- herneyse.. bu ayrılık ilişkiniz açısından iyi olacak david buznik açısından da. | Open Subtitles | على كل حال, ان تجربت الانفصال ستقوي حبكم و تقديركم لبعض من اجلك |
Ryan, bence bu ayrılık hakkında kendine karşı dürüst olmuyorsun. | Open Subtitles | رايان , أظنك لست صادقا مع نفسك بشأن ذلك الانفصال |
Öylesine aşırı bir ayrılık korkusu vardı ki, onu hiç yalnız bırakamıyorduk. | TED | كان يعاني من قلق الإنفصال المعيق فلم نكن قادرين على تركه لوحده. |
Sonra bunun bir ayrılık veya boşanma yolculuğu olmadığını anladım. | Open Subtitles | ببطئ أدركت أنها ليست رحلة الفراق أو الطلاق، أو الإنفصال |
Bana ayrılık intikamı için çok büyük bir büyü gibi geldi | Open Subtitles | إنها تبدو كتعويذة كبيرة جداً بالنسبة لإنتقام من انفصال سيء |
Sizin gibi... ..tecrübeli iki ayrılık uzmanın burada olması harika. | Open Subtitles | مِن الرائع حقاً أن نحظى... بأخصائيتا انفصال بمثل خبرتيكما هنا. |
Ama yine rehine rolünü oynamak gerekir bir ayrılık hediyesi düşünün. | Open Subtitles | لكنك لا يزال عليك ان تلعبي دور الرهينة إعتبريها هدية فراق |
Ayrıca ayrılık sonrası, arkadaşlık öncesi zaman dilimimize geçmemizin vakti gelmiştir. | Open Subtitles | كما أنّه الأوان لننتقل للمرحلة التالية لما بعد الانفصال والسابقة للصداقة. |
Ancak buna rağmen Bu insanlara duyduğum sevgi açısından Kalbimde gerçek bir ayrılık hissi | TED | ولكن مع ذلك، ليس هناك شعور حقيقي من الانفصال عنهم في قلبي، من حيث الحب الذي أشعر لهؤلاء الاشخاص. |
Ne kadar cesur ve takdire değer olsa da şu anda ani bir ayrılık çok zalimce olur. | Open Subtitles | الانفصال المفاجئ الآن رغم الحاجة إليه سيكون قاسياً جداً |
Ve bu resime baktığınız zaman, hemen mutlu ve mutsuz insan kümelerini fark edeceksiniz, yine, üç ayrılık derecesine kadar yayılıyor. | TED | وإذا نظرت في هذه الصورة، يمكنك على الفور رؤية مجموعات من الناس السعداء والغاضبين، مرة أخرى، تنتشر لثلاث درجات من الإنفصال. |
Hayatını biriyle geçirmişsen ve o kişi gözünün önünde ölüp gidiyorsa o korkunç ayrılık acısını ta içinde hissedersin. | Open Subtitles | عندما تكونين قد قضيتى حياتك مع أشخاص ما ثم يوشكون على الموت و تشعرين بهذا الإنفصال المريع |
Bir düşünsenize, korkunç bir ayrılık sahnesi yerine "Gel, canım," deyip, birden kafalarını kopartıyorsunuz. | Open Subtitles | تخيلوا, بدال مشهد الإنفصال الفظيع تقولين, تعال إلى هنا وتقطعين رؤوسهم |
Kötü bir ayrılık yaşıyor ve birkaç günlüğüne burada kalacak... | Open Subtitles | تمر بمرحلة انفصال سيئة لذا هي سوف تبقى هنا لعدة ايامـ |
Bu kayıp herhangi bir şey olabilir. Aile üyesinin ölümü, eşinden ayrılık, sevdiği birinin taşınması. | Open Subtitles | هذه الخسارة قد تكون أي شيء، موت أحد الوالدين انفصال زواج، حبيبة رحلت عنه |
Kötü bir ayrılık ya da sonlanan bir dostluk gibi? | Open Subtitles | مثل انفصال علاقة أو شجار أدى لإنهاء صداقة؟ |
Bu bir veda değil. Yalnızca kısa bir ayrılık. | Open Subtitles | هذاليسالوداعالأخير، بلّ مُجرد فراق قصير. |
Haklısın, biraz erkek olup, güçlü kalmalı ve bu ayrılık denemesinde hayatta kalmalıyım. | Open Subtitles | أنت محقّ يجب أن أسترجل وأكون قويّا كي أنجو من تجربة الفراق هذه |
Başımdan bir ayrılık geçti ve mekanı zar zor finanse ediyoruz. Diyeceğim... | Open Subtitles | لقد مررت بإنفصال مؤخّرًا، ولقد كُنّا بالكاد أن نتحمّل أُجرة المكان، لذا، |
Steve ve Miranda üç haftadır birbirlerine nazik davranıp ayrılık dansı yapıyorlardı. | Open Subtitles | ستيف وميراندا تم القيام ومهذبا تجنب كل-الآخر تفكك الرقص لمدة ثلاثة أسابيع. |
ayrılık nedeniyle şuçluluk duyduğum için çocuklardan bilerek uzak durduğumu sanıyorsun. | Open Subtitles | انت تعتقدين أني أتجنب الأولاد متعمدا لأني أشعر بالذنب بسبب الأنفصال |
Bu şu ana kadar yaşadığım en berbat ayrılık süreci oldu. | Open Subtitles | أحس وكأننا نمر بأسوء إنفصال لعيد قد مررنا به من قبل. |
Öylesine bi merhaba demek için aradım..ayrılık sonrası.. | Open Subtitles | أردت فقط الإطمئنان عليكِ اليوم سنكمل ثلاث أشهر على انفصالنا |
Ayrıca sonuna doğru bazı ayrılık şarkıları da koydum, hani işler yolunda gitmezse diye. | Open Subtitles | و قمت بوضع بعض الأغاني الخاصة بالإنفصال في النهاية تحسبا فقط أن لا تسير الأمور |
ayrılık korkusu yaşamasından endişe duyuyorum. | Open Subtitles | لذا أخشى لربما يكون لديه بعض قلق الإفتراق |
Bugünlerde eylem uzak bir yer ve zamanda gerçekleşiyor, bu izleyiciye, gerçekleşenden kopuk olduğu hissini, bir ayrılık hissi veriyor. | TED | واليوم، تجري هذه الأمور في زمن وأماكن متباعدة، مما يقدم للمشاهد إحساسا بالابتعاد عما يحدث، و شعورا بالانفصال. |
Anladığım kadarıyla dostça bir ayrılık değilmiş. | Open Subtitles | افهم بأنه ليس انفصالا سلميا |
Kendi üzerine bahis oynayabilirsin. İyi bir ayrılık hediyesi olur. | Open Subtitles | تستطيعين المراهنة ضد نفسك، كهدية وداع |