Planımıza göre, ayarlanmış dikenler eklemeliyiz. | TED | وبخصوص مخططنا، نحن بحاجة لإضافة عمود فقري مضبوط |
Görüntü panelinin sabit diski görüntüleri her iki dakikada bir çöpe atmaya ayarlanmış. | Open Subtitles | القرص الصلب للوحة العرض معد لأجل التخلص من الفيديو كل عدة دقائق |
Ama bu öyle bir durum sayılmaz. Daha önceden ayarlanmış bir şeydi. | Open Subtitles | ولكن هذا أمر لا يحسب كما أنه كان مرتب مسبقًا |
Zırhlı araç üst uçlu dükkanlardan para almak için ayarlanmış. | Open Subtitles | ومن المقرر أنها سيارة مصفحة لنقل حتى النقد من مجموعة من المتاجر الراقية |
Devre tetiklendiğinde patlamaya ayarlanmış. | Open Subtitles | تم تعديله للإنفجار عند توصيل الدائرة الكهربية |
İkinci bomba 8.30'da patlayacaksa üçüncü bomba da aynı zaman içinde patlamaya ayarlanmış olabilir. | Open Subtitles | إذا كان من المفترض أن تنفجر القنبلة الثانية في الساعة 8: 30 مساء فربما تم توقيت القنبلة ثالثة لتنفجر في ذلك الوقت أيضا |
ayarlanmış mı? | Open Subtitles | زُورت ؟ |
Kulaklarımız, etrafımızdaki havadaki titreşimlerin kakofonisini, alkışları, muslukları, iç çekmeleri ve sinekleri birbirinden ayıran hassas şekilde ayarlanmış elektriksel impulslara dönüştüren ince ayarlı bir biyolojik makine parçasını içine alır. | TED | تتضمن آذاننا آلة بيولوجية مضبوطة بعناية تحول نشاز الاهتزازات في الهواء من حولنا إلى نبضات كهربائية مضبوطة بدقة تميّز بين التصفيق والدق والآهات والذباب. |
Son 50 yıldır bütün Grand Prix'lerin galibi belliymiş. Hep ayarlanmış. | Open Subtitles | كانوا يعرفون الفائز بكل سباق في الجائزة الكبرى للـ50 سنة الماضية، دائماً مدبر. |
ayarlanmış bir izdivaç da olsa, hatta satılsam da sana yardımı dokunmayacak bir izdivaç yapmayacağım. | Open Subtitles | سواء أكانَ زواجاً مدبّراً لهُ أو سيتمّ بيعي، أنا لن أورّط نفسي في زواج لايخدمك أبداً |
Telefonun her açıldığında kamera kaydına başlayacak biçimde ayarlanmış. | Open Subtitles | هاتفكِ مضبوط على وضعية التسجيل عند تشغيله |
Yay 40 kilovata ayarlanmış. Hepsi tutuyor. | Open Subtitles | النابض مضبوط على 40 كيلوبوند كل شيء متطابق بالضبط |
- Tarayıcı yanlış ayarlanmış olabilir. | Open Subtitles | فمن الممكن أن يكون الماسح غير مضبوط |
Sistemi temizlemek için kullanılan, dosyaları kalıcı olarak silmeye ayarlanmış özel bir sabit diskleri var. | Open Subtitles | لديهم نظام متطور في مسح بيانات القرص الصلب في مكانه معد لحذف كل الملفات دورياَ كل خميس |
Hareket ettiğinde yayılmaya ayarlanmış olabilir. | Open Subtitles | لا تفعل، ربما معد لكي ينفجر عند أي حركة |
Ama şimdi anlıyorum ki böyle ayarlanmış. | Open Subtitles | لكني أدرك الآن إنه كان مرتب لذلك |
Kennedy Gable. Bununla beraber, para Emery'nin şirketine aktarılmak üzere ayarlanmış. | Open Subtitles | رغم ذلك المال في الأصل " مرتب على أن يذهب لشركة " إيمري |
Walsh'un karısını ve oğlunu öldüren Howard Clark bundan üç ay önceye salınması ayarlanmış ama Walsh Florida'yı terk etmeden önceki gün idman avlusunda çıkan sıradan bir hapishane kavgasında öldürülmüş. | Open Subtitles | هاوارد كلارك الرجل الذي قتل زوجة والش و ابنه كان من المقرر ان يفرج عنه قبل اشهر من الآن لكنه قتل في قتال عشوائي بالسجن |
Tarihi ayarlanmış bir mail. | Open Subtitles | . إنه البريد الإلكترونى المقرر |
Bu tekrar ayarlanmış gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو أنه قد تم إعادة تعديله. |
Roket 10 saat sonra fırlatış için ayarlanmış! | Open Subtitles | تم توقيت الصاروخ للإطلاق بعد 10 ساعات من الآن |
ayarlanmış mı? | Open Subtitles | زُورت ؟ |
Odanın merkezine tam doğru frekansa ayarlanmış bir lazer ışını tutulur ve merkeze yaklaşan bir atom lazer ışınının bir fotonunu yakalayıp yavaşlar. | TED | تُسلط أشعة ليزر مضبوطة على التردد الصحيح إلى منتصف الحجرة، فتقوم الذرة المتجهة نحو الليزر بامتصاص الفوتون فتتباطئ حركتها. |
Buna ne dersin, Bay Her şey ayarlanmış? | Open Subtitles | ما رأيك في هذا، يا سيد "مدبر دائماً"؟ |
ayarlanmış bir evlilikti. Sana iyilik yapmıştım. | Open Subtitles | كان زواجاً مدبّراً وكنت أسديك صنيعاً |