Sanatla uğraşan insanlar, bir diktatör için tehlike arz ederler. | Open Subtitles | الأشخاص الذين صنعوا الفن يشكّلون خطراً على أي دكتاتورية. |
Meyhaneciden korkmana gerek yok. Artık kız için tehlike arz etmiyor. | Open Subtitles | لا داعي لأن تخافي من صاحب الحانة لم يعد يشكل خطراً عليها |
Hala yüz milyonlarca dolar kaybeden şirketler halka arz ile milyarderler yaratıyor olabilir. | TED | الشركات التي ما زالت تخسر المئات من ملايين الدولارات ربما تصنع مليارديرات من خلال العروض الأولية العامة. |
Aslında, üç sene önce, analistler arz için değil ama talep için petrolün tepe noktasını görmeye başlamışlardı. | TED | في الواقع , منذ ثلاث سنوات كان المحللين السائدين يبدأون بملاحظة الذروة النفطية ليس من العرض,بل من الطلب. |
Bu arada babam haftaya Taft Şti.yi halka arz edecek, yani sermayeni 36'ya değil 34'e yatır. | Open Subtitles | بالمناسبة، والدي سيعلن عن الإكتتاب في الشركة الأسبوع القادم 34 لذا أشتر السهم اليوم ب 36 ليس بـ |
Boyu, 6 m'ye ulaşsa da, insanlar için tehlike arz etmez çünkü yalnızca balıkla beslenir. | TED | رغم طوله ذي ال 20 قدما وبما انه يأكل الأسماك فقط فانه لا يشكل خطرا علي البشر |
, zamanında girmek en üst seviyede önem arz etmektedir, | Open Subtitles | يجب عليك أنت أو زميلك أن تدخل الرمز الصحيح في وقت قياسي |
iHA, ilk halka arz demektir. | Open Subtitles | عارضاً آخر ا.ع الـ ا.ع هو الاكتتاب العام |
Güneş depremleri ve tsunamileri Dünya için tehlike arz etmezken bir patlamanın şiddetli etkisi çoğunlukla "koronal kütle atımı" ya da "CME" denen, tehlikeli püskürmelere yol açar. | Open Subtitles | بينما لا تشكل الزلازل أو التسونامي الشمسية خطراً على كوكب الأرض الـوَهَــجْ الشـمـسـي العنيـف يسبب من آن لآخر إنفجارات |
Cinayet döngüsü bittiğine göre şimdilik kimse için tehdit arz etmiyor. | Open Subtitles | فهو لا يشكّل خطراً على أيّ أحد في الوقت الراهن بعد انتهاء دورة قتله |
Eğer senin tehlike arz ettiğine inanırsam o kurallar gereği seni tekrar akıl hastanesine gönderebilirim. | Open Subtitles | و هذه الشروط تلتزم أذا انا ظننت أنكِ خطراً بأي شكل أضطر أن أعيدكِ الى المشفى فوراً |
Eğer senin tehlike arz ettiğine inanırsam o kurallar gereği seni tekrar akıl hastanesine gönderebilirim. | Open Subtitles | و هذه الشروط تلتزم أذا انا ظننت أنكِ خطراً بأي شكل أضطر أن أعيدكِ الى المشفى فوراً |
Onun toplum için tehlike arz ettiğini kabullenmek zorundasın. | Open Subtitles | لابد أن تتقبلي بأنه يمثل خطراً على المجتمع. |
Halka arz için birkaç kadro oluşturdum. | Open Subtitles | لقد جمعت بعضاً من الكادر الإداري لمناقشة العروض العامة |
Halka arz, hepimiz için bol para demek. | Open Subtitles | العروض العامة تعني الكثير من المال لنا جميعاً |
Bu da arz ve talep ve fiyatlandırma analizleri ve bir sonraki fırsat dalgasının nereden geleceğini söyler. | TED | ويحلل العرض والطلب والتسعير ويخبرك من أين ستأتي فرصتك القادمة. |
1 numara; farklı meslekler ve beceriler için, arz ve talebin nasıl öngörüleceğine dair plan. | TED | أولا، خطة عن كيفية توقع نسبة العرض والطلب المتعلقة بمختلف الوظائف والمهارات. |
Benim kaygım da şu; neden Ian halka arz saçmalığından bahsedip duruyor? | Open Subtitles | و أول مخاوفي هو لمَ (إيان) جاء لنا بهراء الإكتتاب العام ؟ |
Taft Şti.yi halka arz etmeye karar verdim. | Open Subtitles | قررن أن أعلن عن الإكتتاب في الشركة |
Bu silahlar güvenliğimize açık ve net bir tehlike arz ediyordu. | Open Subtitles | وشكلت تلك الأسلحة خطرا واضحا وقائمًا على أمننا |
, zamanında girmek en üst seviyede önem arz etmektedir, | Open Subtitles | يجب عليك أنت أو زميلك أن تدخل الرمز الصحيح في وقت قياسي |
Bak Jack, halka arz tahsisatlarımı sendika yöneticime verdim. | Open Subtitles | اسمع , جاك , لقد أعطيت النقابة مخصصات مدير الاكتتاب الخاصه بي |
Ofisteki diğer kişiler için tehlike arz etmekte. | Open Subtitles | إنها تشكل خطرا للأفراد الآخرين في المكتب |
arz hangi noktada talebi karşılamakta zorlanır sorusu ticaret yaparken ilgi alanım olmaya başladı ve tam bir takıntı haline geldi. | TED | السؤال حول النقطة التى لن يتمكن فيها العرض من مواكبة الطلب هي من أثارت انتباهي أثناء عملي في البورصة. وأصبحت هاجسا مطلقا. |