Benim küstah Packer hayranı kız arkadaşımın lastiği patladı da. | Open Subtitles | أسف على التأخير لأن المتغطرسة مشجعة بيكر، صديقتي لديها شقة |
Ve en iyi arkadaşımın beni yargılamadığını bilmeye ihtiyacım var. | Open Subtitles | وانا اريد فقط ان اعلم ان صديقتي المفضلة لا تلومني |
Ve kafam güvendiğim arkadaşımın çocuğumu çalmasının öfkesi ile doluydu. | Open Subtitles | ورأسي مليئة بالغضب من صديق موثوق فيه قام بسرقة طفلي |
Ayrıca erkek arkadaşımın erkek arkadaşıyla tanışma fırsatını da kaçıramam. | Open Subtitles | بالإضافَة، لا يُمكنني تفويت الفُرصَة في مُقابلَة صديق صديقي الحميم |
Bir arkadaşımın başından geçen bir olayı anlatacağım, çünkü bu Bosnalı arkadaşıma olanlar, bu anlattıklarımın tam olarak nasıl hissettirdiğini size göstereceğini düşünüyorum. | TED | سأقوم بسرد قصة حدثت لأحد أصدقائي ، صديقة بوسنية .. حول ما حدث لها. لأني أعتقد أنها ستصور لكم ذلك الشعور على حقيقته. |
Artık ipler küçük arkadaşımın elinde değil, o yüzden gitsen iyi olacak. | Open Subtitles | نعم, لكن صديقى ليس المسؤول عن البيت ولهذا يجب عليكى انت تذهبى |
Doğru duydunuz millet, kız arkadaşımın bir kredi kartı var. | Open Subtitles | هذا صحيح يا قوم ، صديقتي الجديدة لديها بطاقة إئتمانية |
Kız arkadaşımın gerçekten kız arkadaşım olmak isteyip istemediğini öğrenmeye. | Open Subtitles | سأذهب لأرى إن كانت صديقتي ترغب حقاً أن تكون كذلكَ. |
Önemli olan kız arkadaşımın üzerinde kıyafet yokken internette olması. | Open Subtitles | النقطة المهمة هي كون صديقتي الحميمة بملابس فاضحة على الأنترنيت |
arkadaşımın götürüldüğü yer orası. Bir an önce gitmeliyim oraya. | Open Subtitles | ذلك المكان الذي اخذت إليه صديقتي يجب ان اذهب لهناك |
Bir arkadaşımın oğlunun ufak çapta bir plak şirketi olduğunu söyledim. | Open Subtitles | حسناً, أخبرته ان لدي صديق لديه ابن, لديه شركة إسطوانات صغيرة |
Bu havuz ne ki. arkadaşımın dev gibi bir havuzu var. | Open Subtitles | والآن هذا المسبح لا شيء عندي صديق عنده مسبح كبير جداً |
Bir arkadaşımın verdiği kötü tavsiye üzerine saflık yeminimi bozdum... | Open Subtitles | بعد بعض النصائح السيئة من صديق ..كسرت عهد الطهارة بيدي |
En yakın arkadaşımın benimle birlikte olmasını ve benimle konuşmasını istemiştim. | Open Subtitles | أردت أفضل صديق لي أن تكون معي والتحدث حول هذا الموضوع. |
Bir düşman beni en yakın arkadaşımın vahşi saldırısından kurtarmıştı. | Open Subtitles | عدوي أنقذ حياتي ولكن القاتل العنيف قتل أحد أعز أصدقائي |
İlk erkek arkadaşımı elimden aldın şimdi de arkadaşımın yemeğini mi elinden alıyorsun. | Open Subtitles | ، أولاً : صديقي وبعد ذلك أخذتِ طعام أصدقائي أتريدين بطاقة ائتماني ؟ |
Çünkü arkadaşımın düşüncesi mektubun, savcının ilgisini çekebileceği yönünde. | Open Subtitles | حيث ان صديقى يرى ان الخطاب قد يكون له بعض أهمية لدى المدعى العام |
Bakanım, üzüntü duyarak bildiririm ki... bu benim bir arkadaşımın sesi. | Open Subtitles | آسف لإعلامك بذلك، سيدي الوزير و ذلك كان صوت صديقة لي. |
Gidip babama arkadaşımın onu nasıl sorguya, çektiğini anlatmasını istemiyorum. | Open Subtitles | لن أدعها تشكو إلى والدي بأن صديقاتي يمنحنها الدرجة الرابعة |
Bu gece dışarı çıkıp yatmak için birini bulmak arkadaşımın fikriydi. | Open Subtitles | اسمعي , كانت فكرة اصدقائي بأن يخرجوني الليلة لاقوم بممارسة الجنس |
arkadaşımın arkadaşının çocuğu cüceydi. | TED | ثمّ، صديقة مقرّبة لصديقي أنجبت طفلة قزمة. |
Hayır , hayır! Bu kız arkadaşımın peri olup olmadığını sormaktan fazla değil. | Open Subtitles | لا لا ذلك ليس اسواء من ان تسألنى اذا اذا كانت صديقتى حوريه |
Belki iş arkadaşımın kafası karışmıştı, belki arkadaşım endişeliydi ve belki kocam aslında benimle empati kuruyordu. | TED | ربما كان زميلي مُرتبكًا، ربما كان صديقي قلقًا، وربما كان زوجي مُتعاطفًا معي. |
Artık bunu yapmamızın nedenin sadece ahlaki değil... güzel de olduğunu bildiğime göre, o zaman arkadaşımın telefonunu alana kadar bana rahat yok. | Open Subtitles | توقفي ,الأن وأنا أعرف ,السبب الذي يجعلنا نفعل ذلك ليس فقط سبب معنوي ,بل جميل اذا أنا لن أرتاح حتى ارجع لصديقتي هاتفها |
Siz birkaç yakın arkadaşımın çocuklarının resimlerini de çektiniz ve o resimler her zaman gazete ve dergilerde çıkıyorlar. | Open Subtitles | لقد صورت العيد من أطفال أصدقائى هذة الصور ستظهر للأبد فى الجرائد والمجلات |
Birbirimizi gazlaya gazlaya sikiyoruz ve sen işten bir arkadaşımın karısısın. | Open Subtitles | نحاول أن نعمل بجد سوياً كما أنكِ زوجة رفيقي في العمل |
İş arkadaşımın evindeki bir akşam yemeğinde tam 20 dakika daldım. | TED | كل زمن الخروج البالغ 20 دقيقة أثناء حفلة عشاء في منزل زميل. |
Kesinlikle hoşlanılabilir biri, ve kuzenim veya kuzenimin kuzeni veya arkadaş ya da arkadaşımın arkadaşı, ya da üvey birşeyim olsaydı ondan kesin hoşlanırdım. | Open Subtitles | كما أنه قابل للإعجاب ومتأكدة من أنني سأحبه إن كان إبن عمي أو قريباً لإبن عمي أو صديقاً لصديق أو صهراً أو نسيباً ما |