Geçen seneki astronot davası ile ilgili bir film yapıyorlar. | Open Subtitles | انهم يعملون فلم عن قضية رائد الفضاء من السنة السابقة. |
İkiniz de pekiyi ile geçtiniz. astronot araştırmamızda bizim finalistlerimiz olacaksınız. | Open Subtitles | كلتاكما اجتازت الاختبار بسهولة، وستكونان في التصفيات النهائية لاختيار رائد الفضاء |
astronot daha sonra en iyi yolu belirlemek için Görev Kontrolü ile iletişim kurabilir. | TED | يستطيع رائد الفضاء بعد ذلك أن يتواصل مع مركز التحكم بالمهمة ليُحدد أفضل طريقة للتعامل معها. |
Ya da bir astronot ya da beyin cerrahı falan filan. | Open Subtitles | أو رائدة فضاء أو جراحة مخّ إلى آخر كل هذه الأشياء |
Dün, Japonya saatiyle akşam 11.47'de yedi Amerikalı astronot Cape Canaveral'dan uzaya gönderildi. | Open Subtitles | البارحة الـ20 من الشهر الجاري 11: 47 بتوقيت اليابان سبعة رواد فضاء أمريكيون.. |
Her bir astronot, kişisel eşyalarının arasında yaklaşık on tane ipek bayrak taşıdı. | TED | حمل كل من رواد الفضاء حوالي عشرة أعلام من الحرير في حقائبهم الشخصية. |
astronot büyük bir takımın... sadece en çok görünen üyesidi. | Open Subtitles | رائد الفضاء هو الواجهة لفريق ضخم يشملنا جميعا حتى الرجل الذي يسمح الأرضية |
Buradaki tek astronot benim ve sizin Amerikan kıçlarınızı kurtaracağım. | Open Subtitles | أنا رائد الفضاء الوحيد المؤهل و سأنقذكم من هنا |
Bir Amerikan kahramanı için büyük bir parti. Oğlum, astronot. | Open Subtitles | الحفلة الكبيرة للبطل الأمريكي ابني، رائد الفضاء |
astronot ve sivil test pilotu Steven Wagner. | Open Subtitles | رائد الفضاء وطيار الإختبار المدني ستيفن واجنر |
Cadılar Bayramı'nda en son astronot kılığına girmiştim. | Open Subtitles | آخر مرة قمت فيها بعيد الهالوين تنكرت بزي رائد الفضاء |
Küçükken kuyruğunu çektiğim... attığım şeyleri getirmeyi öğretmeye çalıştığım... ve seni astronot olarak giydirdiğim için üzgünüm. | Open Subtitles | أنا آسفه على شد ذيلك عندماكنتصغيرة.. كنت أحاول تعليمك لعبةالأمساكبالكرة.. و أسفه على إلباسك زي رائد الفضاء |
Ben de astronot olacağım. Ne eğlenceli. Phil, sıra sende. | Open Subtitles | و أنا سأكون رائد الفضاء هذا ممتع,فيل,اذهب |
astronot arkadaşımız kafayı yedi ve başkanı öldürmeye kalkıştı. | Open Subtitles | صديقنا رائد الفضاء قلق أثناء نومه و حاول قتل العمدة. |
Küçük bir çocukken astronot olmak istiyordum ama Kanada'da büyüyen genç bir kız olarak bu benim için mümkün değildi. | TED | أردت أن أكون رائدة فضاء عندما كنت فتاة صغيرة، ولكن لنشأتي في كندا كفتاة شابة، لم يكن ذلك حقا متاحًا بالنسبة لي. |
astronot olmak için fazla ayyaştı. | Open Subtitles | انها مخمورة ولا يمكنها حتى ان تكون رائدة فضاء |
astronot olmak için fazla ayyaştı. | Open Subtitles | انها مخمورة ولا يمكنها حتى ان تكون رائدة فضاء |
Bir astronot ekibinde olduğunuzu hayal edin. Mars'a ya da başka uzak bir gezegene gittiğinizi. | TED | تخيل أنك أحد أعضاء طاقم رواد فضاء مسافرين إلى المريخ أو كوكب آخر بعيد. |
Birkaç saat önce astronot Neil Armstrong aya ayak basan ilk astronot oldu. | Open Subtitles | سيرتدون رواد الفضاء بذتهم الفضائيه بعد بضعه ساعات نيل ارمستروغ سيخطو خطواته الاولي |
Sarah sorumsuz davrandı ama o artık sadece bir astronot değil. | Open Subtitles | ربما تصرفت سارا بقلة المسؤولية ولكنها لم تعد مجرد رائدة الفضاء |
Bir astronot olarak, yapmaya hazırlandığı bir şeyi. | Open Subtitles | كرائد فضاء , انه شيء كان مستعد للقيام به |
Hayır, MTV reklamlarındaki astronot eleman. | Open Subtitles | كلا، رجل الفضاء على اعلانات الـ أم تي في كلها |
Tamamen astronot kostümü içinde bir adam gelip bana bir beşlik çaktı. | Open Subtitles | رجل مر بجانبي بزي رجل فضاء بالكامل وضرب كفه بكفي |
Ronald Reagan'ın gizli astronot programının bir parçasıyım. | Open Subtitles | أنا عضو في برنامج روّاد الفضاء السريّين. |
Tüm dünyada 106 astronot var ve ben onlardan biriyim! | Open Subtitles | هناك 106 رائد فضاء حول العالم و أنا واحد منهم |
astronot Aday Programı'na hoş geldiniz. | Open Subtitles | مرحباً بكم في برنامج الترشيح لرائد الفضاء |
Bilmiyoruz. astronot, izci olduğunu sanıyor. | Open Subtitles | لا نعرف, السائر في الفضاء يتعقد نفسه متعقب للأثر |