| Fakat arkadaşlıkta, aşkta da olmasını umut ettiğim bir şey vardır: | Open Subtitles | لكنّ الصداقة فيها شيء أتمنّى أن يكون في الحبّ كذلك: |
| Savaşta ne kadar vahşi ise, arkadaşlıkta da o kadar centilmendi. | Open Subtitles | مثلما كان عنيف في المعركة كان نبيلاً في الصداقة |
| Dürüstlük, benim için bir arkadaşlıkta bulunması gereken en önemli şey değildir. | Open Subtitles | الصدق هو ليس أكثر الشيء المهم بالنسبة لي أفضل الصداقة. |
| Erkekçe bir arkadaşlıkta uygunsuz bir şey yoktur. | Open Subtitles | لا يوجد شيء غير مناسب في الصداقة الرجولية |
| Bu çok etkilediğim için beni önemsedi ama bunun ötesinden bana arkadaşlıkta ötesini teklif etmedi. | Open Subtitles | بطريقة أثرت به كان يهتم بشأني لكن غير هذا, لم يعرض عليّ سوى الصداقة |
| Ne de olsa, arkadaşlıkta tek bir kural vardır. | Open Subtitles | مع ذلك , ففي الصداقة هناك قاعدة واحدة |
| Karatenin üstadısın arkadaşlıkta birincisin | Open Subtitles | # انت استاذ في الكاراتيه # # و الصداقة للجميع # |
| arkadaşlıkta özür dilemekte yoktur, teşekkür etmekte! | Open Subtitles | لا يوجد شكراً أو آسف فى الصداقة |
| Jerry arkadaşlıkta harikadır, ama bağlılık konusunda kötüdür. | Open Subtitles | -جيري) ممتاز في الصداقة) ولكنه سيء جداً في الإرتباط |
| arkadaşlıkta herhangi bir gaye olmasın. | Open Subtitles | " ولا تجعل هنالك هدفاً من الصداقة " |
| arkadaşlıkta birincisin Herkesin sevgilisisin | Open Subtitles | # و الصداقة للجميع # |