة هذا سبب اتصالي الفندق سيبعث سيارة لاصطحابي |
Sizi aramamın sebebi orada olan birini görmüş olmamdı. | Open Subtitles | سبب اتصالي بك هو أنه كان هناك شخص ما، وقد رأيته |
aramamın sebebi ayarladığım teslimat hiç elime geçmedi. | Open Subtitles | السبب من وراء اتصالي... الشحنة التي رتبت لها لم تصلني أبداً |
Seni aramamın sebebi şu. | Open Subtitles | اتستطيع ان تخمن ما سبب اتصالي بك؟ |
Senatör, aramamın nedeni, NSA'nın izlemesi hakkında. | Open Subtitles | -جيد سبب اتصالي يا حضرة السيناتور هو مراقبة الأمن القومي |
Endişelenip seni aramamın nedeni de bu zaten. | Open Subtitles | كلا لست المتحكم وهذا هو سبب اتصالي بك |
Seni aramamın sebebi, burada gerçekten sıradışı bir şeyler oluyor ve siz de "garip şeyler"de uzmansınız. | Open Subtitles | سَببُ إتصالي هو أنَنَا لدينا حالة إستثنائية هنا و بِما أن مُؤسستكم مُختصة في الأمور الغريبة |
Sizi 50 kere aramamın nedeni size geleceğin en parlak aktrislerinden birini görme fırsatını kaçırdığınızı söylemek istedim. | Open Subtitles | سبب إتصالي بك لأكثر من خمسين مرة هو لأني أريد أن أخبرك أنك فوت فرصة مقابلة شخص من أفضل الممثلين في العالم |
Dinle. Seni aramamın nedeni daha önce bu yollardan geçmiş olman. | Open Subtitles | إسمع يا رجل، سبب إتصالي بك هو لأنّك مررت بهذا الأمر من قبل. |
İşin doğrusu, seni aramamın sebebi seni tüm samimiyetimle... | Open Subtitles | في الحقيقة، السبب الرئيسي لاتصالي لإخبرك اني بصدق .. |
Yeterince adil. Seni aramamın diğer sebebi: "Üç" | Open Subtitles | السبب الآخر لاتصالي "هو سيناريو "الثلاثة |
Hayır, aslında aramamın sebebi bu. | Open Subtitles | لا، حقيقاً هذا سبب أتصالي |
Aramana sevindim. Lyla, aramamın nedeni bu değil. | Open Subtitles | سعدت بمكالمتك ليلى) , تلك ليست غاية مكالمتي) |
Ve seni aramamın tek nedeni bu değil. | Open Subtitles | ولكن ليس هذا السبب الوحيد لإتصالي |