Bu yeleği bir arkadaştan ödünç aldım, bu ona ait. | Open Subtitles | انا استلفت هذا القميص من صديق وتلك الاشياء تخصه هو |
Senin benim için arkadaştan fazlası olabileceğin hakkında verdiğim yanlış izlenimler için üzgünüm. | Open Subtitles | أنا آسفة على كل إشارة لم أعطيها لك لأني أعتبرك أكثر من صديق |
! Bir futbol kampında sana arkadaştan daha öte olmak istediğimizi söylemiştim. | Open Subtitles | أثناء مخيّم كرة القدم أخبرتك أنني أريد أن أصبح أكثر من صديق |
Beni ilgilendirmez ama ortağım onunla arkadaştan öte olabileceğinizi düşünmüş. | Open Subtitles | ليس هذا من شأني لكنه يظن أنه أكثر من صديق |
911'i aradığın zamanki sesin arkadaştan daha öte geliyordu. | Open Subtitles | صوتك على إتّصال الطوارئ بدا وكأنّكما أكثر من مُجرّد صديقين. |
Acaba siz ikinizin arkadaştan daha fazla olma şansınız var mı? | Open Subtitles | جمعتكما سوياً تجعلنا نقول أن الأمر تخطى حدود الصداقة ؟ |
Evet, ajansınızın numarasını bir arkadaştan edindim. Sanırım birisi beni öldürmeye çalışıyor. | Open Subtitles | مرحباً، حصلت على رقم وكالتكم من صديق أظن أن احدهم يحاول قتلي |
Ancak bana, normal bir arkadaştan daha öte olduğumu hissettirmelisin. | Open Subtitles | لكني سوف لا أزال أشعر بأني أكثر من مجرد صديق |
Dün seni bunun için aradım. Bunlar olurken bir arkadaştan duydum... | Open Subtitles | لهذا اتصلت بك اليوم الماضي لقد سمعت عن الأمر من صديق وكل هذا كان يحدث |
- Şşşş! Sınıfta hoşlandığı biri olup olmadığını sor, yani arkadaştan öte. | Open Subtitles | اسألها ، إن كانت تحب أحداً من المدرسة ، أكثر من مجرد صديق |
Takımın üç üyesi sanal bir arkadaştan bahsettiğinde, bu dikkatlerin üzerlerine çevrilmesine neden olur. | Open Subtitles | عندما يتحدث ثلاثة من فريقك عن صديق وهمي فهذا يدفع الى رفع الحاجبين |
Sen arkadaştan çok ihtiyacım olan biriydin. | Open Subtitles | لكنك كنتي صديق وأكثر في اللحظة التي كنت احتاج فيها إلى واحد |
Ama bir arkadaştan tavsiye. | Open Subtitles | أنا آسف بخصوص والدك ولكن خذ هذه النصيحة من صديق لك |
Erkek arkadaştan fazlası olmuş, evlilik çanları çalıyor gibi | Open Subtitles | ذلك أكثر من صديق ذلك يبدو مثل أجراس زفاف |
Ama onun evinde yattın. Bu, onu arkadaştan daha öte yapmaz mı? | Open Subtitles | لكنكِ نمتي في منزله ألا يجعله هذا أكثر من صديق ؟ |
bunu dene. Bir arkadaştan hediye. | Open Subtitles | جرّب هذا شرابٌ نادرٌ جدّاً، هديّةٌ من صديق |
Seni tanıdığımdan günden beri seninle arkadaştan daha öte olmak istiyorum. | Open Subtitles | تمنيت ان اكون اكثر من صديق معك منذ ان التقيتك |
- Aslında isminizi SAS'taki ortak bir arkadaştan aldık. | Open Subtitles | حصلنا على إسمك من صديق مشترك بالقوات الخاصه |
Sen arkadaştan fazlası olmak istiyorsun, ama ben evliyim. | Open Subtitles | تريد أن تكون أكثر من صديق .. وانا متزوجة |
Aslında... Arkadaş değiliz. arkadaştan öteyiz. | Open Subtitles | نحن لسنا صديقين، بل أكثر من صديقين |
Sanırım sana arkadaştan daha yakın olduğumuzu söylemem gerekirdi. | Open Subtitles | حسناً ، فلتفترض بأنني أخبرتك بأن علاقتنا أكثر من الصداقة |
Dün tanıştığım yıkılmış erkek arkadaştan eser yok. | Open Subtitles | لا يُشبه الخليل المُحطّم الذي إلتقيتُه البارحة. |
Seni bir arkadaştan daha çok... genç bir kadın gibi yetiştirmeliydim. | Open Subtitles | كان علي أن أربيكِ أكثر كامرأة شابة وليس كرفيقتي |
Hepimiz arkamızı kollayan bir arkadaştan faydalanabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا جميعًا أن نستفيد مِن صديقٍ مثله في صفّنا. |