Onunla arkadaş olmam seninle arkadaşlığımı azaltmaz ki. | Open Subtitles | فقط لأنني صديقتها، لا يعني أنيي سأقلل من صداقتي لك |
Brooke ile olan arkadaşlığımı yok eden şey o duygulardı. | Open Subtitles | حسناً هذه المشاعر هي التي افسدت صداقتي مع بروك |
Bu nedenle sana yardım etmek istiyorum, ...arkadaşlığımı ve tavsiyelerimi teklif ediyorum. | Open Subtitles | ولهذا أريد أن أساعدكِ لأعرض عليكِ صداقتي ونصيحتي |
Kazanmak için hiçbir şey yapmamışken, arkadaşlığımı hak ettiğini nasıl düşünürsün? | Open Subtitles | أنّى تظنّ أنّك تستحقّ صداقتي بينما لم تفعل شيئًا يستحقّها؟ |
Tek bir an bile olsa benim arkadaşlığımı onunkine tercih ettiğini düşünebilsem buna anlayış gösterebilirdim. | Open Subtitles | قد أتفهم لو جعلتني أشعر ولو للحظة واحدة فقط أنكِ تفضلين صحبتي على صحبته |
Sadece arkadaşlığımı değil, güvenimi de kaybettin. Saygımı kaybettin. | Open Subtitles | لم تخسر صداقتي وحسب، بل وخسرت ثقتي واحترامي. |
- Seninle olan arkadaşlığımı tehlikeye atacak bir şey yapmam. | Open Subtitles | أنا لن تفعل أي شيء ليهدد صداقتي معك. |
Blair ile olan arkadaşlığımı, itibarımı akademik kariyerimi yok etmek istedin. | Open Subtitles | "لقد حاولتِ تدمير صداقتي مع "بلير وسمعتي ومشواري الجامعي |
Blair'le olan arkadaşlığımı yok etmeye çalıştın, saygınlığımı, akademik kariyerimi. | Open Subtitles | "لقد حاولتِ تدمير صداقتي مع "بلير وسمعتي ومشواري الجامعي |
Seni tanıdığım şu kısa ve nahoş süre boyunca, beni tanık kürsüsünde aşağıladın, bir soruşturmadan attın eski karınla olan arkadaşlığımı baltaladın şimdi ise birdenbire ortak olduk öyle mi? | Open Subtitles | في المدى القصــير، الزمــن الكريــه الذي قد عرفتك فيــه، قد قمت بإهــانتي في منصة الشــهود، طردتني من التحقيــق. أتلفت صداقتي مع طليقــتِك، والأن فجـأة، نحـــن شركاء ؟ |
Ailemi ve arkadaşlığımı düşünün. | Open Subtitles | فكر في عائلتي و صداقتي. |
Eğer Christina ile arkadaşlığımı bitirmemi istersen... Hayır. | Open Subtitles | - (لو أردتِني أن أنهي صداقتي مع (كريستينا .. |
Blair ile olan arkadaşlığımı, itibarımı, akademik kariyerimi mahvetmeye kalkıştın. | Open Subtitles | لقد حاولتِ تدمير صداقتي مع (بلير) وسمعتي ومهنتي الأكاديمية |
Melissa ile arkadaşlığımı ne kadar kıskandığını fark etmedim mi sanıyorsun? | Open Subtitles | هل تظنين انني لم الاحظ كم انتِ غيورة بشأن صداقتي معَ (مليسا)؟ |
Ben arkadaşlığımı o kadar ucuza satmam. | Open Subtitles | -حسناً، أنا لا أبيع صداقتي بهذا الرخص |
Çünkü bu onunla olan arkadaşlığımı mahvediyor. | Open Subtitles | لأنه يخرب صداقتي معه |
Şimdi "at" kelimesini oynayıp iki basit puan alarak oyunu ona bırakacak ve böylece dünyanın en zeki adamıyla arkadaşlığımı koruyacağım. | Open Subtitles | (سوف ألعب الكلمة (عند من أجل نقطتين تافهتين، ألقي المباراة وهذا سيؤمن صداقتي مع أذكى شخص في العالم |
Onlara arkadaşlığımı sundum. | Open Subtitles | عرضت عليهم صداقتي |
Neredeyse Matty ile arkadaşlığımı mahveden ve Luke ile lişkimi sabote eden Eva. | Open Subtitles | التي كادت تدمر صداقتي بـ(ماتي) بينما تخرّب علاقتي بـ(لوك). |
Oliver, sadece arkadaşlığımı değil aynı zamanda güvenimi, saygımı kaybettin. | Open Subtitles | -أوليفر)، إنّك لم تفقد صداقتي فقط) . إنّك فقدت ثقتي واحترامي. |
Bay Rochester'ın benim arkadaşlığımı isteyeceğini düşünmen çok aptalca olur. | Open Subtitles | ستكون حماقة من السيد أن يفضّل صحبتي |