ويكيبيديا

    "arzu" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الرغبة
        
    • رغبة
        
    • أردتِ
        
    • رغبتك
        
    • والحاضر
        
    • الرغبات
        
    • الرغبه
        
    • مرغوب
        
    • بالرغبة
        
    • مرغوبة
        
    • تتمناه
        
    • رغبته
        
    • الإرادة
        
    • أردتما
        
    • الحنين
        
    Kimsenin mümkün olduğunu düşünemediği kadar kendini ileri götürmek için amansız bir arzu. Open Subtitles الرغبة الصارمة لتدفع نفسك بشدة و أبعد من أيّ أحد يظن إنه يفعلها.
    Kimsenin mümkün olduğunu düşünemediği kadar kendini ileri götürmek için amansız bir arzu. Open Subtitles الرغبة الصارمة لتدفع نفسك بشدة و أبعد من أيّ أحد يظن إنه يفعلها.
    Tüm hayatım boyunca, bu hissi içimde taşıdım arzu ve ateş gibi, Open Subtitles لدي ذلك الشعور دائماً في داخلي طوال حياتي مثل الرغبة او الحمى
    Bay Chase, gururum okşandı ancak işimi çok ciddiye alıyorum ve geçici bir arzu adına bunu riske atmayı hiç istemiyorum. Open Subtitles أشعر بالإطراء، لكن آخذ عملي على محمل الجد لا أريد تعريض كل شيء للخطر لقاء ما يزعم أنها رغبة سريعة الزوال
    İçsel bir duyguyla başlar, içsel bir arzu ya da ihtiyaçla. TED حيث تبدأ بإحساس داخلي, رغبة داخلية, أو حاجة.
    Dünyayı dolaşıyorum ve fark ettiğim şey şu ki, romantizmin girdiği her yerde bir arzu krizi var gibi görünüyor. TED لذلك لقد جبت حول العالم، وما ألاحظه هو في كل مكان حيث قد دخلت الرومانسيه ، يبدو انه هنالك أزمة الرغبة.
    Peki, arzuyu ne devam ettirir ve arzu neden bu kadar zordur? TED لذلك مالذي يحافظ علي الرغبة ، ولماذا هي صعبة جدا؟
    Eh, arzu edilmenin sembollerini deli gibi toplayarak. TED حسناً، عن طريق جمع دلالات هذه الرغبة بشكل هيستيري
    İşte benim çalışmalarımda ilgilendiğim şey bu dilek ya da bu arzu. TED وتلك الامنية, او الرغبة, التي اعتقد اني اتعامل معها في اعمالي
    Cinsel arzu veya orgazm konusunda çalışmayı düşündün mü? TED هل فكرت في دراسة الرغبة الجنسية أو الذروة الجنسية؟
    İşte o anki arzu ve konsantrasyonla kazanabilir. TED وفي تلك اللحظة من الرغبة والتركيز يمكنه الفوز
    Bugün okyanusları kurtarmaktan çok ekolojik arzu için buradayım. TED أنا هنا اليوم لأن إنقاذ المحيطات أمر أكبر ما يكون من رغبة إيكولوجية.
    Yapmayı vaadettiği şeyler ile gerçekten ilgilendiğini gösteriyor ve sistemi temelden değiştirmek için güçlü bir arzu var. TED هو بالتأكيد بين ارتباطا حقيقيا في كثير مما وعد بالقيام به، وهناك رغبة حقيقية لتغيير النظام بشكل جذري.
    Filmin bugünkü renkli versiyonu yönetmenin hep arzu ettiği tarzda oluşturuldu. Open Subtitles النسخة الملونة الأصلية، تمت إعادتها بناءً على رغبة المخرج.
    Eğer arzu ederseniz, aşağıya kadar ben indirebilirim. Open Subtitles يمكنني أن آخذه إلى قسم الأدلة من أجلك لو أردتِ
    Sevgili kızımı arzu ettiğini duymak içimi ferahlattı. Konuştuğumuz gibi yükünden kurtul. Open Subtitles أخبار رغبتك تجاه ابنتي المحبوبة تسعد قلبي، تخلصي من العقبة كما تناقشنا.
    arzu ettiğimiz geleceğe uzanan bağlar başladı çatırdamaya... Open Subtitles الماضي والحاضر يدوران* *ويداخل كلّ منهما الآخر
    Kendimizi ifade etmek, ortaya koymak istiyoruz, ama bu sanatsal arzu ölü sanatçıyla çok daha karanlık bir formda ortaya çıkıyor. TED نريد أن نعبّر، أن نكشف عن أنفسنا، لكن مع الفنان الميت، الرغبات الفنية تكشف عن نفسها بصورة مظلمة.
    arzu da değil. Open Subtitles رغم أنى أحس بذلك أو الرغبه, وأحس بذلك أيضا
    İkincisi arzu edilen ama gösterişsizdir ve bu nedenle baş aktörümüzün müstakbel bebeklerine layıktır. TED الثانية مرغوب فيها ولكنها محتشمة، لذلك فهي تستحق أن تكون أماً لأطفال رجلنا البطل في المستقبل.
    "Ama şimdi sizlere teşekkür etmek için mutlak bir arzu duyuyorum." Open Subtitles وأشعر الآن بالرغبة المطلقة لأن أقول شكرا لك
    Ya arzu edilmeyi kendisine öğretecek ya da mutsuz olacak. Open Subtitles فلتتعلمي كيف تكوني مرغوبة وإلا فلن تكوني سعيدة
    arzu ettiğini elde etmiş olabilir... artık gecenin heyecanı oldu. Open Subtitles ربما نالت ما كانت تتمناه فهى لديها احساس بالليل الان
    O narsistik ego yapısından dolayı acı çekiyordu, dolayısıyla kelimenin tam anlamıyla soyunu çoğaltmak için bir arzu içerisindeydi. Open Subtitles لقد كان يعاني من حب ذات نرجسي، وبالتالي رغبته بنسخ نفسه حرفياً عبر ذريته.
    Çok arzu eden, yolunu da bulur. Ailemi ikna etmeyi başardım. Open Subtitles أينما تكون الإرادة موجودة, يكون هنالك طريق أريد أن أقنع عائلتي
    arzu ettiğiniz bir şey olursa, isteyin yeter. Open Subtitles إذا أردتما شيئاً، اطلباه فحسب.
    Söylenmemiş ve duyulmamış güçlü arzu yarı-uyumuş, yarı-uyanık hayata uykulu gözlerle bakıyordu Open Subtitles الحنين الغير مسموع الخفيّ نِصْف النائمِ، نِصْف يقظ انظرْ بنعاس في الحياةِ

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد