ويكيبيديا

    "artış" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • زيادة
        
    • الزيادة
        
    • إرتفاع
        
    • ارتفاع
        
    • تصاعد
        
    • تزايد
        
    • تصعيد
        
    • بزيادة
        
    • علاوة
        
    • ازدياد
        
    • ترتفع
        
    • أرتفاع
        
    • مرتفعة
        
    • لزيادة
        
    • تزايداً
        
    -Son altı ayda üçe misli bir artış mı var? Open Subtitles في الشهور الستة الأخيرة ، زيادة بمقدار ثلاثة أضعاف ؟
    Eylül ayından itibaren okuldaki sorunlarda bir artış olduğunu gözlemledik. Open Subtitles منذ سبتمبر الماضي لاحظنا زيادة في المشاكل خلال الدوام المدرسي
    Son 3 aydır, Birinci Sınıf Narkotiklerin eleman isteklerinde artış var. Open Subtitles للشهر الماضي هناك زيادة كبيرة في مطلب قضايا مخدرات الفئة الأولى
    Hapishanelerimizin nüfusundaki bu gözle görülür artış böyle oldu. TED تلك كانت أسباب الزيادة في تعداد المساجين.
    2 yıl önce, hatta daha fazla olmuştur. Çılgın bir artış oldu. Open Subtitles قبل عامين كان يستحق أكثر من ذلك، مع إرتفاع أسعار الطعام حينها.
    Yani, her şeye rağmen koloni çöküş sendromunda artış gözükmüyor. Open Subtitles إذاً، لا يوجد ارتفاع في انهيار المستعمرات الفوضوي في النهاية
    Aritmi, ciddi kramplar, tükenmişlik sendromu diye bir şeyde artış ve yüksek tansiyon. Open Subtitles عدم انتظام ضربات القلب ، التشنج الشديد ، زيادة شيءٍ يُدعى مرض الهزال
    Ve bunun anlamı, belki ufak bir parça çekersek, ... ... insanların sağlığında ve ömrünün uzunluğunda artış gösterebilir. TED وذلك يعني انه رُبما لو عدلناه قليلاً يمُكننا زيادة الصحة وإطالة عمر الناس
    Böyle bir büyümeden sonra hiç net artış yok. Demek ki, 'birlikten güç doğar' aksiyomunda bir doğruluk payı varmış. TED بعد هذا التوسع الضخم لا يوجد اي زيادة في الاصابات وهناك شيء في هذه الحقيقة هو ان هناك امان في هذه الارقام
    Veriler ayrıca, zamanının çoğunu aynı yerlerde geçiren insanların kredileri geri ödeme oranlarında %6'lık bir artış olduğunu da gösteriyor. TED أوضحت المعلومات زيادة وقدرها ستة في المئة من احتمالية السداد من بين العملاء المنتظمين في أماكن وجودهم معظم الوقت.
    Yeni Zelanda seks işçiliği yapan insanların sayısında bir artış görmedi. Ama suç olmaktan çıkarmak güvenli hâle getirdi. TED لم تشهد في الواقع نيوزيلاندا زيادة في عدد محترفي الجنس، ولكن السماح بعدم تجريمة جعله أكثر أمانا.
    Bunu Homerik gelenekte yazılmış en eski kitaplarda görebilirsiniz; iç gözleme yaklaşan kitaplarda küçük bir artış var. TED لذلك يمكنكم رؤية أن في أقدم كتب التقليد الإغريقي هوميروس، هناك زيادة صغيرة في كون الكتب تقترب من مفهوم التأمل الذاتي.
    Aynı zamanda üretkenlikte de büyük bir artış sağladı. TED ولكنها أيضًا ساعدت في زيادة الإنتاج بشكل كبير.
    Ve bu basitçe okyanusun asitliğinde bir artış var demek oluyor. TED واساساً هذا يعني ان هناك زيادة فى حموضة المحيط.
    1990'ların sonundan bu yana, verimlilikteki artış ücret ve istihdamda görülen artıştan ayrışmış durumda. TED منذ أواخر التسعينات، الزيادة في الإنتاجية تنفصل عن الزيادة في الأجور والعمالة.
    Banliyöde yaşayanların sayısında artış var ve o bölgede bulunan bar sayısı görece az kalıyor. Open Subtitles مع إرتفاع في الركاب ومع الإحتياج النسبي لـ حانات الضوآحي السكنية
    Son yıllarda, küresel ısınma nedeniyle, şimdi aşağı yukarı yüzde 10'unu kapsıyorlar, 25 ilâ 50 katlık bir artış. TED في السنوات الأخيرة، بسبب الاحترار العالمي، هي الآن تغطي حوالي 10 في المئة -- ارتفاع بمعدل 25 إلى 50.
    Gazetede yazdığına göre, geçtiğimiz yıl boyunca bölgedeki uyuşturucu ile ilişkili suçlarda artış olmuş. Open Subtitles مكتوب هنا أنه تصاعد عدد الجرائم المتعلقة بالمخدرات بهذه المنطقة خلال العام الماضي
    Ekin üretiminde arıların polenlemesine ihtiyaç duyan yüzde 300'lük bir artış var. TED لقد تزايد حجم المحاصيل التي تحتاج لتلقيح النحل ب 300 بالمئة.
    1941 yazında, Hitler ve Himmler arasındaki bir dizi toplantının ardından Sovyet Yahudilerine yapılan eziyetler ciddi oranda artış gösterdi. Open Subtitles بعد سلسلة من الإجتماعات بين هتلر" و"هيملر" في صيف 1941" كان هناك تصعيد في إضطهاد اليهود السوفيت
    1976 yılında, kömür çıktısı 605 milyon tondu % 4,1 artış olmuş. Open Subtitles كان إنتاج الفحم عام 1976 604 مليون طن. بزيادة بلغت 4.1 بالمئه
    Bariz olarak bize de gelmiyor çünkü dört senedir maaşımda artış olmadı. Open Subtitles وبالطبع لا تذهب إلينا ...لأنني لم آخذ علاوة مـُنذ 4 أعوام حسناً؟
    Birdenbire oranları inceleme ve üye olma oranları artış gösterdi, biz net olduğumuz zaman. TED فجأة، رأينا نسب الظهور، في نهاية المطاف معدلات الاشتراك، في ازدياد عندما سلطنا الضوء على ذلك.
    Bence yetişkin bezi satışlarında artış olabilir. TED أعتقد أن مبيعات حفاضات الكبار قد ترتفع.
    Son polis istatistiklerine göre Quahog'da suç oranında gözle görülür bir artış mevcut. Open Subtitles آخر أحصائيات الشرطة قد كشفت أرتفاع كبير في الجريمة في كافة أنحاء كوهاغ
    O zaman neden hormon düzeyin onunla beraberken artış gösteriyor? Open Subtitles إذن لماذا تكون مستويات الهورمونات لديك مرتفعة عندما تكون بقربها ؟
    Pazarlamaya daha fazla ödenek, etkileyici bir güvenlik sistemi faaliyetlerde artış olduğu hissediliyor. Open Subtitles أموال اضافية من اجل التسويق أمن مثير للاعجاب بحق جو عام لزيادة الفعاليات، يمكنك الشعور بهذا
    1941 yılının yazında katledilen insan sayısında büyük artış gözlenirken, Open Subtitles فرق التدخل سجّلت حالات قتلهم بدقة شديدة في ذلك الصيف من 1941 أظهرت سجلاتهم تزايداً كبيراً فى جرائم القتل

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد